Donanımlı Bücür

2K 104 5
                                    

 Multimedya da donanımlı bücür Derin var.


Şok olmuş bir şekilde Meteye bakıyor ve konuşamıyordum. Mete içeri girmek için bir adım attığında kapıyı hızla suratına kaapdım ve kapının arkadasına sırtımı dayayıp yere doğru çöktüm. Neler olduğunu anlamaya çalışır bir şekilde kapının arkasında otururken Mete kapıyı tekmelemeye başladı. En sonunda annem geldi ve (Çağla kalksana ya ne yapıyorsun burada? Çekil şu kapının önünden.) dedi Annemin sinirli bakışları ve sert sesi beni kapının arkasından kaldırmaya yetti. Annem kapıyı açtı ve Mete den özür dileyip onu içeri davet etti. İçeri geçip oturduğumuzda huzursuz bir şekilde sanki karnesi kötü gelmişte ailesinden azar işitecekmiş biri gibi halıyı seyrediyordum. Ne yapacağmı bilmiyordum. Birden Eren isimli adamın bana yönelttiği soru ile kendime geldim.


Ads by NoMore AdsAd Options



(Çağla iyimisin? Hiç konuşmuyosun yaklaşık 2-3 dakikadır annen ile şu evlilik konusunu konuşup Meteye ve sana sorular soruyoruz ama sen hiç birini cevaplamıyorsun. Bir sorun mu var?) Cidden elimde olsa kalkıp şu adama ve pğluna yani Meteye bir yumruk geçirmek isterdim. Adama bakıp küstahça (Evet bir sorun ve  bu sorun sizin evlenmeyi düşünmeniz.) dedim. Adam şaşkın bir şekilde bana bakıyor annem ise (Seni öldürücem) bakışlarını atıyordu yani bir ağzından ateş püskürtmediği kalmıştı o kadar sinirli gözüküyordu. Annem şu uzun sözlere başlamadan önce yaptığı şeyi yaptı yani boğazını temizleyip derin bir nefes aldı ve cümlesine başladı.(Bak Çağla artık sen büyüdün bir genç kız oldun bu yüzden bizi biraz olsun anlayışla karşılamanı bekliyorum. Bak Çağla hepimizin hayatında değişiklikler olabilir ve bu değişiklikler güzel şeylere , mutluluğa yol açabilir demek istediğim ben şuan yaşadım bu ruhsuz hayatımdan sıkıldım Çağla anlıyor musun? Hayatımda bir farklılık ve yeni bir aşk istiyorum anlıyormusun?) Bana attığı bakışlar bir andan yumuşamıştı. Sanki bana yalvarırcasına bakıyordu. Tam cevap verecektim ki Mete araya girdi. (Bakın bayan adınızı bile bilmiyorum daha ama şunu söylemeliyim ki ben bu evliliğe sonuna kadar karşıyım ve fikrim hep aynı kalacak.) Meteye doğru baktım ve onunla göz göze geldik. Hemen anneme doğru döndüm ve (Anne Mete haklı bende evlenmenize karşıyım.) dedim. (Öylemi Çağla hanım peki ben saa Doruk ile görüşme ona karşıyım dediğimde ne yaptın?) Bir anda mete oturduğu o koltukta oturuşunu düzeltmiş ve gözlerini bana sabitlemişti. Anneme çok sinirlenmiş bir biçimde ayağa fırladım ve anneme iyice yaklaşıp (Peki evlen o zaman ama şunuda söyleyeyim ki evlenirsen birdaha beni hiç ama hiç görmezsin hayatından çıkar tamamiyle istediğim o muhteşem hayatı yaşarım.) dedim. Arakamı dönüp merdivenlere doğru yürüdüm. Merdivenleri çıktım ve odama girdim. Direk kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapatıp yaşadıklarımın bir rüya olması için dua ettim. Malesefki hepsi gerçekti. Birden odamın kapısının açıldığını ve içeri birinin girdiğini hissedince hızla gözlerimi açtım ve yataktan kalktım. İçeri giren Meteydi. Ona sinirli sinirli bakıp (İnsan bir kapıyı çalar. Sizin evde kapı yokmu?) dedim. Bana mal gibi bakıp yanıma bir adım daha yaklaştı ve bende aynı anda bir adım geriye gittim. Dudağının kenarı hafifçe yukarı kıvrıldı. (Benden korkuyorsun.) Ona baktım ve titreyen buz gibi ellerime hakim olmaya çalışarak. (Hiçtebile) dedim. Yanıma bir adım daha geldiğinde yine aynı şeyi yapıp bende bir adım ilerledim. Bu sefer ufak bir kahkaha attı. (Madem korkmuyorsun neden sana yaklaştıkça benden kaçıyorsun?) Bu çocuk harbiden salaktı. Tuvalette bana yaptıklarını ne çabuk unutmuştu. Sinirle ve bende bulunan şu deli cesaretiyle Mete nin dibine girdim. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Birbirimize çok yakındık aramızda bir iki santim vardı sadece. Birden kulağına doğru yaklaşıp  fısıldayarak (Tuvalette bana yaptıklarını ne çabuk unuttun Mete . İstersem gidip anneme ve senin babana bu olayı anlatabilirim biliyorsun değilmi? ) dedim ve dudağımı hafifçe ısırıp ondan bir kaç adım uzaklaştım. Bana öylece bakıyordu ve hiç tepki vermiyordu. Bu sefer o yanıma yaklaşmaya başladı. O üstüme doğru gelirken bende tabikide yavaş yavaş geriye gidiyordum taki duvara toslayana kadar. Sırtımı duvara çarpmamla Mete iyice dibime girdi. Bir an Mete nin bugün bana yaptıklarını hatırlayınca korkuyla o an yanımdaki camdan atlamayı bile düşündüm. Aslında atlasam olurmuki ya en fazla ölürüm sorun yok. Off ne diyorum ben ya ?? Mete birden kollarını beni engelleyecek şekilde duvara koydu ve uzun uzun gözlerime baktı. (Sana tuvalette yaptıklarımın tek bir nedeni vardı oda bu evliliğe karşı çıkman içindi anlan mı korkak. Annem ile babam yıllar önce boşandı ve ben bir kaç yıldır onların barışması için uğraşıyordum. Tam barışacaklar dedimki annen babamın karşısına çıkıp 'Benim kocam yıllar önce öldü çok yalnızım kızım babasız ' gibi şeyler diyerek babamın aklını karıştırdı!) Sinirle gözlerim dönmüş bir şekilde ona baktım ve bağırarak (Babasız , korkak mı?) dedim. Evet anlamında sırıtarak başını salladı. Sessizce (Peki) dedim ve kolumu hızla çekip dirseğimi karnına geçirdim. Kolumu Mete'nin karnına geçirmemle inleyerek benden uzaklaştı. Şuan sinirden gözüm dönmüştü kimse bana korkak diyemezdi kimse bana babasız diyemezdi! Hızla yanına yaklaştım ve Doruk'tan öğrendiğim taktikle Mete'nin boğazına yapıştım. Tüm gücümle boğazını sıktığımda Mete birden yere doğru düştü. Zorla nefes almaya çalışıyordu. Hazır o yerdeyken karnına bir tekme geçirdim ve (Şerefsiz!) diyerek odamdan hızla çıktım. Hızla merdivenlerden indim ve direk salona daldım. Hızla Mete'nin babası olan Eren deden adamın üstüne yürüdüm. Adam koltukta oturuyordu. Benim hızla ona doğru geldiğimi fark edince oturuşunu düzeltti. Adamın dibine girdim ve ilk olarak şu lanet olası tutamadığım ve yanağımdan akan göz yaşımı sildim daha sonra derin bir nefes aldım ve (Oğluna her istediğini alıp vermişsin ama adamlığı öğretememişsin!) diyip hızla salondan çıktım. Ben salondan çıktıktan sonra annem tabi ki de arkamdan (Çağla sen ne dediğini sanıyorsun gel buraya) diye bağrıyordu. Onu takmadan direk salondan çıktım ve montumu giyip vestiyerin üstünde duran annemin kredi kartını aldım. Hızla kapıyı çarparak evden çıktım. Siyah spor ayakkabılarımı giydikten sonra bizim sitenin önüne çıktım. Hızla ana yola doğru yürümeye başladım. Ana yola çıktığımda önüme gelen ilk taksiyi durdurdum. Taksiye bindiğimde adama önceden Doruk'un beni götürmüş olduğu sessiz sakin bir tepenin adresini verdim. Yolda giderken telefonumun şarjı olmadığından mecburen dışarıyı izlemeye başladım. Yaklaşık 15 dakika sonra sonunda tepeye yani tarif ettiğim yere geldik. Adama hızla ücreti ödeyip arabadan fırladım. Taksi gittikten sonra tepenin nehir e bakan o ıssız , sakin kenara gittim. Neyse ki kimse yoktu. Tepedeki köşeye gittikten sonra dizlerimin üstüne yere çöküp göz yaşlarımı serbest bıraktım. Tam bi duygusal huzurlu anı yaşıyım derken birden kafamda bir acı hissettim. O anki şokla (Hiiiiiii) diye amaçsızca bağırıp elimle hemen kafamı tuttum. Kafamı tuttuğumda elime sıvı bir şeyler geldi. Tam öleceğimi düşünüyordum ki bir baktım elime , yumurta kabuğu ve tabi doğal