Herşey muhteşem bir rüya gibi

7.3K 264 29
                                    

İyi okumlar...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...

-

Çağla

Uyandığımda kendimi yatağın içinde buldum. Şaşırarak gözlerimi açmaya çalıştım. Dün gece o kadar çok ağlamıştım ki gözlerim şişmişti ve açmakta zorlanıyordum. Sonunda  gözlerimi açtım ve yatakta doğruldum. Yanıma baktığımda Doruk yoktu odanın içinde de yoktu. Hayır hayır yoksa dün gece bi rüyamı görmüştüm. Hayır canım her şey gerçekti. Acaba gerçekten Doruk dün gece benimlemiydi yoksa rüyaymıydı? Gerçekten aklım çok karışmıştı. Hemen yataktan fırladım ve aşağıya indim. Koşarak merdivenlerden indim ve az kalsın düşüyodum. Salano girdim ama o yoktu. Mutfak , banyo , kitaplık ve çalışma masasının olduğu odaya baktım ama hiç birinde yoktu. Ahh hayır yoksa cidden yaşadığım tüm o duygular Doruk' un hayali , konuşmamız hepsi bir rüyaymıydı? Birden bire kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. 

Odama doğru yol aldım. Odama girip telefonumu elime aldım ve hemen Doruğu aradım. İlk arayışımda açmadı. İkinciye aradım  çalıyordu. Biraz daha beklemeye karar verdim. Telefon açıldı ve Doruk kısık sesle konuşmaya başladı.

'Efendim prenses'

Sesini duyunca adeta çocukmuşçasına mutlu oldum ve yüzüme bir gülümseme geldi. Derin bir iç çektim.

'Doruk sana çok saçma bir soru sorsam olur mu?'

'Şuan olmaz prenses kapıdayım aç hadi.'

Soruyu daha sormadan ağzıma tıktı ve konuşmama bile izin vermeden telefonu yüzüme kapadı. Aşağı inip otomatikten kapıyı açtım.

Bir kaç dakika sonra eli poşetlerle dolu olan Doruk geldi. Bana gülümsedi ve alaycı bi ses tonu ve her zamanki alaycı bakışıyla gözlerini bana sabitledi.

'Ne bakıyosun öyle? Kapının önünde durup beni izliceğine kenara çekilde içeri gireyim.'

Doruk daha lafını bitirmeden kenara çekildim ve geçmesini bekledim. Doruk içeri girdikten sonra kapıyı kapattım ve yanına yani mutfağa gittim.

'Doruk hani şu saçma sorum vardı ya şimdi sorabilirmiyim? '

'Sor başımın belası sor. '

Küçük bir gülüş attıktan sonra şu salakça olan sorumu sormak için başımı öne eğdim ve sanki mutfağın parkelerini inceliyomuş gibi yaptım. Biliyorum çok saçma ama napıyım soru çok aptalcaydı ve bu yüzden parkelere bakarak söylemeyi tercih ettim.

'Şeyy biliyorum çok saçma bi soru bak önceden uyarıyım gülmek yok neyse ya kısacası dün gece burdaydın değil mi?'

Bana baktı ve çok ciddi bir şekilde cevap vermek için konuşmaya başladı

'Hayır. Bir şey soracağım Çağla sen delirdin mi? Yada hap falanmı kullanıyosun bu nasıl bir kafa ya. Ben daha tatilden bugün döndüm. Zaten sana daha önceden bugün döneceğimi de söylemiştim.'

Ne? Nasıl yani rüya mıydı hepsi? Ben şokun etkisindeyken Doruk birden bana bakarak dudaklarını birbirine bastırdı. Belli kendini gülmemek için tutuyordu.

'Prenses hadi ama tabiki de yanındaydım bu kadar basit bi şakaya mı kandın?'

Birden gözlerim fal taşı gibi açıldı. Acayip derecede Doruk'a sinir olmuştum.

'Aptal!'

O muhteşem gülümsemesiyle güldü ve önüne dönüp aldığı yiyecekleri poşetlerden çıkarmaya başladı. Yanına gittim. Göz göze geldiğimizde bana gülümsedi. Poşetleri boşaltmasına ve yiyecekleri yerleştirmesine yardım ettim. İşimiz bittikten sonra beraber kahvaltı hazırladık ve cidden Doruk'a şaştım. Onun bu kadar marifetli olmasını beklemiyordum. Tabi peynir kesmek ve yumurta kırmak haricinde.

Sen  BenimsinWhere stories live. Discover now