5. Bölüm "İlk Rüya"

45.8K 3.4K 1.2K
                                    

Yazarın Notu: Öncelikle bölümün gecikmesi dolayısıyla okurlarımdan özür dilemek istiyorum fakat şunu söylemeliyim ki temel ihtiyaçlarımı bile karşılamakta zorlandığım hayatımın yoğun bir dönemindeyim ve hikayeme öncelik vermem gerçekten çok güç bir durum. Yine de sizleri daha fazla bekletmek istemedim. Umarım bölüm hoşunuza gider, uzun yorumlarınızı bekliyorum. Görüşleriniz benim için çok önemli. Teşekkürler, iyi okumalar.

5. Bölüm "İlk Rüya"

Ertesi sabah Emily birkaç gündür darmadağınık olan odasını toplamak için erkenden kalktı. Önce eski nevresimlerini söküp annesinin yeni yıkadıklarını geçirdi, yere dağılmış yastıkları küçük koltuğa intizamla dizdi, dağınık kıyafetlerini katlayıp gardırobuna yerleştirdi, devrilen menekşe saksısını yerden kaldırıp pencerenin önündeki yerine koyduktan sonra yerdeki toprağı temizledi ve çalışma masasının üzerini düzeltti. Ardından komodini düzeltmek için ona yönelip üzerindeki devrilmiş vazoyu kaldırdı. Tam o sırada odasına ait olduğunu hiç hatırlamadığı kahverengi bir keseyi fark etti. Ağzı açıktı ve içi altın rengi bir tozla doluydu. Emily’nin bunun ne olduğuna ya da odasına nasıl geldiğine dair hiçbir fikri yoktu. Sonra bir anda aklına kardeşi Michael geldi, bir keresinde arkadaşından aldığı kedi kumunu Emily’nin özel bakım eşyalarının bulunduğu çekmeceye dökerek ona şaka yapmıştı. Tabii Emily bu şakayı hiç komik bulmamıştı ve onu annesine şikayet etmiş, fakat her zamanki gibi Michael’a ceza verilmemişti. Emily bu olayı anımsayınca bir anda tepesinin tası attı ve bu altın rengi tozun Michael’ın iğrenç eşek şakalarından birinin materyali olabileceğini düşünerek keseyi kaptığı gibi odasından fırladı.

“Michael!” diye bağırdı oturma odasına doğru seğirtirken. “Seni küçük işe yaramaz!”

Annesi onun bağırışlarını duyup mutfaktan fırladığı sırada Emiy holde duruyordu.

“Neler oluyor Emily?” diye sordu şaşkınlıkla, bir yandan elini bulaşık bezine kuruluyordu.

“Yine bana eşek şakası yapmaya kalktı!” diye bağırdı Emily arkasını dönüp mutfak kapısında duran annesine bakarak. “Ona milyon defa odama girmemesini söyledim!”

“Sesini alçalt Emily.” dedi annesi sakin bir tavırla. “Michael uyuyor.”

“Ama anne!” dedi Emily, fısıltıyla konuşmaya çalışırken aslında bağırdığının farkında değildi. “Eşek şakalarından bıktım!” Emily elindeki keseyi havaya kaldırarak devam etti. “Kim bilir bunun içine hangi iğrenç şeyi koydu?”

“Ona uyandığı zaman hesap sorabilirsin Emily.” dedi annesi ve tam mutfağa dönecekken duraksadı. “Bu arada, yelesi dağılmış bir aslan gibi görünüyorsun.”

 Ardından gözüyle köşedeki küçük sehpayı işaret ederek devam etti. “Saçlarını topla.”

Annesi mutfağa gidince Emily homurdanarak onun gösterdiği sehpaya ilerledi. Sehpaya bakınca bir anda Michael’a olan kızgınlığını unutuverdi, onun yerine şimdi sehpanın üzerinde küçük bir yılan gibi kıvrılmış zümrüt yeşili kurdelesini seyrediyordu. Keseyi yavaşça sehpaya bırakırken kendini düşünmeye biraz daha zorladı, kurdele eline ne zaman geçmişti? O anda aklına daha tuhaf bir şey geldi. Pelerinli çocuk dün yine ona yardım ettiğinde kurdeleyi sormuştu, hâlbuki Emily ona kurdeleden bahsettiğini hiç hatırlamıyordu. Bırak sohbet etmeyi, çocuğun adını bile bilmiyordu zaten.

Emily ‘Belki eski kurdeleme çok benzeyen yeni bir kurdeledir bu’ diye düşünerek daha fazla vakit kaybetmeden kurdeleyi almak için elini uzattı. Tam o sırada yaklaşan ayak seslerini –şüphesiz bunlar Michael’ aitti - duydu ve kurdeleyi almaktan vazgeçip arkasını döndü.

Rüya BekçisiWhere stories live. Discover now