24. Bölüm

347 38 24
                                    

Sevgiyle kalın.

Sevgiyle kalın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

24. Bölüm: Deniz'in Kızı

"Gönül gözüm kapalı bilerek sana yazılıyorum." Mikrofon olarak hayal ettiği kumandasıyla birlikte bağırarak diğer koltuğa atladı Berke.

"A penceresi aralı her yerine bayılıyorum." Dedi Cemre oturduğu koltukta Mustafa'yı hoplatarak.

"Yavrum baban nereli, nereden bu kaşın gözün temeli?" Diye devam etti Merve orta sehpaya çıkıp.

"Sana neler demeli ay seni çıtır çıtır yemeli." Dördü birden bağırarak şarkıya devam ettiler.

Şarkı bittiğinde yorgun düşüp kendilerini kanepeye attılar. "Benim çişim geldi." Dedi Mustafa Berkeyi dürterek.

Berke yorgunluğunu hiçe sayıp ayağa kalkarak Mustafa için tuvaletin ışığını yakıp geri salona döndü. Cemre bugün defalarca yaptığı gibi yine Denizi arayıp meşgule atılmıştı. Telefonu kenara atarken sırıtarak karşısında oturan Berkeye döndü.

"Bekoş," Dedi Cemre uzandığı koltuktan Berkeye dönüp. "Sende bir haller var."

"Ne gibi?"

"Bilmiyorum bir enerji gelmiş bir yenilenmişsin gibi. Bilmem gereken bir şey var mı?"

"Öyle mi olmuş?" Dediğinde Merve ve Cemre birbirine bakıp hemen dikeldiler.

"Görümce oluyorum." Dedi Cemre gereksiz bir sevinçle.

"Allahım düğünde kafama sim döktürücem." Dedi Merve. Göremcelik ve baldızlığa dair bildiği tek şey buydu; kafalarına sim dökmeleri.

"Durun bir ya." Dedi Berke.

"Anlat o zaman nasıl oldu?" Dedi Cemre heyecanla.

"İstemende."

"Ya bakın ben size diyorum. Biz topluca alalım bunları." Dedi Merve. "İstanbul'da kimse kalmamış gibi dadandık zaten onlara."

"Benimki onlardan değil."

"Benimki diyor." Dedi Cemre. "Tane tane anlatmasana oğlum!"

"Ya istemenden sonra Damla'yı babanesi gile bıraktık ya. İşte o ara bi kızla çarpıştım. Yani o bana çarptı. Baya bi söylendi falan. Sonra kirlenen üstünü ödemem için numaramı aldı. Yazmaya başladı."

"Ne hikayeler var." Dedi Merve iç çekerek. "Bizde araba yarışıyla tanışıyoruz."

"Bölmesene çocuğu!" Dedi Cemre. Bu duruma en çok o sevinmişti.

"Damla'nın halasıymış."

"Görüştünüz mü?"

"Evet. Biraz çatlak bir kız. Cafede oturduğum bir kızı sevgilim sanmış. Geldi oturdu benim iki çocuğum olduğunu ve onu terkettiğini falan anlattı. O kadar inandırıcı ağladı ki ben bile şüphe ettim bir an." Derin bir nefes aldı. "Bazen beni çok sinirlendiriyor. Ama beni kendine çekiyor bir türlü."

MAVİ PAPATYAWhere stories live. Discover now