Beşinci Bölüm

159K 10.1K 2K
                                    

Selamlar,

Elimdeki stokları yarıladık. Geçiş bölümü mahiyetinde bir bölüm oldu.

Keyifli okumalar diliyorum.

💫

Asu'nun Anlatımından

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Asu'nun Anlatımından...

"Ah anne ah!" dedim bıkkınca. Onun yanlış anlaması yüzünden saatlerdir bileğimde kelepçe, karakolda Savaş Bey'in odasında kilitli kalmıştım.

Beni buraya kilitleyen polis memuru namıdiğer müstakbel damat adayımdı.

Nagihan teyzeyle konuştuktan sonra taşlar yerine oturmuştu. Kadın beni polis oğluyla görüştürmek isterken annem bunu yanlış anlayarak öğretmen olan Can'la görüşeceğimi zannetmişti. Çünkü annemin öğretmen damat sevdası vardı. Neymiş tatillerimiz denk gelirmiş. Hafta sonu birlikte zaman geçirirmişiz.

Peki tüm bu numara alışverişi olurken ben bu olayın neresindeyim?

Hiçbir yerinde!

Asıl meseleyse Savaş Bey'di. Ögrendiğinde vereceği tepkiyi merak ediyordum o kibir abidesinin. Olaya iyi yönünden bakıyordum. En azından kafede buluşmamıza gerek kalmadan adamın nasıl bir kişilik yapısını olduğunu görmüştüm. Bu kadar inat ve dediğim dedik biriyle hayatta yapamazdım. Benim sakin ve huzurlu bir hayatım vardı. Kendi hâlimde olmayı seviyordum.

Annemin aldığı mumaranın öğretmen birine ait olmadığını ögrendiğinde vereceği tepkiyi de merak ediyordum. Herhalde delirirdi.

Yeniden saate baktım.

Savaş Bey'in de geleceği yoktu!

Saat 12 olmuştu ve ben kahvaltı bile yapmadan gelmiştim buraya. Açlıktan bayılacak kıvama gelmiştim. Gelen giden de olmamıştı. Resmen mahkum olan edilmiştim. İnsan en azından bir bardak su gönderirdi. Kaba adam!

Aklıma gelen fikirle sırıttım. Madem beni buraya kilitlemişti ben de onu arayarak buraya getirtirdim. Yani umarım. Polis diyerek kaydettiğim numarayı bulup aradım.

Çalıyor...

Çalıyor...

Çalıyor..

Üçüncü çalıştan sonra açtı. "Buyurun Asu Hanım," diyerek telefonu açtı.

"Karakola ne zaman döneceksiniz, Savaş Bey?"

"Ne oldu sıkıldın mı?" dedi alayvari sesiyle.

"Sizce?" dedim keyifsizce. "Ayrıca açım. Kahvaltı bile yapmadan gelmiştim buraya. Beni buraya kilitleyip gittiniz. Bir yudum su bile yok odada."

"Ben mi dedim sana, bana mesaj at diye?"

Gözlerimi kapattım sinirlerime hakim olmaya gayret ederek. Bu adama bir saat bile katlanamazdım ben. Ukala tavrı yüzünden deli ediyordu beni.

"Eğer buraya gelme zahmetinde bulunursanız, bu konuyu da açıklığa kavuşturacağız."

"Görevdeyim. Ayrıca su ve yemek getirmesi için bir arkadaşımı görevlendirmiştim, getirmedi mi?"

"Hayır yanıma gelen giden yok. Madem görevdesiniz ifademi başka bir memura vereyim. Evime gitmek istiyorum artık."

"İfadeni bizzat ben alacağım. Bir saate gelirim. Biraz daha sabret."

"B12'im çok düşük. Şu an açlıktan başım dönüyor. Geldiğinizde buradan cenazemi çıkarırsınız artık!"

"Bu çeneyle daha çok yaşarsın merak etme,"

"Ya sen ne biçim-" deyip sustum.

"Devam et," dedi keyifle. "Söyle ki cezan katlansın,"

Bıktım şu adamın karşısında susturulmaktan.

"Daha erken gelemez misiniz?" dedim bitkin bir sesle.

"Geliyorum baş belası, geliyorum." deyip telefonu yüzüme kapattı.

💫

Yazar Anlatımı...

Savaş görev değişimiyle motosikletine binip karakola doğru hızla ilerlemeye başladı. Asu biraz önce aramıştı ve nedensizce onu bekletmek istemiyordu. Zaten zayıf bir kızdı. B12 düşük deyince ister istemez endişelenmişti. Onu odaya hangi akla hizmet kilitlediğini sorguluyordu. Bazen çekilmesi güç bir adam oluyordu doğrusu.

Yolda seyir halindeyken telefonu çalmaya başladı. Uzun uzun çalınca annesinin aradığını anlayarak trafiğin olmadığı bir yerde durdu. "Söyle validem,"

"Oğlum müsait misin?"

"Sana her zaman müsaitim. Bir problem mi var, sesin kötü geliyor?"

"Yavrum galiba biz arkadaşımla bir hata yapmışız. Ben senin numaranı birine vermiştim ama o seni Can zannediyor. Kızın ismi Asu,"

Savaş telefonu hızla kulağından çekti. "Böylesi ancak beni bulurdu amına koyayım!" diye küfretti sinirle.

Can abi yazmıştı kız! Öğretmensin sen demişti. Kardeşi Alican aklına hiç gelmemişti ki.

"Kız şu an odamda kelepçeyle beni bekliyor. Ne yaptın validem sen?"

Nagihan Hanım utançla konuştu. "Kızın annesi pek bir hevesli konuşunca numaranı vermiştim kuzum. Vallahi kötü bir niyetim yoktu,"

Savaş sinirle saçlarını dağıttı. "Nasıl bakacağım kızın yüzüne şimdi ben?" dedi kendi kendine. Annesinin hâlâ hatta beklediğini fark ederek, "Tamam validem, gönlünü alacağız bir şekilde. Sen bu durumdan başka kimseye bahsetme. Kızı utandırmayalım daha," dedi.

"Olur kuzum. Kıza kibar davran annecim. Çok hanım hanımcık biri. Eminim oturup konuşsanız iyi anlaşırsınız,"

Savaş iç geçirdi. "Ne anlaşırız ama," dedi Asu'nun son hâli gözlerinin önüne gelirken. "Kendine dikkat et anne, kapatıyorum."

"Sen de oğlum. Allah'a emanet ol," dedi annesi. Savaş, "Eyvallah." deyip kapattı.

Telefonu cebine koyup sıkkınca etrafına bakındı. "Beyinsiz gibi davrandım kıza. Benim inadımı siksinler!" yüzünü sıvazladı. "Öyle nazik bir kız sana yazar mı lan?" diye söylendi. "Göz var izan var!"

💫

Sen daha çok vuracaksın başına Savaş Bey!

Olaylar çözüldükçe eğlence artıyor 😄

Gelecek bölüm yüzleşme olacak💃🏻💃🏻

Asu'nun, Savaş'a vereceği tepki ne olacak dersiniz?

Seviliyorsunuz.

Kırmızı kalp ❤

155 POLİSİYEWhere stories live. Discover now