Toparlanmaya çalışmak💪🏼✨

679 33 18
                                    

Karşımdaki Kai idi. Yağmurdan ıslanmış bir biçimde karşımda duruyordu. Su damlaları giriş kapımı ıslatıyordu.

Peki neden bu saatte gelmişti? Bir sorun mu olmuştu acaba?

Kai'nin karşısına kareli yeşil siya pijama altı, üstüne kimçi sosu dökülmüş beyaz tişört, her yerinden saç fışkıran bir ev topuzu, gözlerinin altı ağlamaktan kıpkırmızı olmuş ve şişmiş bir şekilde çıkınca çocuğu bir gülme tutmuştu. Ha tabii birde elimdeki soju şişesini unutmamak lazım. Durumum traji komikti.

Kai'nin ağzından

—— SM Entertainment———

Onu bu halde görmeye dayanamadım. Sırf hyungun yapmış olduğu bir saçmalık yüzünden Defne'nin acı çekmesine dayanamadım.

Defne odadan çıktıktan sonra büyük bir hızla hyungun yanına geldim ve bağırdım. O ise sadece boşluğa bakıyordu şoka girmiş gibiydi.

Kai: Hyung neden bir şey söylemedin.
Xiumin: ...
Kai: Hyung bir şey söyle. Neden bunu ona yaptın?
Xiumin: YAPMAK ZORUNDAYDIM... ANLADIM MI  YAPMAK ZORUNDAYDIM...
Kai: PEKİ NEDEN HYUNG???
Xiumin: NEDENİNİ SÖYLEYEMEM... Bunu henüz yapamam...

Sinirimden kudurmuştum. Kapyı serçe kapatıp çekip gitmiştim. Defne'nin peşinden gittim ama ulaşamadım. Telefondan da aradım ama açmıyordu. Ya kapatmıştı yanda şarjı bitmişti. Ama onun için oldukça fazla endişelenmiştim.

Bir kaç saat kafamı toparlamak için Han Nehrine gittim. Şiddetli bir biçimde yağmur yağdığından dolayı fena ıslanmıştım. Ama yağmur umrumda değildi şu an. Üşümeye başlayınca eve gitmem gerektiğini anladım ama hiç üyelerin yanına dönmek istemiyordum. Ben de hem durumunu merak ettiğim için Defne'nin evine doğru yola çıktım.

Kapıyı çalmamla birlikte buraya doğru gelen ayak seslerini duydum. Üzerimi düzeltmek istedim ama ıslandığım için ne yapsam faydasızdı.

Kapıyı açtığında onu bu halde görmeyi hiç beklemiyordum. Oldukça komik ve şirin duruyordu ama bi olarak da üzgün...

(Kai'nin anlatımı bitti)

(Defne)

(Korece)

D: Kai?
Kai: Defne ben durumun iyi mi diye bakmak için gelmiştim.
D: Haaaaa anladım. İçeri gelsene, sırılsıklam olmuşsun.

Diyip içeri aldım. Ben havlu almaya giderken o yer masasına hazırladığım kimçi ve tofudan yemeye başladı. Havluyu verip mutfağa bir bardak ve çubuk almaya gittim. Mutfaktan seslenerek:

D: Aç mısın?
Kai: Hemde kurt gibi. ( Ağızı tıka basa dolu bir biçimde)

Demesiyle pirinç makinasından iki tabak pirinç, dolapta kalan soslu kızarmış tavuğu da aldım ve içeri geçip Kai'nin yanına çömdüm. Onun bardağına da kendi bardağıma da soju doldurdum.

Kai: Türk müzikleri ile soju içmek. İlginç bir kombin. Hahahahah.
D: Evet. Hahahaha. İstersen değiştirebilirsin.
Kai: Sorun değil, kalsın. Sen nasıl istersen öyle dinle.
D: Söyle bakalım seni buraya hangi rüzgar attı?
Kai: Aslında hem sana bakmak istedim, birde bizimkilerle ufak bir tartışma yaşadık. O yüzden buraya geldim.
D: Anladım. Anlaşılan ikimizde biraz kötü zamanlar yaşıyoruz.
Kai: Galiba.
D: Yalnız bu kadar içki bize yetmez.
Kai: Hakısın.
D: Bekle bakalım bi dolaba bakıyım.

Ayağa kalkıp içki dolabına doğru yöneldim. Orada rakıyı gördüm ve hızla kucaklayıp mutfağa gittim. Hızla bir kaç meze hazırladım. Rakı bardağı ve suyu da kaptığım gibi yer masasına yöneldim. Üzerine malzemeleri yerleştirirken.

Exo'da Bir Öğretmen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin