7. Bölüm "Yanlış Anlaşılma"

38.5K 3.1K 1K
                                    

Yazarın Notu: Destekleriniz, güzel yorumlarınız ve oylarınız için hepinize teşekkür ederim. Umarım bu bölümü de beğenirsiniz, iyi okumalar.

7. Bölüm "Yanlış Anlaşılma"

“Bal gibi yaparım.” dedi Emily, cesaretini korumaya çalışıyordu. “Eğer benimle gün doğumuna kadar kalmazsan herkese Asteria’ya âşık olduğunu söylerim.

Felix bir an için bir şey diyecek gibi oldu ama sanki öfkesi bir yumru olup boğazına oturmuştu ve konuşmasını engelliyordu.  “İyi,” diyebildi Felix sandalyenin üstünde dikilmekte olan Emily’ye. “kalacağım ama o koca çeneni açıp Asteria hakkında tek kelime etmeyeceksin, anlaşıldı mı?”

“Kesinlikle.” dedi Emily mağrur bir şekilde gülümseyerek, kendini zafer kazanmış gibi hissediyordu. Sandalyeden odasının zeminine atlarken “Hadi,” dedi. Yerde duran açık mavi battaniyesini kucaklayıp yatağına götürürken de Felix’e seslendi, “İçeri gel!”

Felix buluttan karanlık odaya doğru oluşan merdiveni inerken “Sen ne tür bir sapıksın?” diye sordu. Emily’nin şaşkınlıkla ona dönüp baktığını fark edince de devam etti,  “Beni odana aldıktan sonra ellerimi ve ayaklarımı bağlayıp bir dolaba hapsedecek sonra her gün vücudumdan bir parça et kesip ızgara mı yapacaksın?”

Emily pencerenin önündeki sandalyesini çalışma masasının önündeki yerine çekerken “Aklımı okudun,” dedi kinayeli bir şekilde. “planladığım şey tam da buydu. Çünkü her zaman kendini beğenmiş, kaba ve asabi birinin tadı nasıldır diye merak etmişimdir. Senin sayende bu merakımı gidereceğim, ayrıca senden çok güzel köfte olur.”

Felix tuhaf bir ses çıkardı, Emily onun güldüğünü varsaymıştı. “Her neyse,” dedi Emily az sonra. “ben yiyecek bir şeyler alacağım. Sana da bir şeyler getirmemi ister misin?”

“İnsan eti olmazsa iyi olur.” dedi Felix yüzünde yarım yamalak bir gülümsemeyle Emily’in odasına şöyle bir göz gezdirirken. Duvara asılı rafların yanındaydı ve üstünde değişik süs eşyaları bulunan bu rafları inceliyordu. Az sonra orta rafta duran camdan kedi heykelini uzanıp aldı ve Emily’ye “Bu kadar ıvır zıvırı nereden buldun?” diye sordu.

 “Genellikle hediyelik eşya dükkânlarından,” dedi Emily ve alaycı bir şekilde ekledi, “Ben yememiz için biraz çiğ organ getireyim.” Daha sonra Emily kapıya doğru ilerledi ve çıkmadan hemen önce geriye dönüp Felix’e doğru “Hiçbir şeyi karıştırma!”dedi. Felix cevap olarak omzunu silkince Emily onun sözünü dinlemesini umarak mutfağa gitmek üzere odadan çıktı.

Hol ıssız ve karanlık görünüyordu, Bayan Farrow ve Michael’ın çoktan uyumuş olduklarına hiç şüphe yoktu. Emily yine de adımlarını temkinli tutmaya gayret ederek mutfağa geçti ve kapının karşısındaki buzdolabından sandviç malzemelerini çıkardı. Kendisine ve Felix’e sandviç hazırlarken Felix’in ağzından Asteria’yla ilgili laf almak için ne yapabileceğini düşünüyordu. Sırf bu yüzden Felix’e kalması için şantaj yapmıştı zaten, yoksa o sersemle fazladan geçireceği birkaç saat için can atmıyordu. Fakat lafı nasıl olacak da Asteria’ya döndürecekti, hem de Felix’e bu konu hakkında konuşmayacağına dair söz vermişken? ‘En iyisi konuya partiden girmek’ diye düşündü Emily ve iki bıçak hamlesiyle tost ekmeklerine fıstık ezmesi sürüverdi. Böylelikle ister istemez Asteria’dan bahsetmiş olurlardı. Emily sandviçleri kapatıp tabaklara, tabakları bir tepsiye ve malzemeleri tekrar buzdolabına yerleştirdikten sonra tepsiyi alarak aynı temkinli adımlarla odasına doğru yürüdü.  Elinde tepsi olduğundan kapıyı dirseğiyle ittirerek açmak zorunda kalmıştı. Şimdi içerisi biraz olsun aydınlıktı, Emily’nin yatağının bitişiğindeki komodinin üzerindeki gece lambası yanıyordu. Felix çalışma masasının önündeki sandalyede ayaklarını masaya koymuş ve sırtı kapıya dönük bir şekilde oturuyor, elindeki not defterine benzer şeyi dikkatle inceliyordu. Emily onun ne yaptığını görebilmek için biraz yaklaştığında Felix’in incelediği şeyin günlüğü olduğunu fark etti ve bir anda yüreği hopladı. “Günlüğümü mü okuyorsun?” diye cıyakladı hızlı adımlarla Felix’e ilerlerken.

Rüya BekçisiWhere stories live. Discover now