Bakkaldayım!

1.7K 110 6
                                    

İyi okumalar...

Oflaya puflaya telefonu açmak ile açmamak arasında kalarak iç sesimle kavga etmeye başladım. Şimdi bak Çağlacık telefonu açarsan önceden aşık olup taktığın şu çocukla şansın olabilir haa ama yok gerek yok dersen sonra tek kaldımı göt olur neden açmadım o telefonu diye pişman olur yine klasik bunalımlarına girersin. En iyisi aç sen şu telefonu yaa Yok yada açma ne gerek var. Of ne gerek varımı var ne diyorum ben yaa!

İç sesimle 10-15 saniye derin bir kavgadan sonra telefonu açmaya karar verdim. Telefonu açtım ve hemen (Efendim) dedim. 'Çağla şey sana birşey sorucaktım.' İçimde kötü bir his vardı. Yattığım yatakta oturur pozisyona geldim ve sabırsız bir şekilde 'tabii' dedim. 'Çağla bu akşam müsaitsen bir kaç saat sonra yemeğe çıkalım mı diye sorucaktım.' Off hadi ama ben bugün evde daha doğrusu evden kaçmış bir insan olarak otelde ki odamda bunalıma girip sadece annemin kredi kartı limitini aşana kadar pahalı şaraplar içip yemekler yemek istiyordum. Evet belki planlarım biraz hayvanca olabilir ama haklıyım şimdi annem beni yeterince sinir etmişti bende onu sinir edecektim. Bir kaç saniye bekledikten sonra sonunda kararımı verdim. 'Emre üzgünüm ama olmaz malesef ' dedim. İçimde küçük bir pişmanlık olsa da yaptım bunu. Emre üzgünmüşçesine 'Peki ozaman daha sonra görüşürüz' dedi ve bir kaç saniye sonra telefonu kapattı. Telefon kapanınca yatağın üstüne koydum ve ayağa kalkıp yumurtalı saçımı yıkamak için banyoya gittim. Küveti buz gibi suyla soldurduktan sonra üstümdeki haşat olmuş okul formalarımı çıkartıp kendimi buz gibi suyun içine bıraktım. Galiba deliydim çünkü bu soğuk havada resmen hasta olmak istermişçesine soğuk suda keyif yapmaya çalışıyordum. Biraz garip bir insandım. Tamam belkide çok garip bir insandım ama naparsınız bana da iyi gelen buydu. Soğuk suyun içinde kendimi hissedebiliyordum , var oluşumu anlıyordum , acılarımı dindiriyordum belkide. Bir anda bu yıl içinde başımdan geçen herşeyi düşündüm. Tek tek kalbime saplanan bir ok gibiydi hepsi. İlk olarak Doruk geldi tabi ki aklıma. Doruk'u düşünür düşünmez gözümden bir damla yaş aklı ve kalbimden hiç geçmeyen o derin acı daha da derinleşti. Doruk ile ilk kez Doruk'un zoruyla okuldaki bir hizmetli odasında öpüşmüştük. Ozamanlar ben apal bir şekilde Emre den hoşlandığımı düşünüyordum. Doruk ile kavga ve psikopatça şeyler yaşadıktan sonra Doruk ile evden kaçmak istemiş ve büyük bir kaza geçirmiştik. En sonunda herşey düzeldi derken yine yeni sorunlar ortaya çıkmıştı. Bir türlü hayatımdan sorunlar eksik olmuyordu ve ben ben gerçekten bu hayattan bıkmıştım. Sadece basit bir hayat istiyordum tabi bir Doruk'u istiyordum. Tabi ki bu şansız hayatımda istediklerim olmuyordu. Banyoda işim bittikten sonra kendimi kalın bornoza sarıp banyodan çıktım. Lanet telefonumun şarjı olmadığından bu gece otel odasındaki televizyona ve anneme geçireceğim (Yani fiyatını geçireceğim) içkilerime kalmıştım. Üstüme giyicek kıyafetim olmayınca ne yapacağımı bilemeyecek odada oturmaya başladım. En sonunda sadece iç çamaşırlarımı ve okul eteğimi giyip amele gibi odada dolanmaya başladım. Üstüne neden t-şörtünü giymedin derseniz o bücür yani Derin t-şörtüme de yumurta bulaştırmıştı. Üstümü yarı giyindikten sonra saçımı hafifçe havlu ile kuruladım ve ıslak saçlarımla otel odasından ki küçük buz dolabından adını ve ne olduğunu bilmediğim bir içki aldım. Yavaş yavaş iyice kafayı takmıştım içmeye hep suç Doruk'un du. O olmasa bu lanet şeyi içmeye başlamıcaktım. Yine aklıma Doruk gelince acıyla güldüm ve elimdeki içkiyi alıp kendimi yatağa attım.



Bir kaç saat sonra....

'Yo yo yo pişman değişim yanlış anladın sen' kendi kendime bir yandan içkimi içerken bir yandanda kafa bulmuş bir şekilde Cem Adrian'ın şarkısını söylüyordum 'Gözlerimi açıp yeniden uyaaanmalıydım bu sesssiz uykuuuadan' İçki içmenin yani sahoşluğun verdiği kafayla ne dediğimi anlamamya başlayınca doğal olarak saçma hareketler de yapmaya başladım. Otel telefonunu elime alıp Doruk'un numarasını çevirdim. Evet numarasını ezberlemiştim. Telefon bir kaç kez çaldı ve sonunda açıldı.







