XIX.

5.7K 443 610
                                    

beni özlemediniz biliyorum djssdk ama bıraktığınız yerdeyim 1 yıldır şu bölümü yazıyorum :(( şahidim de var sorun louisnotontop'a!! kendisi iki bölüm arasında geçen sürede neredeyse her gün yazmaya motive etti beni, ve bu bölüm cidden yazmadı kendini, niye bu kadar sürdü yazılması bilmiyorum :( muhtemelen cliffhanger olduğu için, evet üzülerek söylüyorum geçişlerden bir bölüm bu :( işler kızışmadan iki salağı biraz böyle görelim dedim (keşke demeseydim 1 yıl oldu fdjhdfk) neyse, iyi okumalaar bebekler, sevgiler !!! :*** bir de gelecek bölümün bir kısmı yazılı, önümüzdeki 3 gün içinde eklemeyi düşünüyorum (belli olmaz 3 güne 3 bölüm de ekleyebilirim yapabiliyorum bazen jdjsfkgf) comment below and subscribe hadi bakıyim dsfjhsdfjkkdsfkl

Louis emindi ki, birkaç ay önce benliğiyle kendini verdiği adam tarafından öpülüp bir kenara atılsa muhtemelen oracıkta hıçkırıklara boğulurdu.

O an ise tek yaptığı kirpikleri arasından Alfa'ya bakmak ve sessiz kalmaktı. Ona yöntemlerinin mide bulandırıcı olduğunu ve kesinlikle eğitim sektöründe kariyer düşünmemesi gerektiğini söylemek istiyordu.

"Eşim sen mi olacaksın?" diye sordu bunun yerine.

Alfa bir an donup kaldı. Ardından anlamış olmalıydı ki, başıyla onayladı. "Ne yapman gerektiğini öğrenirken eşin benmişim gibi davranacaksın."

"Senin birkaç haftadır kuzenimle yaptığın gibi mi yani?"

Alfa'nın gözleri kısıldı. "Benimki kötü bir yanılgıdan fazlası değildi."

"Benimki de kötü bir oyunculuktan fazlası olmayacak, hm?"

"Tek yapman gereken emirlerime itaat-"

"Emirlerin seksüel hizmetleri de içeriyor mu?" diye kesti Louis, masumca gözlerini irileştirmişti. "Cüretkarlığımı mazur görün, pek yüce Alfa. Sadece rızam olmadan bana dokunmanızın nasıl bir açıklaması olduğunu anlamaya çalışıyorum."

Onu izlerken Alfa'nın sert çene hattı cam kesecek kadar kasılmıştı. Sol gözü sürekli seğiriyordu. "Sen de istedin."

"Ve sen bunu nereden biliyorsun?" diye sordu kollarını göğsünde kavuşturarak. "Sana istediğimi söyledim mi?"

"Sen de beni öptün." dedi Alfa dişlerinin arasından, sesinin derin tınısı altında gizli bir savunmasızlık vardı. Louis bunu nasıl kestirebildiğini bilmiyordu, çok da önemli değildi çünkü o an Alfa'ya sempati duymasını sağlayabilecek hiçbir şey yoktu.

"Çünkü bana öpmemi emrettin."

Neyden bahsettiğini anlamış olmalıydı ki, Alfa'nın aralık dudakları titredi. Louis kendini suçlu hissetmeyecekti, başka çaresi yoktu. Harry ondan kendisini öpmesini isterken alfa sesi kullanmamıştı, ama Louis kullandığını sanmasını sağlamakta bir sakınca görmüyordu çünkü yapamazdı işte. Omega olmak hiçbir anlam ifade etmediği altı çizilerek öpüldükten sonra o öpücüğe muhtaçmış gibi görünmeyi gerektiriyorduysa, eh, Louis artık bir omega olmadığına emindi zaten.

Alfa ağzını açtıysa da hiçbir şey diyemedi. Başka zaman olsa Louis bu andan fazlasıyla zevk alırdı çünkü onun kelimeleri kullanmak konusunda zorluk yaşadığına çok sık rastlamıyordu.

"Hayır," dedi Alfa sonunda, sesi bir şekilde uzaklardan geliyor gibiydi. "Senden o tür şeyler istemeyeceğim."

Bunun karşısında teşekkür falan mı etmeliydi? Başını sallamakla yetindi ve bir an ne yapması gerektiğini anımsamaya çalıştı. Tüm bu... şeyler olmadan önce ne yapmaya çalışıyordu?

Israrla kaçırdığı bakışları bir şekilde yine Alfa'yı buldu ve nefesini tuttu. Ne yapması gerektiğini hatırlayamıyordu çünkü onun tarafından bir kere öpülmek ona bunu yapıyordu işte. Tek bir öpücük ona aldığı nefesin başka bir önemi olmadığını düşündürtebiliyordu. Hatırlayamıyordu çünkü yapması gereken şey karşısındaydı işte.

far as fate, close as galaxyWhere stories live. Discover now