BÖLÜM 5: Bataklık

1.3K 134 13
                                    

Oy vererek destek olur musunuz lütfen?
Satır arası yorum yapmayı unutmayın❣️

Gözlerimi beyaz tavan dikerek içimde baş kaldıran ve isimini koyamadığım tuhaf duygularımla baş etmekle meşguldüm.

En çok istediğim şeyin gerçek olmasına rağmen içimdeki bu garip hislerin sebebi neydi?

Vicdan mı?

Hadi ama onu daha çok kullanmam gerekecekti öyle değil mi?

Babam hep "Kötü bir işin en gizli şahidi vicdanımızdır. Hataya düştüğünü anladığında, onu düzeltmek için hiç tereddüt etme. İnsan kendi vicdanından bir şey gizleyemez ama çıkar konuşunca vicdan mecburen susar." derdi.

Peki benim vicdanım niye susmamıştı?

Ya da içimde baş kaldıran bu tuhaf hissler vicdanımın sesi miydi? 

Ya da benim bırak sesini fısıltısını bile duyabileceğim bir vicdanım kalmış mıydı?

Vicdanım tertemizdi, çünkü onu hiç kullanmamıştım.

Yoksa şimdi babamın sözünü dinler düştüğüm hatayı düzeltmek için Ateşin numarasını hiç düşünmeden engellerdim.

Ama yapmıyordum...

Yanlış hisslerin kölesi olmuştum ve kendimi bu kölelikten kurtarmak için hiç bir hamle yapmıyordum.

Sanırım canımı en çok acıtan şeylerden biriside buydu.

Kendi sonumu kendim hazırlıyordum.

Ateşin bana Adin ismini takmasından sadece bir gün geçmişti. İçimden ona yazmak gelmiyordu çünkü yazmak için içimdeki bu lanet hisslerden kurtulmayı bekliyordum.

Peki ya kurtula bilecek miydim?

Hangisi daha iyiydi? Kurtulup boktan hayatıma geri dönmem mi yoksa boktan hayatımı daha da boktanlaştırmak mı?

Sanırım ikincisini seçmiştim ben, hemde yıllar öncesinden.

Boğazıma kadar batmamış mıydım zaten ben?

Biraz daha o bataklığa batmaktan ne zarar gelirdi?

Bugün günlerden cumartesiydi. Benim okulum yoktu ama Ateş okuldaydı. Okulda olduğundan yazmak için hiç düşünmeden sayfasına tıklamıştım. Rahattım çünkü yanında mesajlarımı okuyabilecek bir karısı yoktu.

Ama dikkatimi çeken bir şey vardı.

Profil fotoğrafı

Aşinası olduğum yüzü...

İlk olarak hacimli ve düzgün taranmış siyah gür saçları, hafif kirli sakalları çekti dikkatimi her zamanki gibi. Daha sonra dolgun dudaklarında gezindi gözlerim.
Tadını hiç bilmediğim dudaklarında...

Hafif gülümsemiş, keskin bakışlarını ise elinde tuttuğu sigarasında sabitlemişti.
Yüzünden daha esmerdi eli, biçimliydi.

Beyaz gömlekten bile belli olan kasları uzun zamandır spor yaptığını doğruluyordu.

Fazla yakışıklıydı.

Ne yazacağımı düşünmeye gerek kalmadan Ateş konuyu kucağıma bırakmıştı.

Siz: Eklemişsin. (13:48)

Ateş: Niye şaşırdın, Adin?

Ateş: Dersteydim geç baktım kusura bakma (14:04)

Siz: Bilmem , karın görür diye de
Siz: Şey sorcam

Ateş: Sor

Siz: Beni ne diye kaydettin?

Ateş: İsminle

Siz: Karın görürse?

Ateş: Farketmez

Siz: Şaka?

Ateş: Hayır.

Siz: Sikeyim, hiç bir şey anlamıyorum.

Ateş: Yakında anlarsın.

Siz: Gizemli olmak için ekstra çaba mı sarfediyorsun aq ne bu böyle?

Ateş: Takma o güzel kafana, merak etme görse bile hiç bir şey olmayacak.

Siz: O kadar eminsin yani?

Ateş: O kadar eminim, Adin.

Ateş: Derse girmem gerek, boşluk olduğu zaman yazacağım sana.

Ateş çevrimdışı

Ateş cevap vermemi beklemeden uygulamadan çıkmıştı ama ben hâlâ bana yazdığı "yazacağım sana" mesajında takılı kalmıştım.

Neler oluyor?

Siz: İyi dersler, Ateş.

Hiç okunma yok, okuyanlar da yıldızımı parlatmıyor, neyse küsmüyorum daha yeniyiz💖

İMKANSIZ +18 ( yarı texting) Where stories live. Discover now