olarak kafamda ki yumurtanın içi vardı. Sinirle arkamı döndüğümde küçük bir erkek çocuğunun elinde bir kaç yumurta ile bana sırrıtığını gördüm. Çocuğun sarı saçları , mavi gözleri ve yüzüne çok yakışan şirin bir gülüşü vardı. O kadar tatlı ve masumdu ki ona kızasım gelmiyordu. Ama tabi içimdeki cadı tarafım üstünlük sağlayınca çocuğa kızmakla kızmamak arasında kalarak yanına yaklaştım ve (Seni yaramaz bücür ne yaptığını sanıyorsun!) diye bağırdım. Ben bağırınca çocuk bana ters ters baktı ve eline bir yumurta daha aldı. (Bücür mü ne bücürü ben senin yerinde olsam sözlerime dikkat ederdim çünkü karşında tam donanımlı bir bücür var.) Dedi. Aaaa çocuğa bak ya neymiş tam donanımlı bücürmüş lafa bak ya. Büyümüşte küçükmüş. Çocuğun boyuna yaklaşmak için dizlerimin üstüne çöktüm bu sırada buraya okul formamla geldiğim için pişman oldum çünkü resmen kıçım donmuştu. Çocuğun gözlerine kendimi sabitleyip gözünün üstüne doğru düşmün olan saçını düzettim ve (Peki tam donanımlı bücür bey adınız ne ve yaşınız kaç?) diye sordum. Bana gülümsedi ve gülümserken sağ yanağında gamzesi çıktı ayyy yerim ben bu çocuğu çok tatlıydı. Bana baktı ve o güzel gülümsemesiyle (Ben Derin ve 6 yaşındayım) dedi. O kadar tatlı konuşuyordu ki resmen çocuğun karşısında ona sırıtarak onu izliyordum. Sonunda konuşmaya karar verdim ve çocuğa elimi uzatıp (Bende Çağla ) dedim. Çocuk elimi sıktı ve bana sırıtarak baktı. Çocuk elimi sıkarken o fark etmeden hızla elindeki yumurtayı aldım ve kaçmaya başladım. Şimdi çocukla eşittik. Ondada bir yumurta vardı bende de bir yumurta vardı. Arkama bakmadan hızla koşarken çocuk arkamdan bağrıyordu. (Heyy abla çabuk buraya gel o benim yumurtam.) dedi. Abla deyişi ne kadar sinirimi bozsa da onu umursamadan koşmaya devam ettim. En sonunda çocuktan saklandım . bir kaç dakika sonra çocuk pes edip çalılıkların yanında yere oturdu ve etrafına bakınmaya başladı. Tabi bende böyle bir fırlat bulunca sessizce çocuğun arkasından ona yaklaştım ve elimdeki yumurtayı kafasına geçirdim. Çocuk aniden (Annee) diye bağırdı ve benim olduğu ve kafasına yumurtayı geçirdiğimi fark edince yere yatıp gülmeye başladı. Tabi bende o gülünce düzgün duramayıp kahkahalarla gülmeye başladım. Uzun süredir böyle gülmüyordum bu çocuk uzun süre sonra beni bu şekilde güldürebilmişti. Çocuğa bakıp saçlarını karıştırım ve (Bugünlük bu kadar eylence yeter ben artık gidiyorum bücür ımm yani Derin) dedim. Çocuk bana üzgün gözlerle bakarak dudaklarını büzdü ve (abla gitmesen olmaz mı çok eğlendim ben) Çocuğun bu bakışlarına ve dudak büzüşüne ne kadar içim gitsede mecburen (Üzgünüm ama gitmem lazım söz yarın aynı saatte buraya geliceğim.) dedim ve yanağını sıkıp yanından ayrıldım. Yaklaşık 10 dakika yol yürüdüm ve tepenin biraz aşağısında olan küçük otele geldim. Kendime bir oda tuttum ve tabiki ücreti annemin kredi kartından ödedim. Odamın anahtarını alıp odama çıktım. Oda çok temiz ,küçük ve rahat görünüyordu. Odaya girip kapıyı kapadıktan sonra tabiki ilk olarak ışıkları açtım ve kendimi yumuşak yatağın üstüne attım. Tam hayal kurayım bari bir kaç dakikamı huzurlu geçireyim derken tabi sonuç olarak benim Çağla hiç rahat bırakırlar mı beni bu seferde telefonum çalmaya başladı. Telefonumun şarjı yüzde birdi nasıl olsa kapanır birazdan diye düşünerek telefonu umursamayıp tavana bakmaya başladım. Lanet telefon bir türlü susmuyor çalmaya devam ediyordu. En sonunda sinirle cebimden telefonumu çıkardım ve şu huzurlu anımı kimin bozduğunu öğrenmek için merakla baktım. Evet tamin ettiğim cevaplardan biri olan yani beni arayan kişi Emreydi.

Sen  BenimsinWhere stories live. Discover now