Kırkıncı Bölüm

163K 9.5K 2.8K
                                    

Selamlar,

Selamlar,

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Yola bakar mısın?"

Durmaksızın üzerime çevrilen bakışları yüzünden kaza yapmasından korkuyordum. İlgisi güzel hissettiriyordu ama gözlerini yoldan ayırdığı her an endişelenmeden edemiyordum.

Sözlerim onun için hiçbir anlam ifade etmezken üstüne üstlük bir de serseri bir tavırla göz kırpmıştı.

"Kime diyorum acaba ben?" İşaret parmağımın ucuyla uyarıcı mahiyette kolunu dürttüğümde dizinde duran eliyle bir anda elimi tutup avcuna hapsetti. Soğuk parmaklarıyla elimi sarmalamıştı.

Sitem eder gibi konuştu. "Özlem gidermeme izin vermedin. Sana bakmama karışma, insaf et kadın,"

"Pardon, yolun ortasında, halka açık bir alanda ve ayrıca arabanın içinde nasıl özlem gidermeyi planlıyordun?"

Yüzündeki tüm mimikler canlandı. Gülümsemesi imalı bir hâl aldığında kaşlarımı kaldırmış merakla ona bakıyordum.

"Yanağından öpecektim Asu," deyip keyifli bir sesle güldü. Gülüşünün hoş tınısıyla kalbim eriyip gidecekti. Kalın ve biçimli dudaklarını ıslatmasıyla dikkatim dağıldı. Dilinin bıraktığı ıslaklıkla rengi biraz daha belirginleşmişti. "Arabada başka ne yapabiliriz yavrum?" yola odaklı gözleri kısıldı. Yine benimle alay edeceğini bu hareketiyle anlayabildim. Artık onu kitap gibi okuyordum. "Ama senin farklı fantezilerin varsa, anlat. Tekliflere açığım."

Ağzım söylediklerinin etkisiyle şaşkınlıkla açıldı. Alnımın ortasındaki çizgi kendini belli ederken onu payladım. "Sen... Sen ne düzenbaz bir adamsın ya!" elimi kendime çekmeye çalıştım ama bu hamlem kemikli parmaklarının bileğime sımsıkı dolanmasından ileriye gidemedi. Canımı yakmayan ancak onun gücü karşısında tutuşundan kurtaramadığım elimi dudaklarına doğru kaldırdı ve bileğimin iç tarafını öptü. Dudaklarının ıslak ve yumuşak baskısıyla direncim kırılır gibi oldu.

Hayır Asu, kanma kızım bu numaralara. Seni ağına düşürmeye çalışıyor.

Kara kaşları göz çukurlarını yoklarken, "Düzenbaz mı?" dedi memnuniyetsiz sesiyle. "Ayıp ediyorsun Asu. Ne düzenbazlığımı gördün?"

"Sayayım mı?"

"Bak sen," dedi kaşlarını kaldırıp. "Say say, içinde kalmasın."

Bazı surat ifadeleri çok tatlı oluyordu. O anlarda tatlılığından dişlerim kamaşıyordu. Kocaman adamı yanaklarını sıkıştırarak sevmek istemem pek normal değildi.

Bıkkın bir ifadeyle başımı onaylamazca iki yana salladım. "Laflarımı çarpıtmaya bayılıyorsun Savaş,"

Arabayı yol kenarındaki dükkanların önünde sakin bir yere park ederek yüzünü bana çevirdi. Ela göz bebeklerindeki parlaklık görülmeye değerdi. "Çünkü konuştuğun kelimeler çarpıtılmaya öyle müsait ki güzelim, kim olsa aynı şeyi yapar. Senin sinirlenince ortaya çıkan çekiciliğini görmek için bunu kimseye bırakmam."

155 POLİSİYEWhere stories live. Discover now