11. BÖLÜM

7.7K 540 138
                                    

Merhaba 💗

İyi okumalar 💃🏻

Bismillahirrahmanirrahim 🤍

Yıldız'ı parlatmayı ve yorumları bekliyor olacaz💞

Edit için sahne seçmeyi unutmayın.. 🦋

♡......... ♡...........♡............♡..........♡...........♡

~Oysa benim cennetim iki dudağının arasındaki kıvrımda gizli.~
.
.
.

"Sana diyorum Lidya! Burada ne oluyor? Senin Eymen ile ne işin var?"

Helvamın fıstıklı olmasını talep ediyorum. Eğer fıstıklı değilse hayalet olup size musallat olurum. Cimri olmayın fıstıklı yapın!

"Levent? Sen ne ara geldin?"
Kukuli'nin sorusuyla kaşlarım havalandı. Levent'in göreve gittiğini nereden biliyordu ki? Tamam tanışmalarını normal karşılıyordum da Levent'in göreve gittiğini nereden biliyordu?
Belki de dedem söylemiştir diye düşünerek bu konuyu kapattım.

"İkinizde hala soruma cevap vermediniz?" Kukuli'nin sorusunu görmezden gelmişti çünkü şu anda karşılaştığı manzara için açıklama bekliyordu.
Ve bende ne diyeceğimi bilemediğim için birden ayağa kalkıp üzerine bildiğiniz atladım.

"Oyş benim poncik kaslı Lolipopum gelmiş" Sesimi sadece onun duyabileceği şekilde ayarlamıştım. Ben bana sarılarak karşılık vermesini beklerken ensemden tutup beni kendisinden biraz uzaklaştırdı.
Ama herkeste ensemden tutuyor lan! Hayır yani kolumdan hadi onu geçtim omuzumdan tutmak çok mu zor be?

"Lafı dolandırma Küçük Cadı. Sizin burada ne işiniz var?"

Gözlerimi devirip etrafıma göz gezdirdim. Restorant gereğinden fazla kalabalıktı, aslında benim için gereğinden fazla kalabalıktı. Yoksa hala boş yerler bulunmaktaydı. Üst katında bu şekilde kalabalık olduğuna emindim. Leventciğimin arkasında duran arkadaşlarına takıldı gözlerim. Takılmamak ne mümkün? Maşallah hepsi izbandup gibi adamlar.

"Kız arkadaşımla yemeğe çıktık?" Kukuli'nin verdiği cevaptan sonra şehadetimi getirmeye başladım.
An itibariyle bu restoranttan iki ceset çıkacaktı.

"Sevgili olmayan kız arkadaş değil mi?" Şimdi ben bu durumu nasıl açıklayacaktım ki?

"Ohm bence bu konuyu başka bir yerde konuşalım. Herkes bize bakıyor." Yalan.

Kimse bize bakmıyordu aksine herkes kıtlıktan çıkmış gibi yemeğini yiyiyordu. Leventciğimin arkadaşları beni onaylayınca Kukuli de onaylayıp hesabı ödemeye gitti. Bende zaman boşa gitmesin diye eşyalarımı toplamaya başladım. Hırkamı giyip şarjda olan telefonumu ve şarj makinasını çantama koydum. Son olarak masanın üzerinde duran ıslak mendillerden iki tane alıp ayağa kalktım.
Çantamın küçük gözünden sakız paketini çıkartıp önce Leventciğimin arkadaşlarına uzattım. Teşekkür edip hepsi birer tane aldı. En sonunda Leventciğime uzatınca tek kaşını kaldırıp bana baktı. Şirince sırıtıp birşey demeden bende sakızlardan birini alıp ağzıma attım. Bu esnada bize doğru gelen Kukuli'yle hepimiz mekandan çıkmıştık.

Birazdan ne olacağını kesinlikle bilmiyordum ama pek iyi şeyler olmayacaktı. Hepimiz sesizce otoparka doğru ilerleriyorduk, evet sesizce. Normalde şu anda burayı coşturmam gerekiyordu ama hem yorgun olduğum için hemde Levent'ten ve arkadaşlarından birazcık çekindiğim için vazgeçmiştim. Normalde bu kadar çekingen değildim ama askerlerin yanında olunca ister istemez geriliyordum. Evet askerler, şu anda burada bulunan herkes -ben ve Kukuli hariç- askerdi. Şuan da birine yürümemek için kendimi zor tutuyordum. Askerlere zaafım olduğunu söylemiş miydim?

SEVDA BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin