Bundan sonra prens ve prenses yok

1.8K 114 12
                                    


Bu bölüm beni kalpten destekleyem ve her bölümüme oy verip yorum yapan tatlış arkadaşı Begümbilen7 ve tatlış takipçim , okuyucum Elifyaman13 'e.....
Öncelikle herkese merhabalar uzun bir süre sonra aslında pek de uzun değil neyse kısacası yine yeni bir bölüm izle sizlerleyim.Sınavlarım sonunda bitti ve bende yeni bir bölüm yüklemek istedim. Sınavlarım bittiği için bundan sonra daha düzenli olarak yani eskisi gibi bölümleri birkaç gün veya bir hafta ara ile yayınlayacağım. İyi okumalar. Oy vermeyi ve güzel yorumlarınızı yapmayı unutmayın.
-------------------------------

Doruk
Çağla birden bire dudaklarıma yapışınca ilk başta ne olduğunu şaşırarak karşılık verdim.Bana sarhoş olmadığını söylüyordu ama tabikide sarhoştu bakışlarından , konuşnasından belliydi. Bir kaç saniye sonra sonunda sarhoş Çağlayı kendimden ayırmayı başardığımda sersemlemiş ve nerdeyse ayakta uyuyor olduğunu fark ettim. Çağlayı yağatağa yatırıp etraftaki şişeleri kaldırdım ve içinde içki kalmış olan şişeyide kafama diktim. Mini buzdolabını biraz karıştırdıktan sonra Çağla'nın yanındaki koltuğa oturdum ve kafamdaki deli sorularla yine kendimi bunaltmaya başladım.

Sabah
Uyandığımda Çağla karşımda hala uyuyordu. Ben ise koltukta yamuk yumuk bir şekilde elimde içki ile uyuyakalmıştım. Yavaşça oturduğum yerden kalktım ve elimdeki içkiyi yere bıraktım. Çağlayı uyandırmaya çalıştım. Okadar rahatsız edip bağırmama rağmen  uyanmayınca bir terslik olduğunu düşünüp acaba ateşi varmı diye kontrol etmek için elimi anlına koydum. Bu kız ateş gibi yanıyordu! Hemen Çağlayı kucağıma aldım ve banyoya sokup onu kıyafetleriyle birlikye küvete koydum. Gözlerini yarı açmış bir şekilde Çağla bana bakmaya başladı.
'Doruk sen ne arıyorsun burada?'
'Dün gece beni aradın pişman olduğunu falan söyledin ve baya saçmaladın bende sarhoş olduğunu iyi olmadığın ve burda olduğunu düşünüp buraya yani yanına geldim'
'Amma çok şey düşünmüşsün. Ahh başım çatlıyor bir dakika ben banyoda küvette ne arıyorum?'

