7. BÖLÜM

2.3K 147 21
                                    

Merhaba, biz geldik!

Diğer bölümlere göre daha uzun bir bölümle geldik üstelik.

Bu bölüm için heyecanlıyııımmm🥲

Bölümde geçmişe gidip lise yıllarındaki Devran ve Dila'ya şahit olacağız.

Yıldıza basar mıyız?



Keyifli okumalar. 🤍

Devran elinde bir paket tavuğu, buzluktan yeni çıkardığına adım kadar emin olduğum tavuğu, saç kurutma makinesiyle kurutmayı pardon buzlarının çözülmesini umuyordu!

"Devran!" dedim dehşete düşmüş bir sesle.

"Dila!" dedi benim ardından hemen. Sesi şaşkın çıkmıştı. Bence şaşkınlık geçirmesi gereken kişi kesinlikle bendim.

Bizim şaşırma faslımızdan sonra da kucağımdaki köpek de havlamaya başladı. Devran saç kurutma makinesini kapatırken yavruyla bana garip, anlamlandıramadığı gözlerle bakmaya başlamıştı.

"Ya n'apıyorsun sen Devran Allah aşkına!?"

Sorumla birlikte elindeki tavukla karşımda suç işlemiş bir çocuk gibi durduğunda bakışlarım yumuşamıştı. İlk gördüğüm an ki gibi kaşlarım çatık değil aksine böyle iş mi olur der gibi hayıflanarak bakıyordum. "Unuttun değil mi?" diye sordum.

Başını salladı sadece. "Bu köpek de nerden çıktı böyle?"

Sorusunu hiç aldırmadım. "Elindekini sakince yere bırak sevgilim, hemen."

Alayla güldü. "Elimi de havaya kaldırayım mı?"

Eğilip yavruyu yere bıraktım. "Unuttuğunu söyleyebilirdin. Bunlarla uğraşmana gerek var mıydı gerçekten?"

"Kızarsın sandım," dedi, sesi hala suçluymuş gibi çıkmıştı.

Sesini böyle duymak zoruma gitmişti. Üstelik söyledikleri de zoruma gitmişti.

"Ne!" dedim şaşkınca. Kızarsın sandım da ne demekti?

"Tepkilerini kestiremiyorum bazen," dedi sıkıntıyla. Şaşkınlığım iyice arttı böyle konuşunca ki eminim yüzüme de yansıyordu bu halim.

Yavru köpek pıt pıt pıt yavaş adımlarıyla çoktan Devran'ın ayağının dibine gelmişti. Ayakucuna oturup başını Devran'a doğru kaldırmıştı. Sanki bizi önceden tanıyor gibi uysal ve sakindi. Devran bunu fark edince "Bu köpek nerden çıktı Dila?" diye sordu yeniden.

"Bahçemizde buldum."

"Ve sende direkt evimize getirdin?" dedi ardımdan sorar gibi kaşları da havaya kalkarken.

"Mutfağa geçelim bence artık. Çünkü elindeki tavuğu hiç bırakmayacakmışsın gibi tutuyorsun," diyerek ona doğru yürüdüm. Önce eğilip ayakucuna oturan yavruyu kucağıma tekrardan aldım. Ayağa kalktığımda göz göze gelmiştik. Başımla hadi der gibi kapıyı işaret ettim, arkamı dönerek banyodan dışarı çıktım. Merdivenlerden aşağı indiğimde Devran'ın da hemen arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlamıştım.

Mutfağa geçtiğimizde balkon kapısını açtım. Yavruyu halının üzerine koyup ellerimi yıkadım.

"Bu köpeğin hasta falan olmadığına emin miyiz?" diye sordu Devran, elindekini tezgâha bıraktı. Bedenini tezgâha doğru yaslayıp kollarını birleştirdi. Sorgulayıcı bakışları artık tamamen köpeğin üzerindeydi.

DİLHUN: Zehir ve DevaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora