26.BÖLÜM

109 11 0
                                    

Bölüm Şarkısı-Under The Unfluence/Chris Brown

"Hiç gidesim yok Alina."

...

"Alina, kaptın lan bu dövüş işini sen." Dedi Hafsa omuzuma gülerek vururken.

"Hafsa, oyalanmayın. Teriniz soğacak." Dedi Alp bizden tarafa seslenirken. Bu sırada elinde ki havluyla ensesini kuruluyordu. Bu sabah spor salonunda bir tek Yağız'ı görememiştim.

"Yağız nerede? Hani hiç aksatmazdı antrenmanı."

"Salak," Dedi gülerek Hafsa.

"Bizim başımız falan tamam da yani, çok dengesiz o. Ne yapacağı belli olmaz. Ben alıştım, sen de alış."

"Hafsa! Hadi, hasta olacaksınız bak sonra. Operasyonlarda lazım olduğunuzun farkındasınızdır umarım."

"Tamam bi' sal, gidiyoruz." Umursamaz bir tavırla konuştuktan sonra gözüyle kapıyı işaret etti.

Salondan birlikte çıkıp, mutfağa ilerledik. Hafsa'yla ikimize genelde spordan hemen sonra kahvaltı yapıyor, sonra da odalarımıza çıkıyorduk. Ama ekibin geri kalanının hepsi spordan sonra direk odalarına çıkıp, oradan mutfağa geliyorlardı.

"Bu ne abi, hep sağlıklı. Hamburger falan çekti canım ha." Dedi Hafsa büyük yemek masasında kendi sandalyesine otururken.

"Sabah sabah? Baya mantıklı. Yap yiyelim." Güldü.

"Üşeniyorum." Kaşlarımı kaldırdım.

"İşe bak, bende."

"Pişt," Dedi Hafsa elini koridora doğru sallayarak ve biraz sonra kapıda Lera belirdi.

"Hamburger yapma ihtimalin ne kadar yüksek canım arkadaşım?"

"Terden banyo yapmış gibi duruyorum Hafsa bilmem farkında mısın? Banyoya gireyim öyle yaparım."

"Çüş, senin banyo iki saat. Neyse ya bizde güzel bi' yıkanalım, bugün de ekible kahvaltı yaparız." Lera Mutfaktan çıkarken biz de arkasından ilerledik. Hafsa'nın odası benim odamın biraz ilerisinde ki kapıydı.

Kendimi odama attığım anda üzerim de ki tayt ve spor atletinden kurtulup, kendimi sıcak havada soğuk suyun altına bıraktım. Siyah bir boğazlı sweat ve siyah bol paça bir pantolon giyindiğimde kapıdan Hafsa'nın sesini duydum.

"Giriyorum bak, çıplak falan olma."

"Gir."

"Of, bak dinle şimdi. Çok iyi bir haberim var." Dedi Hafsa heyecanla kendini yatağıma atarken.

"Bugün yine bir yeri patlatıyoruz?"

"Evet, orası doğru zaten hep bir yerleri patlatıyoruz da. Bu seferkinin konsept başka kızım."

"Nasıl başka? Anlatsana, ne dikiliyorsun?"

"Davete gidiyoruz. Sanki Yağız orada önemli bir ticaret adamıymış gibi. Fakat tabi ki öyle değil, yani sahte kimliklerimiz falan olacak. Ve asıl eğlence, Davette olması. Çünkü çok sıkıcıydı zırt pırt bina basmak. Davetler nadiren olur, şu sıralar biraz arttı da neyse işte. Ay aşırı heyecanlandım."

PUS (+18)Where stories live. Discover now