BÖLÜM 28: Geç kalınmış itiraf

830 70 27
                                    

OY VERMEYİ VE SATIR ARASI YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN.

50 OY VE 50 YORUMDAN SONRA YENİ BÖLÜM GELECEKTİR.

Keyifli okumalar.

🖤

Ona bakmayı keserek bakışlarımı tekrar gökyüzüne çevirmek için hamle yapacakken Ayaz ciddi bir tavır takınarak "Sana bir şey söylemem gerek." demişti kısmış olduğu deniz gözleriyle bana bakarken.

Bakışlarımı tekrar yüzünde sabitlerken duymaktan korktuğum şeyi söylememesi için içimden dua etmiş ve sonra "Söyle." demiştim kalbim ağzımda atarken.

Derin bir nefes aldıktan sonra koca elleriyle elimi avcuna hapsetmiş ve direkt "Ben sana aşığım, Meva." demişti ufakta olsa titreyen sesiyle.

(Bir kaç saat önce)

Biz kız kıza bir birimize dert yakınırken birden kapımız açılmış ve annem içeriye girerek "Ayaz oğlum gelmiş, hadi salona gelin." demişti.

Annemin söylediği şeyle Çiğdeme bakmış ve Ayazın niye geldiğini anlamadığım için kafamı bir o yana bir bu yana sallamıştım. Odadan çıkmadan önce ağladığım için aynaya bakarak makyajımı kontrol etmiş ve iyi göründüğüme kanaat getirdikten sonra odadan çıkmıştık.

Salona geldikten sonra koltukta oturan Ayazın beni görmesiyle ayağa kalkması ve yanıma gelmesi bir olmuştu.

Yanıma geldikten sonra uzun boyu yüzünden hafif bir şekilde eğilmiş ve gözlerime bakarak "Nasılsın?" demişti.

Yüzüme olabildiğince içten bir şekilde gülümseme yerleştirdikten sonra "İyiyim teşekkür ederim. Sen nasılsın?" dedim ses tonuma dikkat ederek.

Kaza anında ve sonrasında yanımdan bir dakika bile ayrılmadığı için annem ona oğlum diye hitap ediyordu herhalde. Kazadan sonra beni görmeye gelen tüm akrabalarımıza Ayazdan söz etmiş ve ne kadar teşekkür etsek azdır demişti. Gerçi bende o günden sonra onu hiç görmediğim daha doğrusu görüşmeyi redd ettiğim için teşekkür edememişdim.

Bugün bu işi halletsem çok iyi olacaktı çünkü birilerine borçlu kalmayı hiç sevmezdim.

Sorumun ardından dudakları hafifce kıvrılmış ve "Seni gördüm daha iyi oldum." demişti gözlerime derin bakışlarını yollarken.

Her kese böyle mi bakıyorsun sen?

Söylemiş olduğu cevaba kısa bir tebessüm etmekle yetinmiş ve başımı çevirerek bakışlarımı arkamda duran Çiğdeme yöneltmiştim.

Bizi tebessümle izlemesini neye borçluyduk acaba?

Çiğdemin yarım ağız gülümsemesine kaşlarımı çatarak göz devirmiş ve kafamla koltuğa geçmesini işaret etmiştim.

Çiğdem bu tavrıma yüzünü ekşitmiş ardından güzel suratına yine gülümsemesini yerleştirdikten sonra "Selam Ayaz. Hoşgeldin" demişti.

Ayaz, Çiğdeme "Hoşbulduk" dedikten sonra iri cüssesini hareket ettirerek koltuğa geçmiş ve annemin bizim için ne zaman getirip bıraktığını bilmediğim içecekten bir yudum almıştı.

Bardağı dudaklarına her çıkardığında kol kasları beyaz tişörtünden balon misali patlayacakmış gibi şişerek kendini belli ediyordu. Ve her ne kadar bakmak istemesemde gözlerim oraya kayıyor, bir mıknatıs gibi beni kendine çekiyordu.

İMKANSIZ +18 ( yarı texting) Where stories live. Discover now