Bölüm 8

206 42 3
                                    


Olur dɑ bir gün özlersen bɑşlɑtmɑ gururunɑ; çık gel...

Ertesi sabah ilk işim Mustafa'nın telefon numarasını silmek oldu.En kısa zamanda da oturduğum semti değiştirdim.İzimi kaybettirmek istiyordum.Bir daha onun yüzünü bile görmek istemiyordum.Hiçbir açıklama yapmadan öylece bırakıp gittim onu.

Telefonlarına bakmadım.Tamamen çıkarttım onu hayatımdan,hayallerimden.Ne olursa olsun asla affedemeyecektim.Bana bekar olduğu yalanının, kurduğum ve yıkılan hayallerimin,yaşadığımız hiçbir şeyin hesabını veremeyecekti.

Önce sevdiğin terketmişti beni sonra da uykum.Ne güzel bir yalandı o öyle hep inandığım.Bir daha kimseye güvenmedim ben,kimseyle görüşmedim,aşka inanmadım.Sonuçta benim geceleri saatlerce ağlamama ve uyuyamama sebep oluyordu ve ben sabah olunca onu sevdiğim için ağladığımı düşünüyorum işte bu aşk değil aptallık olabilirdi sadece!Herkesten alıp onda topladığım sevgim,güvenim,mutluluğumun onunla birlikte yok olmuştu.Bu ne demekti? Bu bi insanın yerle yeksan olma hikayesiydi.!Sol yanımı hissedemez bir haldeydim.Hani derler ya insan hiç sevdiğine kırılır mı?İşte en çok sevdiğine kırılırmış onu anladım...

Aradan bir süre geçtikten sonra yeni evimin adresini ve telefonuma bir şekilde ulaşmayı başarmış.Geçen günde eve gelmiş ben yokken.Ona sevgilim olduğunu ve onunla görüşmek istemeyişimin tek nedenimin bu olduğunu sanıyor evli olduğunu bildiğimden habersiz.Bu yüzden onu aldattığımı düşünüyor oysaki o beni andatmışken.Attığı mesaj da tamamen bununla ilgili işte.

-Bizi dünya değil dünyadakiler yoruyor.Geçmişe takılmamalıyız.Geçmişi unutmalı ve yolumuza devam etmeliyiz.Ben seni geçmişin için yargılayamam asla.O zaman ikimiz de mutsuz oluruz.Ama senden tek ricam asla benden ne olursa olsun bir şey gizleme.Bak aramızdaki ilişki neredeyse küçük bir yanlış anlaşılma yüzünden bitecekti.Küçük şeyler için kendimizi üzmeyelim.Bütün bunlar halledelir biz gerçekten istersek.Ortamda ki gergin havayı dağıtmak ve havayı yumuşatmak için:

-Peki Belinda gözlerinin yeşilinden aşk demlesem kaç yıl hatırı olur?

Belinda yüzüme bakarak içten bir şekilde gülümsedi.Artık mutluyduk...Biliyorum yarın daha da güzel olacaktı...

''Hadi her şeyi bir kenara bırak sevgili.Biraz sohbet edelim seninle.Biraz zaman ayır kelimelere.Hadi bir çay al en güzelinden ya da mis kokulu bir kahve.O aldığın çayın kıvamı gibi konuşalım seninle ya da aldığın kahvenin misler gibi kokusunda aksın kelimeler.Bırak kendini kelimelere...Biliyorsun ki kelimelerden kimseye zarar falan gelmez.''Bırak aklına gelmeyen başına gelsin.''Hadi her şeyi kenara bırak ve balıklama atla bu kelimeler denizine.Kelime kelime damla olmak...satır satır nehir olmak sayfa sayfa bir çağlayan ve kitap kitap deniz olmak ne güzeldir değil mi ?Hadi durma önce sen başla anlatmaya.Neyi diye sorma bu kadar uzun bir hayattan sonra anltacak kelimelerin yok mu ?

Yok mu yarına dair umutların...Yok mu geçmişe dair umutların...Yok mu geçmişe ait keşkelerin...Amaların ve fakatların.Hadi sen kendini yeterki kelime yağmuruna bırak.Bak nasılda bir ceylan gibi sekecek kelimeler dudaklarında.Anlat...Nerden başlamalı diye düşünme.aklına ilk gelen şey ne ise ordan başla sen.Nasılsa gerisi kendiliğinden gelir.Mesela yaşını sorsam 20-30-40 vs. dersin.Kim ve kimin için önemliki bu.Ben yaşını sorduysam hayatın sana katığı yaşı soruyorum.Hani şu gözlerinin kenarında iz bırakan hayat...Dinlediğin eski bir şarkıda seni düşlere daldıran hayat.Okuduğun bir kitabın kahramanı ya da içinde kaybolduğun bu şiirin...Hadi her şeyi bir kenara bırak ve kelime ormanında kaybolalım seninle.Korkma çıkmaz yollar yoktur şiirlerde.Umutsuzluk ise zate olmaz.Olmamalı!

Keşkeler ve amalar yoktur bu sayfalarda,geçmişe ve geleceğe hiç olmayacak bu düşlerde değil.Devam et sen anlatmaya.Anlat mesela kendine ait gizli bir dünyan olduğunu.Anlat o kimsenin bilmediği bakire toprakları.Kendinle başbaşa kaldığında yüzüne düşen o neşeyi anlat mesela.Adını söyleyemediğin çok eski bir düşü.Kendinden bile sakladığın bir umudu.Yıllarca omuzlarına yüklenen o soumluluğu anlat.Bazen kaçmak istediğini ama aynı yere çakılı kalmak zorunda olduğunu.Kimi zaman kaybolmak,uzaklara gitmek istediğini.Kimi zaman gülümseyerek gözlerini açtığında yaşadığının bir rüya olduğunu.Anlat mesela insana yaşama azmi veren umudunu.Hani şu ismi bile geçtiğinde yüzünde güller açan şarkıcıyı.

Anlat mesela bir dost sohbetinde anlatırken heyecandan sesinin titremesini.Bak değil mi hiç zor değilmiş değil mi konuşmak kelimelerle.Zor değilmiş yüreğini beyaz bir sayfaya dökmek,zor değilmiş umudu kelime kelime işlemek.Bu kelimeler dünyasında sana umut veren,yüzünü gülümseten bir kelime diye sorsam?İlk cümleyi hatırlıyor musun hani şu içinde sevgili kelimesi geçen ne güzel değil mi?Sevgili aşkım... Sevgili arkadaşım... Sevgili dostum... Sevgili...Sevgili...''

O gece saatler nasıl ilerledi hiç anlamamıştık.Gece boyu fonda Gökhan Türkmen Sen istanbulsun şarkısıyla bize eşlik etti.Mutluluğumuzun tarifi yoktu.Acaba bundan sonra mutlu olabilecek miydik? bunların hepsi bir anlık rüya mı olarak kalacaktı.Neyse mutluluğumuzun tadını çıkarmak varken bunları düşünmenin anlamı yoktu.Belinda'nın gözünde o ışıltıyı gece boyu gördüm.Gözlerimi bir an olsun ondan alamıyordum.Bugün bizim uyanışımız yeniden doğuşumuzdu.O güneş bizim için her gün doğacaktı artık

Sabah uyandığımda ilk işim Belinda'ya mesaj atmak oldu:

BANA ÖYLE BAKMA! #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin