''Davetsiz Zarf'' Bölüm 7

588 68 13
                                    

''Söylemiştim, çok dikkatli ve meraklıdır diye. Peki şüphelendi mi?''

''Birkaç soru sordu efendim ve biraz da odayı inceledi.''

''Tek umudumuz Si. Çocukluğunda da böyleydi. Tekrar gelmemesi için çaba göster Jelly.''

''Tabi efendim.''

     Hastaneden eve doğru gidiyordum fakat krizin gelmek üzere olduğunu hissettim. Soğuk üşümeler başlamıştı. Ellerimde ve ayaklarımda, hafif hafif titremeler de oluyordu. Kriz gelmeden eve ulaşmalıydım. Önüme gelen ilk taksiyi durdurdum ve yürümekten vazgeçtim. Hastalık mıydı yoksa bir çeşit ceza mıydı çektiğim? Milyonda bir ihtimal bile yanında çok uzak kalıyor. Bir çeşit aşk kesiği gibi ne yaşatıyor, ne de öldürüyor. Çoğu zaman ölmeyi diliyorum ve sonra aklıma annem geliyor. Onun yaşama nedeni, benim var oluşum. Ve bu kadar bencil davranmamalıyım diyorum. Ne olursa olsun annem için diyorum, annem için... Neyse ki kriz gelmeden eve ulaşmıştım. Bir nevi, psikolojik bir güven protokolüydü bu yaptığım. Evde de çoğu kez krizlere denk gelmiştim ama annemin varlığı beni rahatlatıyordu.

     Eve girdiğimde belirtiler ve reaksiyonlar arttı. Aklıma Given'ın verdiği tüpler geldi. Hiç kullanmamıştım ve belki işe yarayabilirdi. İlaçlara doğru ilerlerken, ağzımın içi resmen kan dolmuştu. Yürümekte zorlanıyordum. Aslında titremekten yürüyemiyordum açıkçası. Gözlerim kararmaya başlamadan ilaca ulaşmam gerekiyordu. Kriz son evresine girmek üzereyken, can havliyle son bir hamle yapıp masanın üstünde açık bir şekilde duran çantamın içine elimi uzattım. Tüplerden birini telaşla aldım ama titremekten içemiyordum. Kapağını bile zorlanarak açmıştım. Ağzıma denk getirmekte de zorlanıyordum ama yine de yarım ağızla da olsa ilacı içmeyi başardım. 

     Tadı, görüntüsü gibi değildi, farklı bir tadı vardı ve hoşuma gitmişti. İlacı içer içmez etkisini gösterdi. Titremeler azalarak sonlandı, kan kusma olayı son buldu ve gözlerim net görmeye başladı. 

     Kendimi çok daha iyi, çok daha güçlü hissediyordum. Uzun zamandır böyle hissetmemiştim. Doktor Given'ın böyle bir ilacı vardı madem, bunca zaman neden hiç başvurmadığını anlayamadım. Süper kahraman gibi hissediyordum kendimi, içimdeki enerjiyi tarif edemiyordum. Zaman kaybetmeden annemin odasına gittim...

''Bayan Cock, bakıyorum da bugün çok uykucusunuz.'' diyerek yatağa doğru attım kendimi.

''Kurabiyem, ne oldu? Çok farklısın bugün, çok mutlu görünüyorsun.'' diye cevap verdi iki dişinin arasından.

''Evet anne, tam 10 dakika önce kriz gelmek üzereydi, zorla eve attım kendimi. Given'ın verdiği yeni ilacı kullandım ve işte karşındayım.''

''Gerçekten harika görünüyorsun Si. Bu inanılmaz bir şey.''

''Evet anne. Bu inanılmaz bir şey. Ama Doktor Given çok dikkatli kullanmamı istedi, dayanamayacak kadar kötü hissettiğim anlarda kullanmalıymışım.''

''Çok sevindim oğlum, Given'ın dediklerine kulak as. Harley'i göndermedim, git onu da uyandır.''

''Harika! Şimdi gelsin bakalım, eşit şartlarda savaşalım onunla.''

     Har'ı uyandırmak için kaldığı odaya gittiğimde, Har çoktan uyanmış ve gitmişti. Zaten çok yoğun olduğundan bahsediyordu. Titizliğinden ve düzeninden hiçbir zaman ödün vermiyordu. Sanki, o odada hiç kimse kalmamış gibi düzenliydi.

''Har gitmiş anne, fark etmedin mi?''

''Gece, kahvaltıya kalacağına söz vermişti ama.''

     Annemle konuşurken kapının zili çaldı. Şaşırtıcı bir durum olmuştu. Harley kapı zili kullanmazdı normalde ama gelen Harley'di. Ellerini doldurmuştu, sıcak poğaçalar ve kruvasanlar almıştı.

Sonsuz Barış - SOHREN (KİTAP OLDU)(Wattys 2018 Gizli Cevherler Kazananı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin