AŞKTA VE SAVAŞTA
2. BÖLÜMBakışlarını camdan süzülen yağmur damlalarından alıp Leo'ya çevirdiğinde soru dolu bakışlarını görmezden gelmiş, sessiz kalmasına neden olmuştu. Gözlerini Jack'in birlikte geldiği kraliyet askerlerinin üzerinde dolaştırırken konuşmaya başladı. Kararını vermişti ve George istedi diye değiştirmeyecekti.
"Söyle onlara uygun gördüğüm zaman yola çıkacağız."
"Emredersiniz lordum."
Jack arkasını dönüp gittiğinde Leo daha fazla sessiz kalamadı. "Dostum, neler oluyor? Bu savaş sonrası normal bir davet değil, eğer öyle olsaydı George kaleye varmamızı beklerdi elçi göndermek için."
Leo ile aynı düşünce içinde olsa da içindeki berbat hissi bununla bağdaştırmak istemiyordu.
Gözleri Jack'i bulduğunda askerlerle hararetli bir tartışma içinde olduğunu fark etti. Ardından aralarında kısa boyu yüzünden sonradan fark ettiği, giydiği kıyafetlerden elçi olduğunu anladığı adamın kendisine bakarak konuştuğunu gördü. Jack ile gönderdiği cevabı alıp çoktan gitmeleri gerekiyorken diretmeleri öfkelenmesine ve ayrıca içine şüphe tohumlarının düşmesine neden oldu.
Bakışları sertleşmiş, kaşları çatılmıştı. Kısa bir süre daha konuştuktan sonra kendisine doğru gelmeye çalışan elçiyi Jack'in durdurduğunu gördü. Askerin gözleri Lachlan ile birleşti. İzin bekleyen bakışını yakaladığında lachlan hafifçe başını eğdi. Şişman elçinin Jack'e kötü bir bakış atıp ellerini üzerinden attığını ve üstünü düzelttiğini gördüğünde yüzü mümkünmüş gibi daha da sertleşmiş, bakışları tehlikeli bir hal almıştı.
Yavaş adımlarla kendisine doğru gelen elçiden gözlerini ayırmıyordu. Bu bakışların onu tedirgin ettiğinin farkındaydı. Avına odaklanmış vahşi bir hayvanın bakışları kadar korkutuyordu.
Hantal bedeni masanın yanında durduğunda bakışlarını kaldırıp elçiye baktı. Orta yaşların sonunda görünen adam reverans yapıp söze girdi.
"Lordum, General George Monck sizi sarayda görmek istiyor, acilen."
Lachlan bir süre sessiz kalıp adama bakmaya devam etti. Korktuğunu anlıyordu. Bu korku dolu bakışlara çok uzun zaman önce alışmıştı. Adamın hareketlerini izledi bir süre. Sertçe yutkunuşunu ve alnında biriken küçük ter damlalarını elindeki işlemeli beyaz mendille silişini yüzündeki soğuk ifadeyle izledi.
İngiltere'deki herkes gibi elçi de ondan korkuyordu. Kral Charles'i, İngiltere Palamentosunu ve İskoçya'yı arkasına alarak tahttan indirenin de Whitehall Sarayında idam ettirenin de karşısında duran İngiliz Dükü olduğunu biliyordu. Şimdi de Charles'in oğlunun tahta çıkmasına izin vermiyor ve onu savunan herkesi öldürüyordu. Savaşı kazandığına göre Parlamento ve İngiltere artık onun egemenliği altındaydı. Ve tüm bunları yapan karşısında kendisine öfkeyle bakan adamdı. Korkmamak imkansızdı.
YOU ARE READING
Aşkta ve Savaşta
Historical FictionAşk, nefret ve intikam hırsıyla dolu kalplerde yer edebilir miydi? İskoçya ve İngiltere arasında yaşanan en kanlı savaşın ardından bir anlaşma yapıldı. Genç bir kadın kurban seçildi ve zalim düşmanın ellerine bırakıldı. *** Kollarından sıkıca tuttuğ...