9. BÖLÜM

8.5K 586 257
                                    

Selamm ben geldim.. 💃

NASILSINIZ BU ARADA?


Keyifli okumalar... 💃

AMAN OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ... ✨

Medya:Cennet Mahallesi jenerik müziği

°
°
°
°

~Sevilmek nasıl bir şey bilmem ama sevmenin nasıl bir şey olduğunu anlatabilirim sadece~

Elimdeki tepsinin düşmeyeceğinden emin olduktan sonra korkarak kapıyı çaldım. Gir komutuyla kapıyı aralayıp yavaş ve sakin adımlarla içeriye birkaç adım atıp kapıyı kapattım. Kahve, gri ve koyu bej renginin hüküm sürdüğü geniş oda güzel bir şekilde dizayn edilmişti. Odaya girildiğinde ilk müdür beyin masasıyla karşılaşıyorduk. Masanın önünde duran bej rengindeki iki koltuk ve krem rengi masa uyum içindeydi. Odanın sol tarafını beyaz renginde kocaman bir kitaplık kaplarken sağ tarafta yani pencere tarafında kahve rengi bir toplantı masası bulunmaktaydı. Odanın belli köşelerine konulmuş olan birkaç çiçekle sıcak bir ortam vardı.
Bana çatık kaşlarla bakmakta olan Müdür bey amcacığıma şirince gülümsedim ama pek etki ettiğini söyleyemezdim çünkü hala çatık kaşlarla bakıyordu.
Ya sen öyle bakarsan ben yanaklarını sıkardım ki.

"Kızım bu sefer çayı dökmek için soğumasını mı bekliyorsun?"

"Evet." Bir anlık dalgınlıkla verdiğim cevabın farkına varınca alnıma vurmamak için kendimi zor tuttum.
Daha falza rezil olmak istemediğim için önce misafirin çayını ikram etmiş daha sonra bana tip tip bakmakta olan maviş gözlü tombik yanaklı müdür bey amcanın çayını ikram etmiştim. Çayını masaya koyarken sandalyeyle biraz geriye çekilmesine her ne kadar gülmek istesemde can sağlığım için bundan vazgeçmiştim. Yine bir sakarlık yapıp onu yakmamdan korkuyordu. Yazık lan adama. Travma olmasa bari.

"Eline sağlık kızım." Karşımda oturan adama hafifce gülümsedim. Adam kırklarının sonundaydı iri yapılıydı. Kahve rengi saçları, esmer teni ve kahve rengi gözleri bir biriyle uyum içindeydi. Görünüşü ne kadar bir yabancıyı andırsada kendisinin anadolu çocuğu olduğuna kalıbımı basabilirdim.

"Afiyet olsun efendim."

"Lidya daha ne kadar bekleyeceksin kızım?"

İşte geldik zurnanın zırt dediği yere. Ben şimdi müdür amcacığıma nasıl diyeceğim kapının dışına çıktığım an polisler üzerime atlayacak diye? Hayır yani beni gören herkes çay istiyordu. Çay kıtlığındanmı çıktılar anlayamadım bir türlü. Her ne kadar içimden bir ses bu işte Kukuli'nin parmağı var dese de üzerine pek durmamıştım.

"Çıkar ağzındaki baklayı bakayım sen."

En iyi yaptığım şeylerden birini yaptım. Acitasyon.

"Müdür bey amca. Allah rızası için konuş onlarla. Sabahtan beri sanki çay kıtlığından çıkmışlar gibi çay istiyorlar ya"

İsyanıma ikiside gülünce tip tip yüzlerine baktım. Ben komik birşey mi dedim şimdi?

"Biraz abartmıyor musun kızım?"

Ben mi abartıyorum? Lan ben bu zulme daha fazla dayanamayıp iki kez kaçmayı denemiştim. Ama birinde dış kapıda yakalanmıştım diğerinde de nezarethaneye girdiğimde yakalanmıştım. Düşünün artık yorgunluktan oraya saklanmıştım artık. Zaten çok geçmeden beni bulmuş ve tekrar dan çay ocağına götürmüşlerdi. Ama olsun en azından yarım saatte olsa dinlemiştim.

SEVDA BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin