Yirmi Üçüncü Bölüm

148K 10.1K 2.7K
                                    

Keyifli okumalar diliyorum.

Keyifli okumalar diliyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

💫

Sen adamı cehennemlik edersin!

Sözleri beynime balyoz darbeleri indirirken telaşa kapıldım. Aramızdaki milimlerle ölçülecek derecedeki yakın teması kesmek maksadıyla kendimi geriye çekmek istediğimde işler ters gitti ve ben kendimi Savaş'ın kucağında buldum.

Basbaya kucağına düşmüştüm.

Utançtan tenim cayır cayır yanmaya başlamıştı. Daha fazla saçmalayarak göze batmamak için put kesildim. Bel eksenimi saran kaslı koluyla şu an ki konumumuzdan epey hoşnut olduğu belli olan Savaş'ın sözleri bir kez daha donup kalmama sebep oldu.

"Her zerrenle beni kendine amade ediyorsun, Asu."

Boğazım kurumuş, avuçlarım ter içinde kalmıştı. Bedenimi saran saten kumaş tenime yapışmış gibi hissediyordum. "Savaş," diye mırıldandım ağzımın içinden. Başka bir kelime ekleyemedim arkasına. Zira bu yakınlığımız beni kalpten götürecekti. Kalçam dizinde, kolum çıplak gövdesine yaslanmış vaziyetteydi. Teninin ısısı tüm bedenimi alev alev yakmaya başlamıştı. Kaslarının belirgin çizgilerini bile hissedebiliyordum.

Alnını şakağıma yaslayarak derin bir nefes aldı. Kokumu içine çekişi nefesimi hızlandırdı. Göğsüm hızlı soluk alıp verişlerim yüzünden şiddetle kabarıp sönüyordu. Burnunu yanağıma sürttü. Ensemden sırtıma doğru bir ürperti geçti. "Üzerindeki bez parçasının içinde ne kadar baştan çıkartıcı olduğunun farkında mısın?"

Elimle çıplak omzuna tutundum. Parmaklarım tenine sertçe gömüldü. Dokunuşlarına alışmam çok zor görünüyordu. Her an kendimi kaybedebiliyordum. Karnımdaki sancı gitgide büyürken, bayılacak gibi hissediyordum.

Dudaklarım aralandığı an yatağın üzerindeki telefonu çalmaya başladı. Kucağından alelacele kalkmak için hamle yaptığımda ani hareketim kötü sonuçlanmıştı. Yanlışlıkla dizimin Savaş'ın bacağının iç tarafına kasıklarına yakın bir yere sürtünmesine sebep olmuştum. Belimden tuttuğu gibi beni kucağında sabitledi. Kaşları çatılıp alnında bir damar kabarıp nabız gibi atmaya başladı. Kalın dudaklarının arasından sarf ettiği sözler ise beni darmadağın etti.

"İrade bırakmadın yavrum, kıpırdanma,"

Utançtan yerin dibine girmiştim.

Bakışlarım elindeki telefonun ekranına kaydı. Ekranda beliren ismi görünce duraksadım.

Dilek mi yazıyordu orada!?

Savaş yüzünü sertçe sıvazladıktan sonra aramayı yanıtladı. "Efendim Dilek," pür dikkat karşıyı dinlemeye koyuldum.

"Geçmiş olsun izinde olduğumdan yeni haberdar oldum yaralandığından. Nasılsın Savaş?"

Savaş'ın yoğun bakışları beni buldu. Gözlerimi kırpmadan onu izlediğimi görse de bundan vazgeçmedim. Şu an tek odak noktam telefonun diğer ucundaki kadındı.

155 POLİSİYEWhere stories live. Discover now