Kontesin Laneti +18

İhanet +18

Merhaba!

Başlangıç tarihinizi buraya not edebilirsiniz. Wattpad geleneğine uyalım :)

Bu hikaye tamamen hayal ürünüdür.
Gerçek tarih, kişiler, olaylar veya
kuruluşlarla herhangi bir bağı yoktur.

Oy veren, yorumlarını esirgemeyen, kitabı okuma listelerine ekleyen ve beni takibe alan herkese bol bol kalp gönderiyorum <3

Başlıyoruz!

İhanet

"İhanet, bir hançer olup yüreğine sapladığında değişir insan."

Geceleyin şömine başında, şatoda Kont ile oturuyorduk. Ateşin cızırtıları içimi değişik duygularla dolduruyordu.

Alevlerin dansıyla yükselen ışık, şatonun tarihi duvarlarına ve görkemli kıyafetlerime huzur veren bir atmosfer yaratıyordu.

Şöminenin sıcaklığı, odanın içini hafifçe aydınlatırken dışarıdaki karanlık geceyi unutturuyordu.

Tarihi duvarlar, uzun yıllara tanıklık etmiş eski taşların ruhunu yansıtıyordu. Taşların arasındaki oyuklar ve desenler, geçmişin izlerini taşıyarak şatonun tarihini hatırlatıyordu.

Görkemli kıyafetlerim, o geceki atmosfere uyum sağlamak için özenle seçilmişti. İnci ve dantel detaylarıyla süslenmiş elbisem aristokratik yaşam tarzımı yansıtıyordu.

Kont ile oturduğumuz koltuklar, şatoya özgü antik tarzda tasarlanmıştı. Ahşap işçiliği ve işlemeleriyle süslenmiş olan koltuklar, konforlu bir oturma deneyimi sunuyordu.

Şöminenin başındaki sessizlik düşüncelere dalmak için bir fırsattı. Alevlerin oynaşmasıyla dans eden gölgeler geçmişe yönelik hatıraları çağrıştırıyordu. Bu an, zamanın durduğu ve sadece anın tadını çıkarmaya odaklandığımız bir andı.

"Bu gece gerçekten büyülü," dedim derin bir nefes alarak kont kocama döndüm. "Şöminenin sıcaklığı insanı içten içe ısıtıyor."

Gülümsedi ve başını salladı. "Evet, gerçekten de öyle sevgili karıcığım. Seninle zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum bazen."

Ateşin etrafında sessizce otururken, dışarıdaki rüzgarın hışırtısını duyabiliyorduk.

Aniden bir ses duyuldu, odanın kapısı hafifçe açıldı ve içeri genç bir hizmetçi girdi. Önümüzde hafif bir reverans yaparak her ikimizi de selamladı

"Kontum, kontesim. Herhangi bir ihtiyacınız var mı?" diye sordu hizmetçi.

Kont hafifçe başını kaldırarak bakışlarını odadan dışarı çevirdi.

"Hayır. Teşekkürler, kendinizi yormayın. İyi geceler dilerim."

Hizmetçi saygıyla başını eğdi ve odadan çıktıktan sonra sessizlik tekrar yerini aldı.

"Misafirlerimiz uyumuş mudur, acaba?" diye sordum, bakışlarım odanın derinliklerine kayarak.

Kont, düşünceli bir ifadeyle başını salladı. "Evet, uyumuşlardır. Umarım rahat bir gece geçiriyorlardır," dedi.

Bu sessizlik aramızda derin bir an yarattı. Gözlerimiz bir an için buluştu ve o an içimizde bir tutku alevlendi. Hafif bir öpücükle birbirimize bağlandık.

Kont kulağıma eğilerek, "Biraz dinlenmek istersen odamıza geçelim mi?" diye fısıldadı. 

Elini tuttum ve birlikte odamıza doğru ilerlerken, aniden beni durdurdu. Şatonun soğuk duvarlarına bedenimi yapıştırdı ve dudaklarımı tutkulu bir öpücükle öpmeye başladı.