BÖLÜM 12: AYAZ

1.1K 112 23
                                    

Başlamadan yıldızı parlatır mısın? 🌟

"NE BAKIYORSUNUZ AVAL AVAL? KİM BIRAKTI DİYORUM?"

Üniversitede bana yakın olan iki kişi vardı. Biri Çiğdem ki zaten onu ilk okuldan tanıyordum diğeri ise Batuhandı. Onun üstüne yürüyerek "Batuhan bilipte söylemiyorsan var ya sikerim belanı!" diye ciyaklamıştım.

"Allah belamızı versin ki bir şey görmedik Meva. Biz geldiğimizde zaten ordaydı, bak yemin ediyorum."

Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalışmış ve "Abi dört ay ya, koskocaman dört ay! Nasıl bir kere bile görmezsiniz?" diye hepsine birden söylenmiştim.

Sınıftan birisi olamazdı çünkü hepsinden büyüktüm ki, onlarda zaten beni abla gözünde görürlerdi.

Batuhan kendine hakim olamayınca "Sen gördün mü kızım? Bir gün o götünü erken kaldırda yataktan, öyle gel. O zaman bulursun işte kimin bıraktığını." diyerek beni terslemişti.

"Götümü ye Batuhan, zaten sinirliyim amına koyayım birde sen gelme üstüme!"

Çiğdemin ciyaklamasından nefret ettiğimi söylemiştim değil mi?

Ben ondan daha betermişim.

"Siktir olup gidiyorum lan, bu kafayla ders mi dinlenir?!" diyerek sınıftan çıkmış, çıkışa doğru ilerlemiştim.

Üniversitenin bahçesinde seri adımlarla yürürken telefonuma bildirim düşmüş ve bende telefonuma bakarak ilerlemeye devam etmiştim.

Mesaj Ateştendi.

Ateş: Günaydın güzelim.

Ona cevap yazacağım sırada dev gibi bir şeye çarpmış ve dengemi kaybederek yere kapaklanmıştım.

Başımı yukarı kaldırıp bakınca denizlerin bile kıskanacağı bir çift mavi gözle karşılaşmıştım.

Gözlerindeki duygu endişe miydi?

Gözlerine bakmayı kestiğimde dudaklarımı aralayarak "Teker teker gelin be amına koyayım!" diye güzelce bir bağırmıştım.

Karşımdaki yakışıklı çocuk erkeksi ve boğuk sesi ile "Ne kibar şeymişsin sen öyle ya." diyince az önce kullandığım küfür geldi aklıma.

Yanaklarım anında kızarırken yaptığım aptallığın farkına varmış ve "Bu günlük bu kadar küfür yeter, Meva!" demiştim içimden kendime saydırarak.

Yere çakılan bedenimi kaldırmak için atağa geçecektim ki sesinden bile yakışıklılık akan dev çocuk elini uzatmış ve ona tutunarak düştüğüm yerden kalkmamı istemişti.

İki metreydi Mübarek!

Elimi uzattığımda saniyeler sonra soğuk ellerim ateşten bile sıcak olan ellerle buluşmuş ve an içimi garip bir ürperti kaplamıştı.

Ben bu uzun çocuğu daha önce niye farketmemiştim acaba?

"İyi misin?"

"İyiyim, düştüm sadece abartma."

"Nebileyim, az önce ayağa kaldırdın ortalığı."

"Özür dilerim ya, iyi bir gün geçirmiyorum."

Yerden telefonumu alarak bana uzatmış ve tek kaşını kaldırarak "Bak bakalım çalışıyor mu?" demişti.

İMKANSIZ +18 ( yarı texting) Where stories live. Discover now