Yüreğimdeki fırtına

2.3K 112 31
                                    






Zihnimde dolaşan , esamesiyle beni günden güne mahrum ve sussuz bırakan şefkati. Elamsı bakışları , gözleri , gözleri arzulu ve riyakar. Soluksuz bırakan Yüreği , cesur , haşin ve yoldaş. Küçük bir çağa , kundağın içinde beklediği arzulu ağlak sesi. İçini kemirmesine rağmen zihninin bir köşesine yer edinmiş üstü tozlu hatıralar.

"Aleda'm"

buğulanmış gözlerim ve akan küçük bir göz yaşının beraberinde  getirmesiyle , esmer eller kolumu tutarak beni sarsmış ve kendime getirmişti.

"Buz kesilmişsin..!"

Çatallaşmış sesiyle kaşları havalanmış ve beni adeta hapsetmek ister gibi büyük bedeni altında sarmalamıştı.

"Onu gördüm , tam karşımda duruyordu." Diye söze başladığımda, hala bakışlarımı bir nebze olsun çekmediğim. Boş polis merkezinin sokağına doğru  , bakmaya devam ettim. Karşımdaki esmer eller önce bir süre teyit etmek ister gibi yüzümü incelemiş ve arkasını dönmüştü.

"Aleda'm , güzelim."

Boğuk sesi kulaklarımı doldurduğunda beni kapısını açtığı arabasına , temkinli haraketlerle oturtturduğunda , bulanıklaşmış zihnimle , bakışlarımı odağımdan kesmişti.

"Orada kimse yok..!" Diye hayıflandığı zaman kemerimi takarak , arabanın etrafında dönmüş ve sürücü koltuğuna oturduğunda , ısıtıcıyı sonuna kadar açmış , bedenimin birazda olsa ısınmasını sağlamıştı.

(Amir Kerim Yazgıç tarafından.)

"Amirim!" Dedi , yardımcısı. Sert ve tok ses Amirine seslendiğinde , bakışlarını Amirinin izlediği siyah Bugatti'ye hizaladı. Amirinin elinde bitmeye yüz tutmuş purosu , parmakları arasından kayarak nemli asfalt'ın yüzünü tutmuştu.

"Beş yıl iki yüz kırk gün!" Dedi.

Amirinin dudakları arasından dökülen tek yanıt bu olmuştu. Siyahın en koyu tonuna sahip olan hareleri , bir anda parladığını hissetmiş ve elindeki görüşmelerden raporunu tuttuğu küçük not defterine getirmişti bakışlarını. Gözleri önüne gelen genç kadın ile bir kaç adım gerilemiş ve düşecek gibi olduğu vakit , yandaki kolondan destek alarak tutunmuştu. Bir kaç dakika öncesine kadar yaşadığı bu yorucu ve yoğun hisler , hırsının körüklenerek son bulması gerekirken. Aksine içinde ki ateşle kavrulmaya hazır ceylan misali  yumruk yaptığı elini , zihninde tekrarlanan konuşmalara yoğunlaştırdı. Hatırladığı konuşmalar , kulaklarını çınlatmaya yetmişti.

"Babanız..! Genç yaşta vefat etmiş , ya da belli ki öldürüldü.!" Dedi genç adam.

Sorgu odasında , Karşısında ki hırçın ve kiraz renkli dudaklara bakarak söylediği bu sözleri , teyit etmek için tekrar konuşmuştu.

"Değil mi?" Tekrarladığı kelimeler dudaklarından peyda olurken , karşısında ki Mavi harelerin üzerindeki yoğunluğu artmış ve kirazımsı dudaklarında bir sırıtma belirmişti.

"Konumuz delilsiz suçlamalarınız mı? Yoksa polisiye filmi çekiyoruzda benim mi haberim yok." Derken.

Bir nebze olsun mavi harelerini ne kaçırmış ve de aksi bir mimik haraketinde bulunmuştu. Kaçak sözler usülsüzce karşısında ki Amir'e sıralanmıştı. Elindeki not defteri kaleme kısa bir bakış atarken karşısında ki mavi harelerin , anında alev aldığını görmüş ve sırıtması daha da büyümüştü.

"Canımı mı almak istiyorsun yoksa.!" Dedi , Kerim Yazgıç. Kiraz dudaklar işittiği sözler üzerine sesli olamayacak bir biçimde bir kahkaha patlatmış ve mimikleriyle anında eski mimiksiz yüz haline geri dönmüştü.

ALEDAWhere stories live. Discover now