'Hala acıyor hala acıyoor halaa acaıyorr kırılann yerleriie kalbiminn' Tabi sarhoşlukla Doruk'a telefonda şarkı söylüyordum. 'Çağla?' Beni tanımıştı demekki unutmamıştı büyük bir sevinçle ağlayarak 'Doruk d-doruuk ben seni seni..' Bir anda sustum ben bile cümleyi nasıl tamamlayacağımı , ne diyeceğimi bilmiyordum. 'Çağla bak sarhoşsun o yüzden şuan ne desende seni umursamayacağım ayrıca sen benimle bir daha konuşmak istemiyordun hani' Birden kalbime bir acı saplandı ve o ettiğim lafa lanet ettim. Hatta direk kendime sövdüm de diyebiliriz. Ben hastanedeyken o gün mal gibi Doruk'a çok ağır laflar etmiş ve onu bir daha görmek istemediğimi hatta sesini bile duymak istemediğimi söylemiştim. APTAL ÇAĞLA! APTAL! Ağlar bir şekilde cevap vermeye çalıştım. 'Bak bi-biliiyorum çook üzgünüm unuutalım onuu ben ben sennsiiz yapamıyoorum yapamamm' Doruk konuşmuyordu sessizce fısıldayarak 'Prensesini affedebilecek misin?' dedim. 'Çağla hangi oteldesin?' Otelde olduğumu nerden biliyordu ki belki ben evde yada bakkaldaydım. Kendi içimden dediğim bu aptalca şeye güldüm ve aynısını Doruk'a da söyledim. 'Ne otele Doruk baakkaldayıım' Doruk isyan edermişçesine nefesini dışarı verdi ve 'Tamam Çağla saçmalaman bittiyse sana iyi geceler.' telefonu yüzüme kapattı ve bir daha ki arayışımda da açmadı.



Doruk'tan

Can ile yine içmiştik. Aslında asıl içen ben değildim Can malı İrem'i unutamadığından kız gibi bunalıma girmiş evde oturup içip ağlıyor bende salakça bir şey yapmasın diye başında bekliyordum. Tam Can sızdı kaldı sonunda derken telefonum çalmaya başladı. Can uyanmasın ve yine aptal hareketler yapmasın diye hemen telefonu açtım. 'Hala acıyor hala acıyoor halaa acaıyorr kırılann yerleriie kalbiminn' Bu ses Çağla'nın sesiydi. Emin olmak için 'Çağla?' diye seslendim ve tahminim doğru çıktı. 'Doruk d-doruuk ben seni seni..' Ne saçmalıyordu bu kız? Kesin içmişti çünkü şuan sesi kendinden geçmiş gibi geliyordu yani sarhoştu şuan. Çağla ile kısa ve çok saçma bir konuşmadan sonra en son ona 'Tamam Çağla saçmalaman bittiyse sana iyi geceler.' diyerek telefonu yüzüne kapattım. Çağla'yı çok özlemiştim ve ondan ayrıldığımdan beri bazı davranışlarımı düzeltmiştim. Ahh prenses ahh neden beni bıraktın ki? Aptal sırf seninle bir gecelik bir ilişki yaşamak isteyen bir piç yüzünden mi?

Ağrıyan gözlerimi ovaladım ve sinirle ayağa fırladım. Askıdan siyah ceketimi aldım spor ayakkabılarımı giydim ve hızla evden çıktım. Önüme gelen ilk taksiye çevirdikten sonra Çağla ile eskiden hep gittiğimiz tepenin aşağısından olan oteli taksiye tarif ettim. Büyük ihtimalle Çağla oradaydı. Yaklaşık 10 dakika sonra otele geldiğimizde hızla taksiye ücretini ödedim ve otele girdim. Çağla'nın kaldığı odayı bir şekilde öğrendikten sonra hızla odasına doğru yol aldım. Çağla'nın kaldığı odanın önüne geldiğimde içeri girmek ile girmemek arasında kararsız bir şekilde beklerlerken birden içeriden bağırış sesleri geldi. Bağıran tabiki Çağlaydı. 'Sen aptalsın Çağla! Tipe bak amınakoyım bu tiple kim seni beğenirki? Bide gitmiş Doruk'a bakkaldıyım diyosun! Bakkalcılar kaçırsın seni Çağla mal mal!' Yüzüme hafif bir gülümseme gelmişti ve kendimi kahkaha atmamak için zor tutuyordum. Hızla kapıyı çaldığımda karşıma yarı çıplak bir Çağla çıktı. Altı normladi okeyde üstüde sadece iç çamaşırı vardı. Çağa beni fark edince utanır falan sanmıştım ama ee tabi sarhoş olunca yüzüme sırıtarak baktı ve 'OOo prensim içeri gelmez misin?' dedi. Hızla kolundan tutup onu içeri soktum ve tabi ki bende içeri girip odanın kapısını kapadım. 'Bak Çağla öncelikle al şu t-şörtü giy' bunları söylerken kendi üstümdeki t-şörtü çıkarmış ona uzatıyordum o ise sadece bana bakıyordu. 'Ooo yakışıklım' Çağla cidden ne içtiyse iyi kafa bulmuştu. Çıkardığım t-şörtü ona giydirdikten sonra onun o bol t-şörtle kafa bulmuş halina güldüm. Üstüme ceketimi giydim ve ona bakıp 'Daha fazla saçmalamak yok bakkalda olan Çağla' dedim. Bana bakıp sırıttı ve bana iyice yaklaşmaya başaldı. Hadi ama Çağla yapma! Biraz daha dibime girerse muhtemelen öpüşecektik ve sonucu iyi olacakmış gibi gelmiyordu çünkü şuan sarhoştu ve kendine geldiğinde bunun farkına vardığında belkide çok pişman olacaktı. Çağla'dan uzaklaşmaya çalışınca bunun farkına vardı ve iyice dibime girip 'Korkma sarhoş değilim olsam bile bu yaptığımdan pişman olmam ' dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Sen  BenimsinWhere stories live. Discover now