Gizemli Adam

2.6K 85 10
                                    


Oy veren, yorum yazan, kitabı okuma listesine ekleyen ve beni takip eden herkese bol bol kalp gönderiyorum ❤️






Gizemli Adam


"Herkesin bir kaderi vardır ve bu kaderden kaçış yoktur."










Ormanın derinliklerinde, ağaçların gölgesinde saklanarak ilerlerken, içimdeki korku yavaş yavaş azalmaya başladı. Ormanın sessizliği beni sakinleştiriyor, doğanın huzuru ruhuma işliyordu. Fakat Gabriel'in akıbeti hala aklımı kurcalıyordu. Onu geride bırakmak istemiyordum, ama arkama bakmamam gerekiyordu. Kont'un adamları peşimdeydi. Onları atlatmam gerekiyordu.

Derin bir nefes aldım ve etrafıma dikkatlice bakındım. Uzaklardan gelen bir nehir sesi duydum. Belki de nehir boyunca ilerleyerek izimi kaybettirebilirdim. Sessizce nehir kıyısına doğru ilerledim, ağaçların gölgesinde saklanmaya özen gösterdim.

Sonunda nehir kıyısına vardım ve yıldızların ışığında suyun yüzeyini izledim. Ne kadar ilerleyebileceğimi düşünürken, birden suyun üzerinde yansıyan bir ışık fark ettim. 

Bir sandal yaklaşıyordu!

Kalbim heyecanla atmaya başladı. Umut ve korku iç içe geçmiş bir duyguyla sandala baktım. Sandal yaklaştıkça içindeki kişileri seçebildim. Bir kaçakçı grubu gibi görünüyorlardı. Belki de onlara katılarak güvenli bir yere ulaşabilirdim.

Kıyıya yaklaşan sandal, dalgaların melodisiyle birlikte sessizce ilerliyordu. Ay ışığı, suların üstünde dans ederken, yorgun ve çaresiz, kıyıya doğru yalnızca umutla yöneldim.

Nefesim kesilmiş bir halde feryat ediyordum, çaresizliğin sesi gökyüzüne yankılanıyordu.

Nefes nefese, "Yardım edin! Lütfen bana yardım edin!" diye haykırdım.

Sandalın mürettebatı, şaşkınlık içinde bana bakarken, yüz ifadelerinde karmaşık duygular beliriyordu. Dümencinin kaşları çatılmış, diğer mürettebat ise merakla ve şüpheyle dolu gözlerle beni izliyordu.

Kaçakçılardan biri sertçe," Kimsin sen? Ne istiyorsun?" diye sordu.

"Ben... Ben Eva. Kont'un adamlarından kaçıyorum. Peşimde, beni yakalayacaklar! Lütfen beni de alın."

Kaçakçılar, şüphe dolu bakışlarla birbirlerine dönüp sessizce konuştular, belirsizlik atmosferi etrafa yayıldı.

"Kont'un adamlarından mı? Ne yaptın sen?" diye sordu bir diğer kaçakçı merakla.

Nefeslerim sıklaşırken, umutsuzluğun yükü artıyordu. Sesimdeki titreme, içimdeki korkunun bir yansımasıydı.

"Hiçbir şey! Masumum ben! Beni haksız yere hapse attılar. Lütfen beni korumanıza ihtiyacım var!"

Kaçakçılar, sessizce göz teması kurarak bir karar verdiler, yüz ifadeleri belirsizlikle doldu.

"Ne yapalım?"

"Şu şerefsiz Kont'un topraklarındayız. Nasıl adi bir herif olduğunu biliyoruz. Bence kadın haklı. Kont'un adamları acımasızdır. Bu kıza yardım edelim. Yazıktır."

Kararlarını verdiklerinde, sessizlik içinde birbirlerine bakıp sonra bana döndüler.

"Tamam, peki. Sana yardım edeceğiz. Gel, sandala bin."

Minnettarlıkla onlara yaklaşıp sandala bindiğimde, içimdeki karanlık bulutlar dağılmaya başladı. Umutsuzluğun yerini bir nebze umut almıştı.

Kontesin Laneti +18Where stories live. Discover now