16.✓✓

87.1K 3K 662
                                    

"Bu yaptığın iyiliği hiç unutmayacağım."

Gamzeye sarılıp öptüğümde, geriye çekildim ve onun düşen yüzüne baktım.

"İçim hiç rahat değil, Yağmur." dedi. Koyu kahverengi saçlarını kulağının arkasına atıp bezgince soludu. "O adam manyak, senin gittiğini öğrenirse acayip bozulur."

Çantamı çaprazlama omzuma asıp, derin bir nefes aldığımda, "Bir şey olmayacak, sıkma kendini bu kadar." diye konuştum. "Zemin kattaki kapıdan çıkıp giderim. En geç yarım saat sonra da dönmüş olurum. Sen telefonunu kapat, ararsa bana ulaşsın, idare ederim."

Hâlâ tedirgindi ama vaktim yoktu. Doğan attığım adrese çoktan geçmiş olmalıydı.

"İyi hadi dikkat et kendine. Nereye gittiğini söylemedin ama neyse. Sıkıştırmak istemiyorum. Zaten Orhan seni yeterince sıkboğaz ediyor."

İçtenlikle gülümsedim. "Çok anlayışlısın."

Yanağından tekrar öptüm ve daireden çıkıp asansörle zemin kata indim. Garaj kısmına açılan kapıdan kafamı uzatıp etrafa baktığımda kimseler yoktu. Ama direkt garaj kapısından çıkarsam kabak gibi görünürdüm.

O yüzden yan binayla aramızdaki yarım metrelik duvardan atlayıp o binanın garaj kısmına geçiş yaptım. Ellerimi çırpıp sağa sola bakarken de vakit kaybetmeden binanın alt katına girdim. Şükürler olsun ki sığınağa ait, açık olan kapıdan doğruca binanın giriş kapına çıkmıştım. Çıkarken de soluk soluğa kalmıştım.

Ulan Doğan, ulan Orhan sizin yüzünüzden erken yaşta kalp krizi geçirecektim!!

Etrafa şöyle bir bakıp temkinli adımlarla yürümeye başladım. Soğuk rüzgâr tenimi tırmalıyor, heyecanıma az da olsa iyi geliyordu. Orhan henüz aramamıştı, o arayana kadar Gamze'ye dönsem iyi olurdu. Allah'ım bugünü inşallah kazasız belasız atlatırdım.

Doğan'a attığım adrese doğru giderken arkamı dönüp son bir kez daha kontrol ettim. İyi, kimse görünmüyordu. Sonra rahat bir nefes alıp saçlarımı omzumun üstünden arkaya attım.

Evden nasıl çıktıysam öylece düşmüştüm yollara. Yüzümde bir gram makyaj yoktu. Saçlarım açık bırakıp salaş bir görünüm veren uzun hırkamın üstüne salmıştım. Kalın tabanlı spor ayakkabılarım ve kot pantolonumla yürüyüşe çıkmış gibi bir görüntü ortaya seriyordu.

Elimde tuttuğum telefon titrettiğinde ekranı açıp yürümeye devam ettim.

Dodo: Şu gelen fıstık sen misin?

Fıstık? Bu hâlimle mi?

Etrafıma bakındım. Görünürde araba falan yoktu.

Yağmur: Kimi gördün acaba çok merak ediyorum

Yağmur: Neredesin?

Ayağım takılır gibi olduğunda ağzımın içinden homurdanıp yürümeye devam ettim. Düz yolda takılmayı da başardın ya bravo sana Yağmur. İyi ki yere yapışmadın.

Telefonum tekrar titredi ve gelen mesaja baktım.

Dodo: Beni görmek için az kalsın düşüyordun :) Dikkat et biraz.

KAÇIR BENİ ✓ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin