34.✓✓

53.2K 2.7K 1.2K
                                    

Bahçeye inip sigaramı yaktığımda ileriye doğru, ağaçların altına yürüdüm. Hava kapalıydı ve gece yağan yağmurdan sonra çimlerin üstü hâlâ ıslaktı. Bahçenin köşesine konumlandırılmış ikili salıncağa oturup etrafıma bakındığımda ise korumaların hepsinin gözü benim üstümdeydi.

Allah muhafaza, ya yine kaçarsam!

Sigaramdan derin bir nefes çekip buruk bir şekilde gülümsedim. Dün bu saatlerde Doğan'ın yanındaydım. Başka bir şehrin hayalini kuruyordum. Gülümsemem yavaşça soldu. Doğan yetenekli biriydi istese beni yine bulur yine alırdı ama ses seda yoktu. Belki de gerçekten parayı alıp gitmişti.

Yanıma doğru gelen Poyraz'a düz bir şekilde bakıp sigaramı içmeye devam ettim. Bana doğru gelip etrafına baktığında, "Sizinle bir şey konuşmak istiyorum, Yağmur Hanım." dedi. "Müsait misiniz?"

"Ne vardı?"

Yanıma tamamen yaklaştığında, "Öncelikle sizi oraya götürdüğüm için özür dilerim." dedi. Konuşmaya yüzü yokmuş gibi bakıyordu. "Beni atlatıp gittiğinizde Orhan Bey gerçekten çok acımasız davrandı. Ben de ister istemez size karşı kin güttüm. Haddim değildi. Affedin."

Hayattan geçmiş gibi nefes alıp sigaranın külünü yere silktim. "Sorun yok."

Başını hızla iki yana sallayıp, "Çok iyisiniz." dedi. "Benim Orhan Bey ile yollarım ayrıldı. Bugün son günüm, gideceğim ama gitmeden önce size bir yardımım dokunsun istiyorum."

Kaşlarım istemsizce havaya kalktı. "Sen has adamı değil misin? Niye ayırdınız yollarınızı?"

"Güvensizlik var. Bir çatlak oluştu. Etrafında görmek istemiyormuş. Daha beteri de olabilirdi ama bunca yılın hatırına olanları affetti. Affetti dediğime bakmayın, o hiçbir şeyi unutmaz. Hiçbir yerde barındırmayacak beni biliyorum ama deneyeceğim."

Samimi bir şekilde konuşmaya çalışıyordu. Bunun üzerine başımı hafifçe eğdim. "Ee, gördüğüm kadarıyla kendine bile faydan yok. Bana nasıl yardımın dokunacak?"

Tekrar etrafına baktığında, "Bu akşam buradan tamamen ayrılacağım." diye fısıldadı. "Orhan Bey'in misafirleri gelecek, tüm korumalar tetikte olacak çünkü gelenler dost değil düşman sayılır. Sizi o sırada bagaja dahi olsun koyup çıkarırım. Hiçbirinin ruhu duymaz."

"Emin misin?" diye sordum. "Yakalanırsak ikimizin de sonu olur. Gerçi kafayı benimle bozmuş, bana bir şey yapmaz ama seni bitirir."

"Kesinlikle eminim." dedi. "Ne olur kendimi affettirmem için bana bir şans verin. Vicdanım hâlâ sızlıyor. Sizi alıp getiren benim, bu evliliği istemediğinizi biliyorum."

Ayağa kalkıp sigaramı döndürdüğümde, kararsızca ona baktım. O ise benden olumlu bir yanıt bekliyordu. O parıltıyı gözlerinden okumuştum. "Bilmiyorum. dedim. "Bence doğru bir karar değil ama... Neyse."

Gözlerinden geçen anlık şaşkınlıkla, "Sizden haber bekliyorum." dedi.

Bense yanından geçip giderken gözlerim kısılmış, Orhan'ın aracının bahçe kapısından içeriye girdiğini görmüştüm. İlerleyip içeriye girdiğimde odaya çıkmadan bekledim. Çok değil beş dakika sonra Orhan'da gelmişti.

Bana olan bakışlarını hiç çekmeden ceketini çıkardı ve hizmetliye verdi. Onu beklediğimi belli eder gibi salona geçip oturdum. Ağır adımlarla yanıma geldiğinde şöyle bir yüzümü süzdü ve yanıma değil karşımdaki koltuğa oturdu. Hayret!

KAÇIR BENİ ✓ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now