Kısım 2 - SENİ BULDUM

40 2 2
                                    

O sabah şansıma hava biraz esiyordu, yeni duş alan birisi için hiç güzel bir şey değildi. Hasta olacağım bu gidişle.

Okula vardığımda konuşmanın birine kulak misafiri oldum. "Yeni kimyacı gelmiş. Kadınmış ve pek de mutlu olacağımızı sanmıyorum." . Bunun üzerine konuşan kişinin yanına gidip sordum, "Hangi sınıflara girecekmiş?". "A, C ve D sınıflarına girecek." deyişinin ardından teşekkür ederek sınıfıma gittim. Bizim sınıf da içindeydi.

Yeni gelen kimya hocası direktmen bizim sınıfa girip tanıştı. Kısa bir tanışmanın ardından ders yapmaya başladı... çok yorucuydu! Üstüne matematik de eklenince, perişan halde bir sınıf sizlerle. Rulie bu duruma biraz sinirlenmiş gibiydi, haklıydı çünkü kitabının çok az bir kısmını okuyabilmişti.

Herkes öglen olunca bizim sınıfa toplandı.

Yorgun olduğumuz için o gün pek de düzgün bir araştırma yapamadık ama Wiz elde ettiği bilgileri bizlerle paylaştı. "Bizim Watson ailesi aslen İngilizmiş, ama Amerika'da ikamet ediyorlarmış. Köklü bir aile olduklarından istihbaratları çok kuvvetli. Bize saldıran adamları da muhtemelen onlar yolladı." dedi Wiz. Ben o sırada masaya uzanmış bir halde dinlemekteydim. Rulie ve Tomris birbirine yaslanmış dinlenmekte ve dinlemekteydiler. En çok dikkatini veren Goebbels idi.
Goebbels, "Bizim bunlara gücümüz yeter mi acaba..." dedi. Ben doğrulup esnedim ve şunu ekledim, "Kimler hacker?" bunun üzerine Goebbels elini kaldırdı ve Wiz de elini biraz tereddüt ederek kaldırdı...

Üstüne şu şekilde ekleme yaptım, "Kimlerin amcası mafya ve yardım edebilir?" Wiz biraz gülümser biraz kızar bir şekilde elini kaldırdı. "Peki kim hiçbir şeyi olmasa bile destek olmaya devam edecek?" diye söyleyince Rulie ve Tomris yüzünde bir gülümseme ile el kaldırdılar."Demek ki bizim az da olsa şansımız var!" dedim.

Herkese bir moral, bir motivasyon oldu bu konuşma... tabi ne kadar başarabiliriz ki, karşımızda kocaman bir ordu var sanki!

Bahçeye çıkıp biraz hava aldık, tanıdık arkadaşlar ile konuştuk ve esen rüzgarlar ile tazelenmişlik hissini yaşadık. Zil çalınca herkes sınıfına dağıldı.

Okul vakti bittiğinde kursa kalmak adı altında araştırma yapmak için toplandık. Herkes bir araya geldiği vakit başladık. Rulie ve Tomris eve erken gitmeleri gerektiğini söyleyip çıktılar. Bari bi özür dileseydiniz! Kalan kişi sayısı üç idi. Yanımızda Goebbels'in de olması bize baya bir fayda sağlamıştı. Bilgisayar ve Dark Web hakkında baya bilgiye sahip!

Üçümüz canla başla çalıştık, ben pek bir işe yarayamadım ama ikisi güzel sonuçlar elde etmek üzerelerdi... bence. Goebbels, "Ben bir şey buldum! Buraya gelin!" dediği gibi başına toplandık. Gördüğüm şeyi anlamaya çalışıyordum. "Bu bir Whatsapp yazışması!" dedi Goebbels. Bunun bir Whatsapp yazışması olduğuna şaşırdım çünkü daha çok bir evrağa benziyordu. Ben, "Biraz küçük gibi... biraz büyütür müsün." desem bile istediğim cevaba ulaşamadım, "Malesef bu büyütülmüyor." cevabını verdi. Wiz biz bu kısa muhabbeti yapana kadar okumuştu bile. Wiz, "Bize adam göndermek ha! Yerlerini öğrenip polise ihbar edelim de görsünler günlerini!" .

Hepimiz biraz daha uğraşıp bir şekilde yerlerini elde etmeyi başardık. Bulan kişi Goebbels idi. Wiz ve ben biraz sorguladık... çünkü eğer bulduğu mekan doğru değilse sadece zaman ve emek kaybıydı.

Herkes ailesini arayıp arkadaşları ile takılacağını, akşam biraz geç geleceğini söyledi. Gideceğimiz yer belliydi. Herkes heyecanlı, gergin, sinirli ve tehlikeliydi.

Kod Adı - 53Where stories live. Discover now