BÖLÜM -6- "FIRTINA"

2.7K 398 161
                                    

               13 KASIM (1997)

Rosalie Goldberg, karıştırdığı siyah yılan derisi çantasının içindeki anahtarları nihayet bulabildiğinde derin bir nefes aldı. Dışarıda yağmur damlaları ölümüne çarpışıyor, şimşekler onları birkaç adım arkadan takip eden gök gürültüleriyle birlikte Kuzey Nebraska'yı aydınlatıyordu.

Rosalie titreyen elleri yüzünden anahtarı kapı deliğine zar zor soktu ve iki kez çevirdi. Sırılsıklam haldeydi. Saat on olmak üzere olduğundan geç kaldığını hissediyordu. Çelik kapıyı açıp önüne bakmadan içeriye daldığında botlarının tabanlarından gelen su içerideki laminantların ıslanmasına neden oldu. Acele ederek kapıyı kapadı. Elinde tuttuğu karton poşetleri yavaşça vestiyerin önüne bıraktı ve doğruldu. Açık kahverengi paltosunu çıkartmaya yelteniyordu ki bir şimşek daha çaktı ve perdeleri yarı kapalı pencerelerden içerisini aydınlattı. Rosalie bir an geriye doğru irkildi ve görüp göremediğinden emin olamadığı silüete bakmaya çalıştı. Bir sonraki şimşek çaktığında, kocasının birkaç adım ileride, mutfak girişinin yanındaki duvara yaslanarak kendisini izlediğini gördü.

"Grevor," dedi muzip bir şekilde. "Nasılsın? Uyumuşsundur diye düşünmüştüm."

Grevor bir süre hiçbir şey demeden öylece Rosalie'ye bakmaya devam etti. Ellerini belinde bağlamıştı. Uzun bir süre doğrudan, boş bakışlarla ona bakmaya devam etti. Sonr keskin bir şimşek daha çaktı.

"Neredeydin?"

Rosalie kocasının bu sorusu karşısında yutkundu. "Mesaim vardı." Üzerindeki paltoyu vestiyere astı. "Sana haber vermediğim için üzgünüm. Perşembeleri genelde böyle oluyor zaten... bak ne diyeceğim, patron Sousa bugün seni sordu... sen işten ayrıldıktan sonra iyice paranoyaklaştı. Fabrikanın ihraç durumunun riskli seviyelere ineceğini düşünüyor... Bir sonraki projede finansman hakkında bayağı endişel-"

"Neredeydin?" diye tekrarladı Grevor gür sesiyle. Ve bir yıldırım daha bulutların arasından onun yüzünü selamladı.

Rosalie kaşlarını yukarı kaldırdı ve karanlıkta duran kocasına biraz heyecan, biraz hayret ve biraz da korkuyla baktı.

"Grevor..." Kafasını iki yana salladı ve kocasının yanlış düşündüğünü ima edercesine baktı. "Bana neden inanmıyorsun? Fazladan mesaim vard..."

Grevor belinde sakladığı birkaç parça kağıt parçasını Rosalie'nin suratına fırlattı. Yüzünde büyük bir öfke ifadesiyle ona bakarken Rosalie şaşkınlıkla inledi.

Rosalie'nin kalbi, yere savrulan kağıtlara bakarken hızlıca atıyordu. Yavaşça eğildi ve yere düşen kağıtlardan birini eline aldı, sonra teker teker hepsini yerden toplamaya başladı; doğum kontrol haplarının reçeteleri, ultrason randevularının raporları, gebelik dönemi iğneleri ve ilaçlarının reçeteleri, hamilelik raporu... Her şey gözlerinin önündeydi, kocasından sakladığı tüm raporlar.

Ne yapacağını bilemeyerek titredi. Birkaç kez yutkundu ve kelimeleri ağzında toparlamaya çalıştı. Korkusunu belli etmemeye çalışarak kafasını Grevor'a çevirdi. "Bunları..." dedi kekeleyerek. "Bunları nereden buldun?"

Grevor ağzını açmadan önce Rosalie devam etti. Vücudu adrenalin salgılamaya başlamıştı. Heyecanı git gide artıyor ve gözü seyiriyordu. "Sana sürpriz yapmak istemiştim," dedi gülümseyerek. O gülümsemenin arkasında kopan amansız fırtınaların gürültüsünü, dışarıdan gelen gök gürültüleri kapatıyordu.

Sokağın SonuWhere stories live. Discover now