Festival

2.4K 81 22
                                    

Oy veren yorumlarını esirgemeyen kitabı okuma listelerine ekleyen ve beni takip eden herkese bol bol kalp gönderiyorum ❤️









Festival


"Güneş en parlakken bile gölgeler var olur."










Şatonun soğuk ve loş koridorlarında tek başıma dolaşıyordum. Her adımda yankılanan sesler, gizemli bir atmosfer yaratıyordu. Birden, ilerideki bir kapıdan fısıldaşmalar duydum. Sesler sanki bana bir şeyler fısıldıyor, kapının ardında gizli bir dünyanın anahtarını tutuyor gibiydi. Merakıma yenik düştüm ve sessizce kapıya doğru yaklaştım. Kapı hafif aralıktı ve içeri sızan ışık huzursuzluk verici bir şekilde titriyordu.

Yavaşça kapıyı ittirdim ve içeri girdim. Odanın loş ışığında, Kont ve Gabriel'i karşılıklı bir şekilde dururken gördüm. Kont, Gabriel'in elini sıkıca tutmuştu. Dudağına doğru eğilirken, yüzünde endişe ve tedirginlik okunuyordu. 

Gabriel ise geri çekilmeye çalışıyor, "Hayır, yapamayız," diye yalvarıyordu. Sesi titriyordu ve gözlerinde karmaşa vardı. "Bunu Eva'ya yapamayız. Ona ihanet edemeyiz. Aşkımızı öğrenirse kahrolur."

Kont ise sırıttı. Gözlerinde karanlık bir oyunun ipuçları parlıyordu. "Eva bizi anlar," dedi. Sesi tatlı ve telkin ediciydi, sanki bir tür sihir yapıyordu. Gabriel'in alnına nazik bir öpücük kondurdu. Bu hareket hem nazik hem de tehlikeliydi. "Hem o alışkın," dedi Kont ve elini Gabriel'in yanağına doğru uzattı. Parmaklarıyla yanağını okşarken, gizlenen arzusu açığa çıktı. Gabriel'i tutkuyla öptü. O an, sanki bir oyun başlamak üzereydi.

Sonra Kont bana döndü. Gözleri bembeyaz olmuştu, saçları da bembeyazdı. Yüzü sanki bir balon gibi şişti ve tüm odayı kapladı. Gizemin karanlık sularına doğru bir yolculuk başlamıştı. Korku ve şaşkınlıkla geri çekilmeye çalıştım ama nafile. Kont'un bembeyaz yüzü beni ezmeye başladı. Boğuluyordum, nefes alamıyordum. 

Her şey karanlığa gömüldü...

Uyandığımda ter içindeydim. Kalbim deli gibi atıyordu. Rüyadan gerçeğe geçiş beni bir an için şaşırtmıştı. Gözlerimi odama çevirdim, huzurlu bir sessizlik vardı, ancak içim hala tedirgindi. 

"Oh, rüyaymış ödüm patladı be!" dedim kendi kendime, sesim odanın sessizliğinde yankılandı, kelimeler anlamını yitirmiş gibi görünüyordu. Bir anlığına rahatlamış olsam da, rüyanın etkisi hala üstümdeydi.

O günkü hesaplaşmadan sonra Gabriel ve Kont aralarında bir anlaşma imzaladılar. Odadaki gerilim hala havada asılıydı, sanki bıçak gibi keskin ve hissedilir bir şekilde. İmzalanan anlaşma, geçici bir çözüm gibi görünüyordu, ancak içimde hala bir tedirginlik vardı. Bir süre daha bu şatoda bir arada yaşamak zorunda kalacaktık, her adımda birbirimize karşı dikkatli olmamız gerekiyordu, her sözümüzün ve davranışımızın sonuçları ağırdı. 

Anlaşmaya göre, ben karar verene kadar Kont veya Gabriel'le herhangi bir ilişki yaşarsam, seçtiğim kişi olarak kabul edilecekti ve bu durumu öğrenen diğer taraf çekip gidecekti. Hâlâ beni elde etmeye çalışan kişi ciddi sonuçlarla karşılaşacaktı, onu bekleyen tehlikeli son, odadaki tüm atmosferi daha da ağırlaştırıyordu. 

İdam edilecekti, bu kelimelerin ağırlığı odanın duvarlarına yansıyordu. Gabriel'in bu kadar ağır bir maddeyi anlaşmaya eklememesi için baskı uygulamam boşa gitmişti, çünkü ne dersem diyeyim dinlemiyordu, kendi istediğini yapmaya kararlıydı. Sonunda, bu maddeyi anlaşmaya ekleyip anlaşmayı mühürledi. 

Benimse durumu kabul etmekten başka çarem kalmamıştı, içimdeki endişe ve çaresizlik duygusu gitgide büyüyordu. Artık, belirsizlik ve gerilim dolu günlerin bizi beklediğini bilmek, içimi bir endişeyle dolduruyordu, geleceğin ne getireceğini kestirememek korkutucu bir düşünceydi.

Kontesin Laneti +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin