20. Bölüm

25.4K 896 107
                                    

(Bölüm Dilay için, umarım beğenirsiinMultimedia ve dinlemenizi önerdiğim bir şarkı var.)

20. Bölüm

5 Ay Sonra

Bazen sizinde hayatınızın aşkını ne zaman bulacağınızı merak ettiğiniz oluyordur. Hatta bir an önce karşınıza çıkıp tanışmak bile istersiniz. Onunla hep mutlu olacağınızı, tam birbirinize göre olacağınızı, birbiriniz için yaratıldığınızı düşünürsünüz. Peki ya o kişi karşınıza çıktığında, tahmin ettiğiniz gibi mutlu bir hayatınız olmazsa? Ya da karşınıza çıkan kişi gerçekten sizin hayatınızın aşkı, doğru insan değilse?

5 ay önce bende hayatımın aşkını bulduğumu düşünmüştüm. Ona gerçekten değer vermiş, kendimden, her şeyden daha çok sevmiştim. Aşık olmak çok zor ve farklı olsa bile ona aşık olduğumu sanmıştım. Belki de gerçekten olmuştum. Onun da bana aynı duyguları beslediğini sanıp, kendimi kandırmıştım. Ta ki onu verandada başka bir kızın dudaklarına nasıl yapıştığını görene kadar. İlk kez o zaman kalbimin acıdığını hissettim. Göğüs kafesimin sıkışıp, kalbimin arasında nasıl çaresiz kaldığını hissettim. Canım yanmıştı. Canım hiç o kadar yanmamıştı. Ellerim titremiş, bacaklarım beni taşıyamayacak hale gelmiş, boğazımda kocaman bir yumruk oluşmuş konuşamamıştım. Yazlıktan dönmemize daha 13 gün kalmasına rağmen orada daha fazla kalamayacağımı düşünerek annemleri ikna etmiş daha erken yola çıkmamızı sağlamıştım. Şimdilerde adını anınca sadece yüzümün buruşmasına neden olan o kişi, umurumda değildi. Bazen aklıma geldiğinde ise bir tuhaflık oluyordu içimde. Gözlerini, tenini, sıcaklığını unutamıyordum. Atamıyordum kafamdan. Tamamen bitiremiyordum onu içimde. Ama iyi olacağımı da biliyorum içten içe. Yanımda olan bütün dostlarım unutturuyordu bana bu yaz yaşananları. Elimde olsa bu yazı tamamen hafızamdan silmek isteyeceğimi biliyorlardı çünkü. Kimse yanımda yaz ile ilgili konuşmuyordu. Başkalarıyla mutlu olmayı öğrenmiştim. 

Ah bir de Samet vardı. O günün ertesi günü apar topar yazlıktan ayrılmamız belki de en çok onu yıpratmıştı. Daha sonrasında ise okullar açılmadan önce, annesini ve babasını ikna etmiş bizim evin çok yanına taşınmışlardı. Buna benimde çok ihtiyacım vardı. Çünkü Samet ile aramızda ki bağ o kadar farklıydı ki, en ufacık bir olaydan moralim bozulsa yanımda onu istiyordum. Zaten o da bunu bilerek beni yalnız bırakmıyordu. Her yerde birlikteydik. Okulda, evde, dışarıda, aklınıza gelebilecek her yerde. Onunla dertleşmek kendimi psikolojik yardım almış gibi iyi hissetmemi sağlıyordu. 

İyi oluyordum, unutuyordum. O yazı unutmayı hayatımda hiçbir şeyi istemediğim kadar çok istiyordum ve bunun için bana en çok yardım eden kişi Samet oluyordu. Onu seviyordum. Hayatımda ailemden sonra en değer verdiğim kişiydi. Onu deli gibi seviyordum.

***

Samet koltukta oturmuş, bende bacaklarımı kucağına uzatmış koltuğa uzanırken birlikte kitap okuyorduk. Çoğu zamanımızı ya onların evinde ya da bizim evimizde geçiriyorduk zaten. Annemler her ne kadar buna başka anlamlar yüklese de hiçbirine kulak asmıyorduk. Mutluyduk. Onunla hiç eğlenmediğim kadar çok eğleniyordum.

Taşınmalarından sonra bizim okula yazılmış ve büyük bir şans eseri aynı sınıfa düşmüştük. Okulda Almira, Samet ve ben takılıyorduk. İkisinin didişmesi okulu benim için tıpkı bir komedi filmine çeviriyordu. O kadar zıtlardı ki bir konu üzerine 3 saat tartışabilecek potansiyele sahiptiler. Belki de berbat geçecek olan günlerimi onlar eşsiz hale getiriyordu. 

Samet'in başını kitabından kaldırdığını görünce bende bakışlarımı ona çevirdim.

"Çabuk sıkıldın bakıyorum kitap okumaktan?"

Seninle Sonsuza KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin