5. Bölüm

883 87 11
                                    

Sevgiyle kalın.

Sevgiyle kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5. Bölüm: Denize Düşen Yağmur

Gözlerini araladığında bakışlarımı kaçırıp yerdeki çakıl taşlarını topladım. Onu konuşmaya zorlamama kararı almıştım ama onun zorlamadan anlatmaya niyeti yok gibi duruyordu. Taşları denize atarken beni taklit etti. Birlikte denize taş fırlatıyorduk.

"Ablam Yağmur, benden yedi yaş büyük. Gördüğüm en cesur insan. Hiçbir şeyden korkusu yok." Aklına gelen şeyle kıkırdadı. "Babamdan bile. Bazen ona o kadar hayran kalırdım ki onun gibi olmak için onu taklit ederdim. Bir gün yine babamla tartıştı. O zamanlar on - onbir yaşlarındayım. Hatırladığım kadarıyla ablamın şehir dışında okumasıyla ilgiliydi." Taşları bırakıp Deniz'e döndüğümde bana bakmadan taş atmaya devam etti. "Babam bir aşiretin başında. Biraz katı, soğuk bir adamdır. Bizimde onun gibi olmamızı istedi hep. Onun kurallarına göre yaşamamızı, ona göre kusursuz olmamızı. Ablam buna karşı geldi. Kendi hayatını kendi yazmak istedi. Babam izin vermeyince kavga ettiler. Babam ablama 'ya ailen ya hayatın' diyince Ablam kapıyı çekip gitti."

Onun için ne kadar zor olduğunu yutkunamadığında anladım. "Bir daha hiç görmedin mi?"

"Gördüm. Her ay Kars'a gelir beni ve annemi görürdü. Bu bir süre böyle devam etti. Ablam gidince tek kaldım. Babam bana daha çok yüklendi. Ablama yaptıramadığı ne varsa bana yaptırmaya başladı. Ben ablam kadar cesur değilim. Git gide babam gibi duygusuz bir adama dönüşmeye başladım. Sonra ablamla da görüşmeyi bıraktım. Hakkım değildi belki ama ona kızmıştım. Beni bıraktığı için." Derin bir nefes çekti. "Ben on yedi yaşıma girdiğimde ablamdan bir kutu geldi. İçinde mektup vardı. Veda  mektubu,"

Gözlerimdeki sular birer birer firar ederken boğazımdan son cümlesiyle bir hıçkırık kaçtı. Bu düşündüğündende öte bir acıydı. Sırtını bana doğru çevirdi. Sanırım ağladığını görmemi istemiyordu. "İstersen devam etme." Zar zor kurduğum cümleyi cevapsız bırakıp devam etti.

"Ölüm konusunda bile benden cesaretli. O gitti. Ben hala yaşıyorum." Bir süre bekledikten sonra düzene soktuğu nefesiyle devam etti. "Aşık olmuş. Sonra hamile kalmış. Sevdiği kişiye bunu söyleyince ablamıda çocuğuda bırakıp gitmiş. Ablam tek kalmış. Önce ailesini sonra sevdiği adamı kaybetti. Kendimi düşünüp onu o kadar yalnız bırakmışım ki bunları bile mektupla öğrendim. Mektupta doğum yapacağını ve Damla'ya yani kızına sahip çıkmamızı istemiş. Ben ona yetişmeye çalıştığımda o çoktan son nefesini vermişti. Tam buradan veda etmiş hayata. Ölürken bile bana sığınmış. Ve o zor günlerinde ben yanında değildim. Hiç olmadım. Kendi derdime düştüm."

Ayağa kalkıp önüne geçtim. Hiçbir şey söylemeden ona sarıldığımda karşılık vermedi. Karşılık beklemeden sarılmıştım. "Senin suçun değil Deniz. Ablan o durumda bile sadece sana güvenmiş. Seni hiç suçlamamış. Sende kendini suçlama."

^-^  ^-^

Duran arabayla gözlerimi aralayıp yola baktım. Gelmiştik. Yol boyu hiç konuşmamıştık.

Hikayesi hala aklımda dönüp duruyordu. Ondan düşen göz yaşları beni büyük bir pişmanlığa boğmuştu. Ona bunları tekrar hatırlatmak, aşırı bencilce bir davranıştı. Sırf hayatımda bir şeyler değişsin diye, onun yaralarını kazımak... Pişmandım.

