1. Bölüm "Gece'nin Seçimi"

172K 5.9K 2.6K
                                    

Bu hikaye yeniden düzenlenmektedir. Düzenleme süresi boyunca kaldırılmayacak, okuyabilmeniz için eski hâlinde kalacaktır.

1. Bölüm "Gece'nin Seçimi"

Genç kız bisiklet yolu üzerinde uzunca bir süre ilerledi. Burnu mu çok keskindi bilmiyordu ama Middleton yolu aşağısındaki fırında pişen kek kokularını iki blok öteden alabildiğine yemin edebilirdi. Pedal çevirdikçe cebinde tıngırdayan madeni paralarla en fazla bir kek alabileceğini de biliyordu.  Oysa o paralarla kasaba merkezinin ortasındaki dilek çeşmesine gidip dilek dilemeyi planlamıştı. Midesinden cevap niteliğinde bir gurultu yükselince genç kız rotasını fırına çevirdi. Fırının önüne gelince bisikletinden indi ve onu tezgâh camı ve fırın kapısı arasındaki kirişe yasladıktan sonra çabuk adımlarla içeri girdi. Kapıyı açıp leylak rengi duvar kâğıdıyla kaplı küçük fırına girince başının üzerindeki zil şıngırdadı ve fırın sahibi Bay Norman bakışlarını ona çevirdi.

"Emily!" diye haykırdı, orta yaşlı ve göbekli Bay Norman.  Refleks olarak gözü dükkânın camına gitti ve Emily'nin bisikletini görünce kaşlarını çattı. "Bisikletini yine kapının önüne koyduğunu söyleme bana!"

Emily suçlu bir gülümsemeyle Bay Norman'a baktı, ardından hemen onun bulunduğu tezgâhın yanında bitiverdi.

"Hemen bir kek alıp çıkacağım. Çok uzun sürmez."dedi Emily sevimli bir tavır takınarak ve gözleriyle kokusunu aldığı taze pişmiş kekleri aramaya koyuldu.

"Bana bak küçük hanım." dedi Bay Norman, kızgın bir ses tonuyla. "O bisikleti kaldırmadan zırnık alamazsın. Anlaşıldı mı?"

Ne yazık ki Emily onu dinlemiyordu. Fırının içerisindeki odadan elinde taze pişmiş kek dolu tepsiyle gelen adının Mike olduğunu bildiği, üstelik yaka kartında da bu isim yazan çalışanı görmüş ve el yakan keklerden bir tane kapabilmek için ona doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Beni dinlemiyor bile! Ah şu deli kıza da bir bak!"

Mike tepsiyi tezgâha bırakırken Emily çabucak sıcak keklerden bir tane aldı, sol eliyle de pantolonunun cebinden madeni paraları çıkarıp tezgâhın üzerine bıraktı. Fırından şimşek gibi fırlayıp çıkmadan önce Bay Norman'ın annesine bir şey iletmesini seslendiğini yarım yamalak duydu. Büyük ihtimalle saygı demişti ama bu kaygı kelimesine oldukça benziyordu ve Emily annesine Bay Norman'ın kaygılarını iletmenin daha komik olacağını düşünerek bisikletine bindi.

Emily bisikletini sürerken kekini yemek için uygun bir yer aramaya koyuldu. Bu kek ona birkaç dileğe mal olmuştu, öyleyse onu tadını çıkararak yemeliydi. Bisikletini kasabanın kuzeyine doğru sürmenin akıllıca olacağını düşündü.  Kuzeyde şirin bir koruluk vardı, insanlar buraya çoğunlukla piknik yapmaya giderdi. Emily burada yeşil çimenlere uzanarak, kakao parçacıklı kekinden bir ısırık alır ve gökyüzünde asılı bulutları seyrederek hayal kurabilirdi. Bu düşünce bir an içini kıpırdattı, eliyle tişörtünün cep kısmına koyduğu keki yokladı ve hevesle kuzeye doğru pedal çevirmeye devam etti. O pedal çevirdikçe yollar kavisleniyor ve yokuşlara dönüşüyordu.

İşte tam o anda, koruluğa altı metre kala, Emily'nin bisikleti irice bir taşa takıldı ve Emily dengesini kaybederek bisikletinden düştü. Ardından altı metrelik yokuşlu yolda yuvarlanarak koruluğa giden çalıların arasına dalıverdi. Büyük bir patırtıyla çalılara gümledikten sonra sırtüstü yere düşmüştü. İnleyerek gözlerini açtığında görebildiği tek şey gökyüzünü bütünüyle kaplayan ağaç dallarıydı. Doğrulmayı denedi ama canı öyle yanıyordu ki kaldırdığı başını tekrar yere koymak zorunda kaldı. Birkaç kemiğinin kırılmış olması muhtemeldi. Böyle bir durumda eve nasıl döneceğini de bilmiyordu. Ne de olsa Emily'de akranlarında olduğu gibi bir cep telefonu yoktu.  Herhangi birine haber vermesi olanaksızdı. Bir süre uzanıp bir yandan bacağına giren sancıyla inilderken bir yandan da bu işin içinden nasıl çıkabileceğini düşündü. Bir sonuca varamayacağını anladığında ve ağrıları şiddetlendiğinde kendini öne doğru atarak tekrar doğrulmaya çalıştı. Emily bu sefer tam oturacak kadar doğrulmuştu ki nerden geldiğini anlayamadığı sıska ve siyah, yetişkin bir kedi tam karnına atlayıp onu geri devirmişti.

Rüya BekçisiWhere stories live. Discover now