Kısım 2 - HERKES TAMAM

37 3 0
                                    

Burası da neresi? Vücudum çok... ağır?! Gözlerimi hiç açasım yok.

T-tomris... Tomris! (Gözlerimi açarım.) Ben... nerdeyim? Yatağa ne zaman geldim? Burası da neresi böyle!? (Kapı açılır ve içeri birisi girer.)

Ağzımdan hiç düşünmeden şu sözler çıktı "S-sen!). Kapıdan içeri kısa siyah saçlı ve 1,80 boyunda bir kişi girdi. "Demek uyandın. Uyurken ne kadar ağır oluyorsun bir bilsen." dedi ve bunun üzerine "Benim burda ne işim var!? Tomris tehlikede! Goebbels!" dedim. Evet kendisi benim sevdiğim bir dostumdu, ama ben şuan niye onunlayım?

Goebbels, "Herşeyi açıklayacağım, sakin ol. İlk önce masanın üstündeki suyunu iç ve arkana yaslan." demesinin ardından biraz duraklasam da dediğini yaptım. Derin bir nefes alarak şunu sordum "Anlatmaya başlar mısın lütfen.".

Goebbels yüzünde biraz ciddi bir ifade takınarak anlatmaya başladı, "Spordan çıkıp bir döner almaya giderken seni gördüm, endişeli ve gergin bir halde gördüm. Sana seslendim ama beni ne duymadın, sana yetişmeye çalıştım ama adımların hızlandı.". O an kendimi iyi hissetmiyordum. Seslendiğini bile duymamışım.

Devam etti "Baktım beni ne duyuyorsun ne de görüyorsun, kötü bir şeylerin olduğunu anladım. Sakince takip ettim ve pek de tekin olmayan bir mahalleye geldin. Evin içine girince en yukarıya kadar seni takip ettim. Bir kişinin Tomris'in başında beklediğini gördüm. Siz konuşmaya başladıktan kısa bir süre sonra başka bir eleman seni bayılttı ve yere düştün." Acıların sebebi belli oldu.

"Bende güzel bir fırsat kollayıp hazırlıksız oldukları bir anda birisini etkisiz hale getirdim. Evsiz gibi görünen adamla biraz boğuştuktan sonra onu da etkisiz hale getirdim."(Göğsünün sağ üst köşesindeki bir kesiği gösterdi.) "Sadece bununla kurtulduğum için şanslıyım galiba, adamın sadece çakısı varmış."

Bütün bunları ve o iki adamın icabına bakıldığını duyduktan sonra tam rahatlayacaktım ki aklıma şu soru geldi "Tomris şuan nerde?". Hızlı bir cevap ile "Güvende." sözü yetişti. Rahatlamıştım. Sanki herşey mutlu sona ermiş gibi hissettim. "Şuan kendi evinde. Akşam olduğu için burada değil. Biraz psikolojisini düzeltip evine yolladım." dedi. "İyi yapmışsın. Herşey için teşekkür ederim." diyebildim ancak. O olmasaydı belkide adamlar bize neler neler yapardı.

O gece beni eve bıraktı, tek gitmesem daha iyi olur diye düşünmüştüm. Yarın tatildi, pazar günüydü. "Pazartesi okulda öğlen bir araya gelelim. Bizim sınıfta buluşuruz." dedim. Kabul etti. Vedalaşıp evin kapısını tam açtığım sırada telefonumdan bir arama geldi. Sesli grup aramasıydı, arayan kişiler Tomris ve Rulie idi.

Telefonu açtım ve konuşmaya katıldım. Rulie "Sen iyi misin? Başın acıyor mu?" diye sordu. Hiçbirşeyimin olmadığını ve asıl onların iyi olup olmadığını sordum. İyi olduklarını söylediler. Rulie Wiz'in yanında olduğunu söyledi, az bişey onunla da konuştum. Tomris ile de konuşup iyi olduğunu öğrendikten sonra saat çok geç olmadan da veda ettim, telefonu kapatıp eve geçtim. Üçünün sesini duyup iyi olduklarını öğrendikten sonra bir mutluluk hissi bedenimi sarmıştı. Eve girdim, duşumu alıp istirahat etmek üzere yatağımın yolunu tuttum. Bu kadar macera beni çok yordu.

Pazartesiyi iple çekiyorum. Beş kişilik bir toplantı, bilgi alışverişi ve sağlam dostluklar. Umarım daha da tehlikeye atmadan bu işi çözeriz.

Kod Adı - 53Where stories live. Discover now