Sen oyna kadınım

81 11 56
                                    

beomgyu

"inanamıyorum sana ya" dedim sinirle

"hayatım çok özür dilerim çok çok çok özür dilerim vallahi ilk ve son defa yaşanacak bir olay"

"bir daha böyle bir şey olursa koltukta yatarsın bir hafta"

"hmm beraber yatarız dimi kocacım?"

"yılışma pataklarım" dedim yapmacık şekilde

"ben gezmeye hazırımmmm" diye koşarak salona girdi harin

Harin elbisesinin arkasına bağladığı tuvalet kağıdıyla bize modellik yaparken taehyun gülememekten kızardı

"kuyruğun fazla uzun olmamış mı bebeğim?" diye sordum

"siz ne anlarsınız modadannn" dedi

"BEOMGYU KIZIMIZ SLAYLİYOR" dedi taehyun yerde tepinirken

"üstün kırışacak kalk" dedim sinirle

Harin'i kucakladım ve çaktırmadan kağıdı kopardım. Ben önde taehyun da sessizce kuyruğumda ilerledi, karşı bahçeye geçtiğimizde sofranın bahçede kurulu olduğunu gördüm ve az da olsa rahatladım. Ne olur ne olmaz

"hoşgeldinizz" dedi kocaman bir gülümsemeyle ido

"hııı çok hoşbuldukk" dedim sahte bir gülümsemeyle

"bu kadar şeye ne gerek vardı ya?" diye soran kocama sinirle baktım evliliğin ilk günlerinden hıyara bak

Evde bana yemek hazırlamak varken komşuya randevuya çıkarıyor pinti ucube piç. Ona sus seni öldürürüm bakışlarımı atarak oturdum

"idoo bak benim kuyruğum var" dedi harin ve etrafında döndü

Kuyruğunu hissedemeyince bir süre arkasına bakmaya çalışarak dönünce yere kapaklandı, ido gülümseyerek onu kaldırdı ve kucağıma verdi

"hmm uzun kuyruk sevdiğine göreeee hediyemi beğeneceksin" dedi ve arkasındaki poşeti harin'e uzattı

Harin neşeyle poşeti açtı ve içindeki prenses peleriniyle kocaman gülümseyerek ido'nun kucağına atladı, ikisi yapmacıklıktan uzak iki dakika geçirdiyse de ido o iki dakikayı gölgeleyecek kadar yapmacıktı

"harin koşturma bebeğim" dedim

"sıkma çocuğu ya eğlensin hazır havalarda düzeliyor" dedi ido yemek servisi yaparken

Hiç ses çıkarmayan kocama döndüğümde masanın altından maç izlediğini görmemle sinirlerim hopladı, ayağını tekmelediğimde bana bakıp şirince gülümsedi. Yemek faslı havadan sudan konuşarak geçtikten sonra masayı beraber topladık ve mutfağa götürdük

"atı tanıdın mı?" diye sordu ido

"hangi atı"

"bahçenize kaçan atımı"

"yoo nereden tanıyacakmışım?" dedim kaşlarımı çatarak

"kuyruğu benim kadar rengarenk boncuklarla kaplı bembeyaz bir at, çokta uysal olsun öyle uysal olsun ki tüm çocukların onunla oynamasına izin versin"

the other women | taegyuWhere stories live. Discover now