28. Bölüm

23.9K 828 81
                                    

(Bölüm Elif için, umarım beğenirsiiin :') Multimedia'da Berk&Hazal&Samet vaar.)

°°°

"Okula gitmek istemiyorum Samet."

Bileğimi sıkıca kavramış elleri canımı acıtmaya başlamıştı ve o bunu hiç umursamıyor gibiydi. Üstelik taksiden inip okula yürümeye başladığımızdan beri hiçbir soruma cevap vermiyor, hiçbir sözümü dikkate almıyordu. Gerçekten okula gitmem saçma değil miydi ama? Kafamın içinde zaten binlerce soru vardı ve bilirsiniz okuldaki akraba evliliklerinin arasında bilincimi tamamen kaybedip cinnet geçirebilirdim.

Beni ufacık bir çocukmuşum gibi okula çekiştirmeye devam ederken taşa takılmam sonucunda sertçe belimden tutup kaldırdı ve hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti. Ah, okula daha önce bu kadar hevesli gittiğini görmemiştim gerçekten. Oraya gidince bu olaydan kurtulabileceğimizi falan sanıyor olabilir miydi?

Nihayet okul kapısına geldiğimizde adımlarını yavaşlatmasıyla derin bir nefes alıp omuzlarından tuttum ve kendime döndürdüm. Tamam. O okula girmeyecektim. Nokta.

Derin bir nefes aldım ve benden başka her tarafa çevrilen kafasını ellerimle çenesinden tutarak bana döndürdüm. Bana sanki eroinmanlar gibi bakarken, "Okula. Girmeyeceğim. Samet." dedim her kelimenin üstüne bastırarak. Hayır sanki hayatının şokunu kendisi yaşamış gibi davranıyordu. Tanrım. Verandada sevgilisinin önünde eski sevgilisiyle öpüşen solucan beyinli onun için gelmemişti. Bu kadar kafasını yorması gereken bendim. Samet değil.

"Bensiz bir yere gitmeni istemiyorum. Benim yanımda güvendesin." demesiyle ağzımdan kaçmasını engelleyemediğim kahkahamı attım. Evet, tamam evcil hayvanı değildim ben onun. Beni kimden korumaya çalışıyordu? Hapisten kaçan katilden falan mı?

"Tasma da ister misin Samet? Bilirsin, belki kaçmamam için kullanırsın?" diye sordum kaşlarımı kaldırıp.

Uzun bir süre, itiraf ediyorum ürkmemi sağlayan bakışlarını üstümde gezdirip çenesini ovdu. Az önce eroinmanlar gibi demiştim ya? Gibisini atın. Ciddiyim.

"Hazal benimle geliyorsun konu kapandı." deyip hızlıca tekrar bileğimden tuttu ve bu sefer bizi okul bahçesinin içindeki herkesin 'Ne yapıyor bu kaçıklar?' bakışlarına maruz bırakarak beni peşinden sürüklemeye başladı.

Onu yavaşlatmaya çalışarak çekiştirdiğimde kimsenin duymaması için kulağına doğru, "Okul dışında bir yere de seninle gelebilirim." diye mırıldandım. Evet evcil hayvanı gibi sürekli beni peşinden gezdirmesi büyük bir sorun olabilirdi belki. Okula beni zorla götürmeseydi eğer.

Sonunda durup bana döndüğünde cümlemi dikkate aldığını düşündüm. Hadi koca kafa şu lanet okuldan götür beni.

Yanaklarını şişirip nefesini dışarı verdikten sonra sesini yumuşatarak, "Nereye gitmek istersi?" diye sordu. Ah, sonunda.

"Fark etmez. Sadece sakin bir yere gitmek istiyorum." dedikten sonra gözlerimi okulun bahçesinde bize hâlâ garip bakışlar atanların üstünde gezindirdikten sonra tekrar Samet'e döndüm. "Bize çıplak bir şekilde okula gelmişiz gibi bakan şu gerzeklerin arasında olmak istemiyorum."

Göz ucuyla etraftakilere baktıktan sonra kolunu omzuma atıp beni kendine çekti ve okul çıkışına doğru yürümeye başladık. "Annemler evde değil." deyip hafifçe eğildikten sonra alnıma ufak bir öpücük kondurdu.

***

"The Notebook?"

Gözlerimi devirip ağzıma bir tane daha patlamış mısır attım ve ayağa kalkıp film kutusunun içine kafasını sokup isyan etmesine saniyeler kalmış Samet'in yanına gidip kutuyu elinden aldım.

Seninle Sonsuza KadarWhere stories live. Discover now