Belkide bizim sonumuz böyle olacaktı...

6.1K 217 30
                                    

İyi okumalar :)

-

Doruk

Çağlaya yaklaştım ve kendimi onun dudaklarında buldum. İlk defa kendini bana bırakmıştı. Gerçekten bana güveniyor ve beni seviyor gibiydi. Öpüşmemizden sonra yemek yerinden çıktık ve Çağla için (aslında ikimizin için ) tuttuğum odaya girdik.Odanın büyük geniş bir balkonu vardı. Çağla ile balkona çıkıp her tarafın bembeyaz oluşunu izledik. Çağla karın yağışını izleyip etrafa bakınırken ben sessizce onu izliyordum. O kusursuz yüzünü , o güzel gözlerini ... Birden kafasını bana doğru çevirdi ve gözlerini bana sabitledi.

 'Doruk bu gece için gerçekten teşekkür ederim. Bana en güzel yılbaşımı yaşattın.'

 'Önemsiz prenses.'

 Gözlerimi otelin bahçesine , o bembeyaz kar oluşuna sabitledikten sonra onunda aynı şeyi yaptığını fark ettim. 

'Doruk , prensim etrafa baksana her yer bembeyaz , kusursuz , saf ve temizliği ifade ediyor sanki , umudu sonsuz aşkı ifade ediyor sanki , bide bize bak iki kaçak burada böyle oturuyoruz. Geride kalanların hayatını maf edip sadece bencilce kendimizi düşünüyoruz. Hatalar yapıyoruz ama fark etsekte düzeltmiyoruz. '

 Çağla'nın şuan ne demek istediğini gerçekten anlamıyordum. Yani ne gerek vardı böyle güzel bir anın içine etmeye şimdi. Ona döndüm sandalyemi yanına yaklaştırdım ve yüzünü kendime doğru çevirdim.

'Aferin aptal prenses şu romantik  anımızın içine ettin. '

Endişeli gözlerle bana baktı ve birden hiç beklemediğim bir şekilde kollarını boynuma sarıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bu gerçek miydi ? Hayır yani Çağladan bahsediyoruz cidden şuan bunu yapmış mıydı? Şaşkın bir şekilde öpüşmesine karşılık verdikten sonra benden uzaklaşıp tekrar kar manzarasına bakmaya döndü. Yaklaşık bir kaç saat boyunca sadece orada oturup konuştuk ve manzaranın keyfini çıkardık. Gözlerimi karın yağışına sabitledikten sonra tekrar Çağlaya döndüm ve uyuduğunu fark ettim. Bir kaç kez seslendikten sonra uyanmadığını yada tepki vermediğini fark edince ayağa kalktım ve onu kucağıma alıp içeri götürdüm. Odaya girdikten sonra Çağlayı yavaşça yatağa bıraktım ve üstünü örttüm. Yanına uzanıp saçlarını okşadım. Çok kusursuz ve narin görünüyordu. 

Gözlerimi Çağla'nın ağlama seslerini duyarak açtım. Yanımda yatıyor ve ağlıyordu. Ona bir kaç kez seslendim fakat hiçbir tepki vermedi  kabus görüyordu büyük ihtimalle. En sonunda sinirlenerek onu dürterek bağırdım.

'Şu boktan kabustan uyan ve gözlerini aç Çağla!' 

Hıçkırarak , nefes almaya çalışarak ağlıyordu ve en sonunda son bağrışım da gözlerini açtı ve direk bana sarıldı. 

'Geçti prenses geçti.'

 'Doruk buradasın yanımda. İyisin senin için çok korktum.'

 Dediklerini zor anlar bir şekilde onu dinliyordum. Ona sımsıkı sarıldım ve saçlarını okşadım.

'Geçti prenses bak karşındayım iyiyim ban bir şey olmadı.Seni bu kadar korkutan şey neydi bebeğim ?'

 'Sen ölüyordun... Yola çıkmıştık birden karşıdan bir araba  senin olduğun tarafa çarptı. Kimse bize yardım etmiyordu. Çok kanaman vardı. En son bana (Seni seviyorum unutma ölsem de  sen benimsin.) dedin ve gözlerini kapattın. Doruk çok korktum. Öldün sandım. Ellerim kaç içinde sana bakıyordum. Arabadan seni zorla çıkardığımda o yerdeki bembeyaz karlar senin kanınla kırmızı oldu. Bir yandan ağlıyor ve sana sarılıyordum . Çok gerçekçiydi Doruk çok korktum.'

Sen  BenimsinWhere stories live. Discover now