Artık Her şey Anlamsız...

9.7K 391 41
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
İyi okumalar...  :)

Çok korkuyordum.Korkudan kapının yanında dondum kaldım. Sanki bir an aklım uçmuştu , bedenimi haraket ettiremiyordum. Doruk ayağa kalktı ve önce kapıyı kapıyıp kitledi. Bir yandanda kolumu tutuyordu.

O piskopatın tekiydi o ciddi anlamda bir şizofrendi. Şimdi gerçekte sıra bendeydi. Jileti tam koluma bastırıyordiki ani bir haraketle onun kollarının arasından kurtulup koşarak en yakındaki odaya girmeye çalıştım. Tam banyoya giriyordum ki  yerde yattığını gördüm. Bir an kendimi tutamayıp deli gibi ağlamaya başladım.

 Çok korkuyordum. Büyük bir korku ve şaşkınlıkla ona bakıyordum. İçimden "ya beni kandırıyorsa yanına gitmem için yapıyorsa" diye şeyler geçirdim. Ama hiçte beni kandırıyormuş gibi durmuyordu. Kolları kan içindeydi ve halının bir kısmıda kan olmuştu.

Bu sefer durum ciddiydi. Bana neler yapmış olsada ona bunu yapamazdım. Gözümün önünde ölmesine izin veremezdim. Tam telefonumu aldığım sırada kapı birden çalmaya başladı ve dışarıdan Emre'nin sesi geliyordu. "Çağla aç kapıyı!!! ".

Tamda sırasıydı yani. Doruk ile uğraştığım yetmiyormuş gibi bide Emre kapıma dayanmıştı. Bana yardım edebileceğini düşünüp kapıyı hemen açtım. Tabiki açtığım anda yerde gördüğü manzara ile resmen şok geçirdi. Eminim bir an benim yaptığımı bile düşünmüştür. Hızla içeri girip bana sarıldı ve gözleri dolmuş bir biçimde " Çağla iyi misin? Sana birşey yaptımı? Ne oldu burada ? Yoksa...." Lafını kesip araya atladım hemen "Bak Emre şimdi burda olanları burak ve çabuk Doruk'u hastaneye götürmeme yardım et. " Bana tamam anlamında başına sallayarak yanıt verdi.

Hemen Emre ile Doruk'u kaldırıp Emre'nin arabasına koyduk. Neyseki trafik yoktu. Hemen en yakın hastaneye gittik. Doruk'u hemen ameliyata aldılar. Çok kan kaybetmiş ve ölme tehlikesi yüksekmiş. Doktor bana bunu diyince tabikide hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Bana ne kadar zarar versede o nekadar sadist yada şizofren olsada kardeşimdi. Daha sonra kendimi bir hasta odasında buldum. Emre başımda dikiliyordu. Emre bana bakarak konuşmaya başladı " Demin orda öyle bir ağladınki nefessin kaldın nerdeyse bu yüzden sana sakinleştirici yaptılar. Şimdi daha iyi misin?" Evet anlamında kafamı salladım. Daha sonra Emreye olan biten herşeyi anlattım. Büyük bir şaşkınlıkla beni dinledi. Ve sonunda oda birşey demedi. Birden kafasını bana çevirip pişmanlıkla konuşmaya başladı " Kafede yaptıklarım ve verdiğim tepkilerden dolayı senden çok özür dilerim. Nerden bile bilirdim ki onun böyle bir şizofren olduğunu. Nolur beni affet. Çok ama çok üzgünüm." Konuşacak halim yoktu bu yüzden ona sadece gülerek "sorun yok" dedim. Hemen ayağı fırlayıp Doruk'un ameliyat olduğu ameliyathanenin önene gittim.

Tabikide Emrede peşimdir "Dur" diyerek koşuyordu. Ameliyathanenin önene gelir gelmez ordaki hemşirelere yada gördüğüm herkese Doruk'un durumunu sordum. 1 tanesi şuan için kesin birşey yok dedi. Resmen delirecektim. Birden İçeriden Doktor çıktı ve bana üzgün gözlerle bakarak tek bir klasik cümle söyledi " Üzgünüm elimizden geleni yaptık" o an ne olduğunu anlamadım. Şuan dünyadaki herşey anlamsız geliyordu. Bir an yere yıkıldım ve delimiş gibi bir yere odaklanmış deli gibi ağlıyordum.

Peki ya şimdi ne olacaktı? Kardeşim dediğim insan gitmişti. Yaptığı kötülüklerin hepsi bir anda gözümün önünde gitti. Ardsn ondan kalan kötü olan hiç birşeyi hatırlamıyordum. Peki ya iyiler ? Onca iyi , güzel anımız ne olacaktı şimdi? Her şey benim suçumdu. Ben salağın aptalın tekiydim !!!! En başından beni sevdiğini anlayıp onu en iyi şekilde reddetebillirdim. Şuan aklım gerçekten allak bullak olmuştu. HİÇ BİRŞEYİ ANLAYAMIYORDUM. O ÖLMÜŞTÜ... BİDAHA UYANAMIYACAĞI SONSUZ BİR UYKUYA DALMIŞTI...ARTIK HER ŞEY ANLAMSIZDI. EMRE BİLE.....

Sen  BenimsinWhere stories live. Discover now