BÖLÜM -10- "GÜNAH"

2.9K 354 382
                                    

Merhaba arkadaşlar, bu bölüm şu ana kadar bu hikaye için yazdığım en uzun bölüm olma ünvanını taşıyor. Biraz beklettiğim için herkesten özür dilerim. Çok uğraşarak yazdığım bölümlerden bir tanesi. Sadece bu bölüme özel olarak bir video hazırladım; multimedyada video var.

İyi okumalar, sevgilerimle,

12 KASIM 1997
NEBRASKA, OMAHA

Baş Rahip Nichola, karanlığa bulanmış gökyüzü henüz güneşin ilk ışıklarıyla yıkanıp gecenin kirini üstünden akıtırken göz kapaklarını birbirine bastırdı. Kutsal Pazarın seher vakti, Carlo Maria Broschi'nin sesi kulaklarında uğuldamaya başlamıştı. Şu anda Aziz Cecilia katedralindeydi, ana kubbenin altında, apsisin bulunduğu synthrorona ayak basalı on saniye kadar olmuştu. Üzerine giydiği siyah kisvenin uçları yere değecek kadar uzundu. Göz kapaklarının ardına gizlenmiş kömür siyahı gözleri uyku dilenmekteydi. Uzun ve zayıf bedeninin üzerine geçirilmiş kisvenin içinde, büyük beden kıyafetler giydirilmiş çocuk gibi görünüyordu. Ayaklarına giydiği siyah yemenilerin birinin tabanı hafifçe kabarmıştı. Bu ayağını rahatsız etse de çokta umursamıyordu. Çene kemiği belirgin, burnu hafifçe kemerliydi. Dalgalı, siyah saçları ensesine doğru düzgünce taranmıştı. Çok gençti, bir baş rahibin olabileceğinden çok daha genç.

Kollarını iki yana açmış ve çarmıha gerilmiş olan İsa'nın heykeli; apsisin yuvarlağımsı çukur mermerinin önündeydi. Kafası hafifçe yukarı bakıyordu ki bu Tanrı'yla onun arasındaki bağı gösteriyordu. Saçları dağınık bir şekilde omzundan aşağı dökülen İsa, altın sarısı rengi ile etrafa adeta ışık saçıyordu. Hemen heykelin aşağısında, apsisin kenarlarında üç tanesi sağa üç tanesi sola ayrılacak şekilde altı tane uzun mum dikiliydi. Ortada ise İncil, diktörtgen şekilde oyulmuş mermerin içine açık ve dik koyulmuş bir şekilde duruyordu. Sağ ve sol transeptlere giden metal demirlikli ahşap kapıların hemen biraz önlerinde ise iki tane arp aleti, çapraz bir biçimde duvara yanaştırılmıştı.

Nichola Galea, önündeki mermer altarın üzerinde duran tahta tasa yaklaştı. Kisvesinin sağ kolunu hafifçe sıyırarak sağ elinin parmaklarını, tasın içindeki kutsal suya bandırdı ve parmaklarını sırasıyla iki omzuna, alnına ve kalbine götürerek haç çıkardı. Henüz kilisede kimse yoktu; ön sırada oturan ve yüzünde hafifçe güneş lekeleri olan siyah gömlekli, otuz yaşlarındaki adam ve balkonda ruhban sınıfının en önemlilerinden Rahibe Albertyna dışında.

Galea, kafasını kaldırdı ve uzun kilisenin boş sıralarına baktı. Kathedra oturağı yarım metre uzağındaydı. Katedralin yan neflerinin vitraylarına daha çok Meryem Ana ve İsa'nın bebekliği motiflenmişti. Vitraylara gelen ışık, içeriye girmeden önce desenin rengine kırılıyordu. Naosun hemen yanlarındaki sütunlar yan neflere kalın çizgiler halinde gölge düşürüyor, zincirlerle ahşap sıraların üstüne inen lambalar ise sütunları ve katedrali aydınlatıyordu. Beyaz sütunların üzerinde, bir yıl önce katedralle beraber yanarak ölmüş olan insanların isimleri, güzel fontlarla yazılarak sıralanmıştı. Altın renginde ve her sütunda on iki tane olmak üzere yazılmış isimler sütunun uzunluğu boyunca aşağı doğru iniyordu. Dördüncü sütunda, üstten ikinci isim, Nichola'nın isyana duyduğu yakınlığı besliyordu. Alondra Wright, onun yasak aşkının ilk tohumu, yüreğinin ve duygularının ilk güneşi, amansız bir yangının götürdüğü ve kendi ruhunun damgasını vurduğu ilk ruhun sahibi. Şükredilemeyecek kadar acı, sindirilemeyecek kadar sertti. Nichola, bunu asla affetmeyecekti. Alondra'nın ve yanarak ölen diğer isimlerin üzerinde yazdığı sütunların üstünde ise daha çok içerisinin güneş alması için yapılan çıkıntılı kat; sağ ve sol neflerin üzerlerinde bulunuyordu. Burada vitraylar çok daha büyüktü ve içerisi çok daha fazla ışık alıyordu. Hemen karşıda ise dev, onlarca resim işlemeli iki kapının bulunduğu narteks; üzerindeki bir balkonla iki katlı hale getirilmişti. Giriş kapıları diktörtgen bir şekilde balkona kadar uzanıyordu. Normalde naosun üstünde asılı duran kocaman bir çiçek harmanı olurdu ve rahip, direk olarak girişi göremezdi fakat bugün için çiçekler kaldırılmıştı.

Sokağın SonuWhere stories live. Discover now