Her şeye rağmen yüzüme bir tebessüm kondurdum. "Yolun sonuna gedik demek." Kemerimi çıkartıp Denize döndüm. "Bundan sonra ne yapacaksın?"

"Bilmiyorum. Sanırım yine babamın kurallarına uyup benim için seçtiği kızla evlenir, benim için seçtiği işte çalışır, benim için planladığı hayatı yaşarım."

"Gerçekten evleniyor musun? Ben sizi dizilerde yaşıyorsunuz sanıyordum. Böyle aşirettir, kumadır falan. Kilosunca altın da veriyor musunuz? Hep merak etmişimdir."

"İsterse imam nikahında veriyoruz. Soruna gelecek olursak sanırım gerçekten evleniyorum. Annem arayıp söyledi. Babam bir kıza benim adıma söz kesmiş. Ne kızı tanıyorum ne de haberim var. Yine kendi yazıp kendi oynuyor." Ona üzülüyordum. Kim tanımadığı biriyle bir ömür geçirmek isterdi ki?

"O zaman evlenme. Sevgilin olduğunu söyle. İnanmazlarsa birinden yardım al. Babanın her istediğini yapmak zorunda değilsin Deniz."

Bu fikir sanki hiç aklına gelmemiş gibi aniden bana döndü. "Aslında, haklısın." mırıltı gibi çıkan cümlesine ön cama bakarak devam etti. "O zaman sana bir teklifim var."

"Ne gibi?" Dedim anlam vermeyerek.

"Şu sahte sevgili olayı için. Belki bana yardımcı olursun. Karşılığında istediğin bir şeyi alabilirim sana. Ev, araba ya da mücevher artık ne isterse ."

"Aslında bir yat hiç fena olmaz. Böyle aylık yakıtınıda karşılarsın. Oh mis." Deniz benden onay almış gibi gülümserken dalgayı bıraktım. "Deniz alay ediyorum. Ne yapayım senin yatını katını ben?" Dedim geriye yaslanırken. Birinin parasını yiyecek karaktere sahip olsam sabaha kadar nöbet tutmazdım.

"Bir hayalini gerçekleştirebilirim." Dedi.

Ümitle hala devam ederken ofladım. "Daha fazla saçma sapan vaatlerde bulunma."

Başını geriye atıp belirgin adem elmasını gözler önüne sermişti. "O zaman ne yapmam gerektiğini söyle." Bana bakmadan konuştuğunda bakışlarımı boğazından çektim.

"Ben ne alaka? Ajanslardan birini bulabilirsin."

"Babam tanıştıracağım kızın geçmişini araştıracaktır. Yalan olduğunu anlar. Ve ben seni istiyorum. Bugün sen öyle benim derdimi benimle yaşayınca uzun süreden sonra ilk defa güçlü hissettim. Sanki ablam yanı başımda gibiydi. Ablam gibi cesur olup babama karşı gelmeye karar verdim. Ama tek başıma yapamam. Belki sen yanımda olursun."

Sözleri beni etkilemedi desem yalan olurdu. Ama korkuyordum. Belki ben de ablası gibi cesur değilimdir. "Bilmediğim bir şehir, bilmediğim bir kültür- Emin değilim Deniz."

"En fazla bir kaç ay."

Dediğinde aklıma gelenle ona doğru eğildim. Tek kaşımı kaldırıp ciddi bir şekilde yüzüne baktım. "Ya bana aşık olursan?" Dedim.

Beni taklit ederek bana yaklaştı. "Ya sen aşık olursan?"

"Ben aşık olmam. Kalbim zaten dolu." Sesim oldukça net çıkmıştı. Söylediklerimde son derece samimiydim.

"İhtimaller üzerine konuşuyoruz. Ya aşık olursan, ne olacak?"

"İlk ben sordum." Dedim merakıma yenil düşerek. Çocuk gibi sen ben kavgası yapmazdık umarım.

"O zaman evleniriz." Koltukta geriye yaslanıp rahat bir şekilde elini bağladı. "Kars'taki tüm kızların hayalini yaşamış olursun."

Kendini beğenmiş tavrı beni sinir etmek yerine hoşuma gitmişti. Normalde kendini öven bir insanın yanında bile duramazdım. Ama Deniz'inki sevimli bir egoistlikti. "Ağayı kapmış olacağım desene." Dedim şakayla. Oda şakama karşılık dudaklarını kıvırdı. Bugün biraz fazla mı gülüyordu ne.

"E ne diyorsun? Geçici sevgilim olur musun?"

MAVİ PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin