Kara gözlüm

3K 166 21
                                    



Gülben halamın yanına giderken , zerya teyze ile kahvelerini yudumladıklarını görmüştüm.

"Hala! Bitti mi işiniz.?"

Gülben halam bana gözlerini kısarak baktığı zaman ayağıyla itmişti beni.

"Kız ne bitmesi , daha yeni gelmişiz ya hele!" Zerya teyze Gülben halamın bu haraketine gülümserken yanında ki çift berjeri pohpohlamıştı.

"Gel güzel kızım! Geç otur yanıma , Ahmet Bey birazdan gelir seçersiniz sizde." Zerya teyzenin yanına geçerken , dükkan kapısında işittiğim ses ile Mirza içeriye girmişti. Telefon konuşması yaptığı yüzünden belli oluyorken, göz göze geldiğimiz de bana tüm içtenliğiyle gülümsemişti , kendisine karşılık verirken , yüz hatlarından sinirli olduğu belliydi. Bakışlarımı yeşil gözlerden çekerken, dikkat etmem gerektiğini anlamıştım. Bu işin şakası falan yoktu.

İlerleyen dakikalar da önüme serilen setlerden bunalmış halim yüz hatlarımdan belli oluyorken Gülben Halamın inatla seçtirdiği setlere gözüm takılmıştı. O kadar çok seçenek varken seçmemi imkansız hale getiriyorlardı. Son dakika seçtiğim seti ve bir kaç burma bileziği de alarak dükkandan çıkmış ve arabalara yönelmiştik. Mirza halamın elinden poşetleri alırken , korumalardan birine uzatmış ve sürücü koltuğuna geçmişti. Bizde arkasından arabalara binerken üzerime çöken yorgunluğu telefonumun çalmasıyla üzerimden atmış ve arayan numaraya bakmıştım.

"Can.!"

Araçta ki kişiler bana kulak kesilirken sesimin biraz fazla sesli çıktığını farkederek sesimi alçaltmıştım.

"İyiyim iyiyim merak etme , ya sen! Sen ne yapıyorsun , uğramıyorsun yanıma!"

Sitemim yaptığı şakayla yüzümü güldürürken , arabanın dikiz aynasına takıldı gözlerim. Mirza'nın dikkatli bakışları beni bulurken , arada bir yolu kontrol ediyor gözleri anında veni buluyordu. Bakışlarımı kendisinden çekerken Can'a kulak kesilmiştim.

"Güzelim valla bak! Şu stajım bitse sağsalim şu projeyi teslim etsem profesöre! Gelip kaçıracağım seni İstanbula." Dedi. 

Kırık dökük bir gülümse sundum kendime , Can'ın içtenlikle şakaya vurduğu ifadeler özlemimi gidermezken , kampüs çevresinde eğlenceli anlarımız doldu gözümün önünde.

"En kısa zamanda tekrardan.!" Dedim. Can ile halatır sormamız biterken kapattığım telefonumu çantama atmıştım. Yanımda oturan Gülben halam kimdi dercesine kaş göz yapmıştı.

"Can , hala!"

Zerya teyze işittiği isim ile gülümsemiş ve yardımcı olmak istemişti ve bana doğru arkasını dönmüştü.

"Çağır güzel kızım arkadaşını , Misafir edelim Mardin'de hem tüm aile tekrardan toplanmış olur fena mı olur?" Zerya teyzenin kötülük barındırmayan isteğiyle lafım yarıda kesilmişti.

"Can da , kim? Öyle bir arkadaşın olduğunu hatırlamıyorum." Dedi.

Kaşlarım çatılırken , arabada ki herkes Mirza'nın sualine anlamayan tarzda bakışlar atarken , Gülben halam Ağa olduğu için bozuntuya vermemiş ve bakışlarını tekrardan cama yöneltmişti.

"Oğlum! O nasıl sual öyle! Kızın arkadaşları var demekki biz nerden bilelim." Zerya teyze oğluna alttan alttan yaptığı kaş göz işaretleriyle uyarmış ve susturmuştu.

Bu genç adam , nabzımın kontrolünü eline geçirmeyi nasıl başarıyordu. Sözleri heyecanımı arttırırken , yutkunmuş ve direksiyonu tutan ellerine değmişti gözlerim. Direksiyonu sıkıca kavrayan elleri bakışlarımı hissetmiş gibi dikiz aynasından bakışlarını gözlerime dikmişti. Ufaktan ufaktan , uzaktan sevmek miydi? Yaşadığımız şu durum. içimi kıpır kıpır ediyordu. Şekerini almak için canını ortaya koyan küçük çocuk misali bir sevinç belirdi içimde , Tutmaya çalıştığım gülümsemem , utandığım için eğdiğim başım , karşımda ki genç adamı da gülümsetmiş ve fren yapmasına neden olmuştu. Az daha baksam gözlerine ölüme götürecekti bakışları kalbimi. Biraz daha baksam gözlerine bu sefer hiç uyanmayacak olmak bile hoşuma gidiyordu. Hastalıklıydı kalbim , hastaydı ona , gözlerine , kalbine , sevişine , hastaydım her şeyine.

ALEDAWhere stories live. Discover now