Çağlaya bakıp güldükten sonra elime duş başlığını aldım ve 'Ateşin var ve şimdi soğuk suyla mücadele zamanın.' dedim. Soğuk suyu açtım ve Çağla'nın üstüne tuttum.
'Dorukkkk üşüyorum çok soğuk kapa şunu Dorukk!!'
Çağla bana bağırıp küfürler yağdırırken ben hala üstüne özelliklede kafasına su tutuyordum. En sonunda Çağlayı rahat bırakıp suyu kapadım ve işte o an aklıma birşey dank etti. Bu kızın kıyafeti yoktu yeni şuanda bu ıslak kıyafetlerini çıkartıp giyebileceği kuru kıyafetleri yoktu.  Çağlaya bakıp  samimi bir şekilde gülmeye çalışınca Çağla bir bokluk olduğunu anlayıp bana o yarı açık gözleriyle  ne var dercesine baktı.
'Ne oldu Doruk?'
'Sen şimdilik havluya güzelce sarıl ben sana kıyafet bulup beş dakikaya geliyorum.'
Hemen Çağlaya havluyu verdim ve hızla odadan anahtarları alıp çıktıktan sonra merdivenlerden aşağı koşamaya başladım. Neyseki otelin içinde küçük bir giyim mağazası vardı. Hızla içeri girip tahminimce Çağlaya uyan birşeyer seçmeye başladım. İlk baş pantolonlara baktım ve siyah dar paça bir pantolon aldım. Pantolonu  elime  aldıktan sonra hemen t-şörtlerin olduğu reyona geldim ve yaz neredeyse geldiği için olan kısa kollu t-şörtlerden mavi renkli olanını aldım. Üstüne Çağla üşümesin diye siyah kapşonlu ince bir hırka aldıktan sonra iç çamaşırı reyonuna geldim. Tama Doruk şimdi kimseye çaktırmadan şurdan Çağlaya  uygun birşeyler al hadi koçum yapabilirsin. Tam ben reyona gittim elimi bir sütyene attımki sarışın uzun saçlı bir görevli kız yanima geldi ve bana samimi bir şekilde güldü.
'Yalnız burası bayan reyonu.'
Yolnoz boroso boyon royono. Sanki biz bilmiyoz.
'Biliyorum ve arkadaşım benden rica ettiği için istediği şeyleri alnaya geldim. Bana küstahlık yapqcağınıza asıl göreviniz olan şeyi yapsanız ve bana yardım etseniz nasıl olur?'
Kızın yüzü birden düştü ve tamam anlamında bana kafa salladı.
'Arkadaşınızın bedeni ne?'
Kız böyle sorunca göt oldum tabiki. Ne bileyim ben bedenini al işre Doruk hem kızı tersleyip bana yardım et diyon hemde bir bok bilmiyon.
'Beyefendi arkadaşınızın bedeni ne?' 'Vazgeçtim siz bana yardımcı olmayın ben hallederim.'
Kadın bana iyice ters ters bakmaya başladı ve en sonunda yanımdan gitti. En sonunda  Çağlanın bedenine göre bir iç çamaşırı aldım ama sorun şuydu ki Çağla ya sütyeni nasıl alacaktım? Yani bedenini bilniyor doğal olarakta tahminde yürütemiyordum. Elime gelen bir büyül birde küçük sütyeni aldıktan sonra sonunda dükkanın kasasına geldim. Kasanın yanındaki bayan çoraplarındanda aldıktan sonra hepsini ödedim ve hızlı adımlarla hatta koşarak odaya geri geldim.
Kapıyı hızla açtıktan sonra hemen odaya girdim. Çağla odada yoktu sanırım hala banyodaydı. Banyoya girdiğimde küvette öylece oturuyordu. Havluyu bile üstüne almamıştı. Gözleri yarım açık bana bakıyordu.
'Aptal hasta olucaksın.'
Yanına gittim ve üstüne bir havluyu sardım.
'Ben içeri gidiyorum bu poşetin içinden giyebileceğin birşeyler var.'
Banyodan çıkıp kapıyı kapadım ve içeri gittim. Yatağın üstüne oturup telefonumu çıkardım.

