25. BÖLÜM

3.2K 293 109
                                    

Merhaba nasılsınız?

Arkadaşlar neden kimse oy vermiyor? 22 bölüm 300 oy bile olmamış.
Bu konuda baskı yapmak istemiyorum ama lütfen sizde anlayışlı olun.

Bu arada Bayramınız mübarek olsun. 🍭✨

Neyse sizi bölüme alalım.

.
.
.
.
.
.

~Keyifli okumalar~

~Zaman elbette akıp gider.
Önemli olan akıp giden zamanda
bir şeylere tutunabilmek.~

Bazen hayatı akışına bırakmak gerekirdi. Çünkü hakim olmaya çalıştığımız da daha büyük felaketlere sebep olabilirdik. Ve ben de böyle yapmıştım. Çünkü gerçeklere ne kadar hakim olmaya çalıştıysam bir o kadar yalan ve sır ortaya çıkıyordu.
Bu yüzden bende şimdilik her şeyi sorgulamayı, öğrenmeyı bırakmış ve anın tadını çıkartmaya karar vermiştim.

"Cimcime tuzu uzatır mısın lütfen?"

Ahmet abinin bana seslendiğini anladığımda önümde olan tuzluğu alıp ona doğru uzattım. Kendisi karşımda bir tık sağımda oturuyordu.

"Buyur abi."

Elimdeki tuzluğu alıp teşekkür ettiğinde gülümseyip kahvaltıma devam ettim. Bir an önce kahvaltımızı yapıp Rod ile dışarı çıkmak istiyorduk.

"Lidya siz bu gün dışarıya mı çıkacaksınız?"

Dedemin sorusuyla ağzımdaki lokmayı yutup sorusunu cevapladım.

"Evet dede. Roda ile merkeze gitmeyi düşünüyoruz."

Beni anladığını belirtircesine başını sallayıp kahvaltısını yapmaya devam ettiğinde bense masaya kısa bir göz atmıştım. Masanın iki ucunda Makbuş ve dedem otururken dedemin iki tarafına Metehan ve Azad oturmuştu. Metehan'ın yanındaysa sırasıyla Ahmet abi, Murat, Eda, Yiğit ve Levent otururken Azad'ın oturduğu taraftaysa Muhammet, ben Eymen, Roda ve Serap oturmuştu. Aman ne güzel bir oturma düzeni. Allahtan son anda Roda'nın kolundan tutup Eymenle Serap'ın arasına oturtmuştum. Yoksa benim saf kızım çekindiği için herkes oturana kadar oturmazdı.

"Neyle gideceksiniz?"

Eymen'in sorduğu sorusunu hiç bekletmeden cevapladım.

"Taksi ile."

Babamızın özel şoförü yoktu ya. Neyle gidecektik başka?
O değilde taksi çok tutacaktı lan. Yeni bir motor almak şart olmuştu arkadaş. Ben her dışarı çıkmak istediğimde bilmem kaç yüz lira taksi parası veremezdim.
Ama şu anda yeni bir motor almak için fazla param yoktu. Ya İstanbulda ki motorumu satıp başka bir motor alacaktım ya da motor için biraz daha bekleyecektim.
Neyse bunu akşam düşünecektim artık.

"Taksi olmaz."

Hafifçe ona dönüp yüzüne baktığımda onun zaten bana baktığını gördüm. Bir kere bakmasa şaşardım zaten.

"Nedenmiş o?"

"Çünkü taksicilere güvenmiyorum. Ben sizi bırakırım gideceğiniz yere."

Ne alaka lan? Neyi varmış taksicilerin? Tam ben ona cevap verecekken benden önce başkası konuşmuştu.

"Olmaz. Yaralısın sen. Daha bu sabah pansuman yaptım sana."

Bak benim yine cinlerim tepeme çıkıyor ha. Birazdan kalkıp bu kızın saçlarını teker teker yolup ağzına tıkadıktan sonra gözlerini oyup farelerin önüne atmazsam iyiydi.
Sinirinden sandalyenin kolunu sıkarken elimin üzerinde hissettiğim el ile bakışlarımı elime çevirmiştim.
Eymen elimi sandalye kolundan ayırıp elinin üzerine yerleştirdiğinde bu sefer onun elini cimcikelemeye başladım. Zaten yukarıda hıncımı alamamıştım.

SEVDA BÜYÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin