10. BÖLÜM

2.2K 132 45
                                    

Merhaba!
Tüm iplerin koptuğu(upuzun) bir bölümle geldim.
😔😔😔😔

✨Oy vermeyi ve satır aralarına düşüncelerinizi eklemeyi unutmayın olur mu? ✨

Keyifli okumalar. 😔🤍

♪Sezen Aksu, Kurşuni Renkler♪

♪Sezen Aksu, Bir Vurgun Bu Sevda♪

♪Güncel Gürsel Artıktay, Yanarsın♪

♪Çağan Şengül, Yansın♪

♪Çağan Şengül, İlk Gözağrım♪

♪Badem, Değişmem♪

Gözlerim karşımda duran silueti seçmeye çalıştığında "Dila, sen misin? İnanamıyorum seni gördüğüme," dedi karşımda duran erkek bedenin sesinde oldukça şaşkınlık içeren bir tını vardı.

Kaşlarımı çatarak baktığımda bu sureti nereden hatırladığımı hafızamı yoklayarak anımsamaya başladım. Nil kulağıma doğru fısıldadı o sıra. "Bu kim Dila?"

Bize doğru biraz daha yaklaştığında "Tanımadın mı beni?" diye sorup elini bana doğru uzattı.

"Songur ben."

Zihnimde beliren geçmişle birlikte Songur'u tanıyamamış olmam gayet normaldi çünkü yüzü değiştiği kadar sesi de değişmişti. Boynunu kaplayan dövmeleri, sol kaşının üstündeki piercing onu gerçekten de bambaşka biri yapmıştı. Lisedeki halinden eser yoktu. Uzattığı elini ayıp olmasın diye tutup ayağa kalktım.

"Tanıyamadım seni Songur. Kusura bakma. Nasılsın?" diye sordum, samimiyetten oldukça uzak olan sesimi fark etmiş olmasına rağmen mimiklerini hiç değiştirmeden suratıma hala aynı özveriyle bakıyordu.

İyiyim der gibi başını salladı. Elimi sıkıp havada birkaç kez salladıktan sonra "Uzun zaman oldu Dila, görüşmeyeli. Gayet normal aslında tanıyamamış olman," dedi ve ellerimizi birbirinden ayırdık. "İkimiz de büyüdük, değiştik." Elimle farkında olmadan oynadığım alyansıma gözü kayınca "Bambaşka hayatlarımız oldu," dedi kuru bir sesle. Öyle der gibi başımı salladım. Yüzünde sebebini anlayamadığım bir ifade geçti fakat hemen sonrasında kendini toparladı. "Duyduğuma göre öğretmen olmuşsun. Hayallerini gerçekleştirmişsin. Tebrik ederim..." dedi Songur.

Küçük yaşlardan beri hayallerimden biri de öğretmen olmaktı. Sınıfta arkadaşlarla oturup muhabbet ettiğimiz zamanlar da bundan sıkça bahsetmiştim fakat Songur'un bunu bilmesi ve hala unutmamış olması dikkatimden kaçmamıştı.

"Teşekkür ederim," dedim sadece. Yüzümü hala neden bu kadar dikkatlice izlediğini anlayamamıştım. "Sen neler yapıyorsun?" diye sordum. Merak etmiyordum fakat en azından birbirimize sürekli tuhafça bakmaktansa konuşmak iyi bir seçenek gibi geldi.

"Babamın işini yapıyorum şimdilik," dedi gözlerini ilk kez benden kaçırarak. Ailesi oldukça varlıklıydı hatırladığıma göre. Neyse zaten beni ilgilendirmiyordu. "Bir de hobi olarak dövme yapıyorum. Bir salonum var," dedi elini ensesine götürerek. Başımı anladım der gibi salladım.

Konuşma hep tek taraflı ilerleyince Songur'un gözü yanımda oturan Nil'e kaydı. Bir baş selamı verip "Merhaba," dedi. "Sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim o zaman. Eğlencenizi böldüm kusura bakmayın. Beni de..." gözüyle yan taraftaki masayı işaret etti. "...arkadaşlarım bekliyor. Gitsem iyi olacak sanırım." Gülümsedi başını eğerek, ben ise hafifçe tebessüm ettim. "Çok sevindim seni gördüğüme Dila. İyi eğlenceler."

DİLHUN: Zehir ve DevaWhere stories live. Discover now