BAŞLAMADAN ÖNCE YILDIZI PARLATIR MISIN? 🌟
Daha ne hissettiğimi anlamadan, ağzımı açıp tek kelime bile etmeden sessizce dururken kapıdan giren kişiyle sessizliğim bozulmuş ve ben sadece "Ayaz" diyebilmiştim.
Kalbim aylar sonra onun sesini duymamla acıyla kasıldı.
Neden şimdi?
Neden beni aramakla her şeyi daha da zorlaştırıyordu?
Salak herifin hiçbir şeyi hiçbir zaman benim için kolaylaştırdığı olmamıştı zaten.
Göğsümde tanıdık bir ağırlık vardı sanki.
Bir yandan aylar sonra onun sesini duymuş olmamın etkisi bir yandan da karşımda bana anlam veremediğim tuhaf bakışlarla bakan Ayazı görmem zihnimdeki kelimleri yok etmişti.
Hangisine ne tepki vereceğimi kestiremiyordum.
Ateş "Ayaz" diye fısıldamamın ardından bir süre sessizce beklemiş ve derin nefesler alıp vermişti.
Sanırım sinirlenmişti.
Bir süre sonra konuşmayacağımı anlamış olacak ki sıkıntılı bir nefes vererek "İyi ki doğdun, Meva." demişti.
Ona hiçbir şey söyleyemiyor oluşum bedenimi geriyor ve beni onun karşısında güçsüz hissettiriyordu.
Kalbim neden böyle hızlı atıyordu?
Ağzımı açıp ona neden küfürler yağdırmıyor sonra ise telefonu yüzüne kapatmıyordum?
Beni engelleyen şey neydi?
Acaba pişman mıydı yaptıklarından?
Ya da yapmadıklarından mı demeliydim...Üzülüyor muydu?
Koskocaman iki ay ne aramış ne sormuş ne de beni görmek için bir şey yapmıştı.
Kalbim bu düşüncelerimden sonra biraz daha sıkıştı.
Aslında pişman olsa, üzülse bile hiç bir şeyi değiştiremez ve ölüden bir farkım olmadığı günleri telafi edemezdi.
Gözlerim doldu.
Sesimi girdiği yerden zar zor çıkararak kısık seslede olsa "Beni bir daha arama!" dedim ve telefonu yüzüne kapattım.
Birazcık acıma duygusu kalmışsa beni bir daha aramaz ve bir bilinmezliğe sürüklemezdi.
Şu an boğulduğumu hissediyordum. Kalbim göğsümden kaburgalarımı kırıp fırlayacakmış gibi atıyordu.
Sanırım günler sonra yine panik atağım tutmuştu.
Elim deli gibi ağrıyan kalbime gitti.
Burada yığılıp kalmamak için her şeyi, her kesi, bana doğru gelen ya da içeriye girmek için yanımdan geçmek zorunda olan Ayazı boş vererek hareket edebildiğim kadar hızlı davranarak kendimi dışarı atmıştım.
Buradan bir an önce uzaklaşmam gerekiyordu.
Boğazımda bir yumru vardı sanki ve bu benim nefes almamı zorlaştırıyordu.
Hava soğuk değildi ama bedenimi yalayıp geçen rüzgar yüzünden ürpererek üşümeye başlamıştım.
Midem bulantılarını artırmış ve içmiş olduğum iki üç bardak içkiyi dışarı atmak için elinden geleni yapmıştı.
YOU ARE READING
İMKANSIZ +18 ( yarı texting)
Teen Fiction"Sana karşı sabrımın sonuna geldim!" diye fısıldadıktan sonra sanki olabilecekmiş gibi bana biraz daha yaklaşmıştı. Bakışlarım önümdeki koca bedene inat yakalanmamak için kilitli kapıya dikilirken dudaklarıma değen dudaklarla gözlerim kocaman açılmı...