Çağla dan
Ben küvette halsiz bir şekilde sırılsıklam otururken kapı sesi geldi. Bir kaç saniye sonra Doruk içeri elinde bir poşetle girdi. Bana uzun uzun baktı ve 'Aptal hasta olucaksın.' dedi ve üstüme bir havlu örttü. Ona neydiki ? İster hasta olur ister ölür ister yaşardım. Tamam edebiyatıma sıçıyım neyse sonuç olarak ona neydi benden? Ben ona cevap vermeyince 'Ben içeri gidiyorum bu poşetin içinde giyebileceğin birşeyler var.' dedi ve banyodan çıkıp kapıyı kapadı. Zoraki büyük bir halsizlikle ayağa kalktım ve üstümdrki utanç verici iğrenç kıyafetlerimden kurtulduktan sonra Doruk un aldığı poşeti elime aldım. Poşetin içinde güzel benim tarzımda olan kıyafetler vardı. İlk olarak iç çamaşırlarını giydim daha sonra Doruk un bana özenle seçmiş olabileceğini düşündüğüm kıyafetleri giydim. Hepsi üstüme tam olmuştu.  Hızla saçlarımı kurutup topladıktan sonra içeri gittim. Doruk elinde telefonu yatağın üstünde öylece oturuyordu. Yavaşça yanına gittim. 'Yardımın için teşekkürler sana en kısa zamanda kıyafetlerin parasını öderim.' birden bana döndü ve ' hayır gerek yok benden son bir armağan olarak say.' dedi. Ellerimi göğüsümde birleştirip onun yanına oturdum.
'Doruk  dün gece sana tam olarak neler dedim ? '
'Beni sevdiğini ,pişman olduğunu.'
Uzun bir sessizlik oldu sadece onun gözlerine bakıyordum. Tam gözlerimi kaçırdımda bana seslendi.
'Çağla peki gerçekten pişmanmısın?'
Ona usulca baktım. Ağlamak üzereydim onu çok özlemiştim. Ona bakıp dolan gözlerimle bir kaç cümle edebildim.
'Ben seni çok sevdim.'
Bana bakıp sessizce ' Bende prenses ' dedi. Eliyle yüzüme düşen bir parça saçı kulağımın arkasına attı ve bana acıyla gülümsedi. 'Peki gerçekten verdiğin bu karardan eminmisin?' dedi. Siktir! Emin değildim pişmandım hemde deli gibi ama söyleyemiyordum bir kere ona demiştim istemiyorum diye şimdi istesem bile beni bu kadar çabuk affedecekmiydi ki? Lanet olsun hoç bir şeyden emin değildim. Ona bir cevap vermem lazımdı. Kahretsinki o salak inadıma yeni düşerek ' Böyle olması gerekiyor.' dedim acıyla. Elini yanağıma koydu vd hafifçe okşadı. İlk defa Doruk'un gözlerini dolmuş görmüştüm. Sanki o sert çocuk yok olmuştu bir anda. Usulca bana yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bir kaç saniye sonra benden uzaklaştı ve elinide yanağımdan çekti. Ayağa kalktı kapıyo doğru yavaş adımlarla gitmeye başladı. Kapının önüne geldiğinde son kez bana acıyla baktı ve 'senden gerçekten vazgeçmem lazım' dedi. Odadan çıkıl öylece gitti. Yine yapayalnız kalmıştım.
Gözlerimdeki göz yaşlarını serbest bıraktım. Rlimi dudağıma götürdüm ve üstünde gezdirdim. Belkide bu beni son öpüşüydü belkide benimle son konuşmasıydı.

Ölüm gibi geliyordu hayat.

Gözlerimle yaşlarla otel odasından koşarak çıktım. Hızla aşağı indim. Aşağı otoparka gittiğimde Doruk 'u arabasının başında ayakta dikilirken buldum. Yanına hızla koştum. 'Dorukk' yüzüme öylece baktı.  Hızla yanına gittim ve ona sımsıkı sarıldım. Belkide bubona son sarılışımdı. Onu bırakmıcakmışçasına sarmalarken o elini bile kıpırdatmıyor yani öylece duruyordu. Ondan uzaklaştım ve ağlayan gözlerle ona bakarak 'Herşey bitti mi yani?' dedim. 'Bu senin seçimindi. Bundan sonra prens ve prenses yok.' hızla yanımdan geçip arabasıma bindi ve arabasıni çalıştırıp otelden ayrıldı.  Sanırım yine yalnız kalmayı başarıp yine hayatımı bok etmiştim.

Her şey bitmişti.
Biz aslında hiç tam anlamıyla iki düzgün aşık olmamıştık.
Biz hiç prens ve prenses olamamıştık.
Ve işte şimdi her şey bitmişti..
Olmayan bir sey nasıl biterdi ki?
Biz aslında hiç olmayan masal diyarlarındaki Prens ve Prenses olarak bitmiştik.
Bundan sonra prens ve prenses yok...
Buraya kadarmış.

Merhabalar bu bölümü telefondan yazdım bu yüzden bir çok hatam olabilir kusuruma bakmayın. Umarım beğenirsiniz oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sen  BenimsinWhere stories live. Discover now