15. Bölüm "İhanet & İntikam"

30K 2.6K 1.3K
                                    

Yazarın Notu:

Son iki bölüm kalmış oldu, yolculuğumuzun son duraklarındayız.

Büyük finale beraber gitmek dileğiyle.

İyi okumalar.

15. Bölüm "İhanet & İntikam"

"Emily?"

Bayan Farrow kapıyı sertçe tıklattı.

"Emily, akşam yemeği vakti!"

Emily yatağının içine iyice gömüldü, yorganı başının üstüne kadar çekti ve "Aç değilim." diye seslendi. Kapının diğer tarafından Bayan Farrow'un soluk sesi duyuldu. "İçeri giriyorum." dedi Bayan Farrow az sonra ve kapı kulpunu çevirerek Emily'nin odasına adım attı. Odaya göz gezdirmesine gerek kalmadan kızının yataktaki yorgan yığınının altında olduğunu fark etmişti. Yığına doğru yaklaşırken endişeli bir sesle "Tatlım," dedi. "Neyin var? Bütün gün odandan çıkmadın."

"Ben iyiyim," diye cevapladı yorgan yığınının altındaki boğuk ve ağlamaklı ses.

"İyi görünmüyorsun." dedi Bayan Farrow yatağa otururken. Ardından derin bir nefes alarak ekledi, "Bak, eğer bu George'la ilgiliyse-"

Emily yığının arasından çabucak çıkıp yatağında oturur vaziyete gelince annesine kaşlarını çatarak "George kim?" diye sordu.

"Bay Norman," dedi annesi. Emily gözlerini devirdi.

"Hayır, onunla ilgisi yok." dedi Emily ve svetşörtünün kolunu eline doğru çekerek onunla kızarmış gözlerinde biriken yaşları sildi.

"Neden ağlıyorsun öyleyse?" diye sordu Bayan Farrow. Ardından uzanıp Emily'nin kolunu sıvazladı.

Emily dün gece olanları hatırlayınca vücudunda bir ürperti dolandı ve midesi takla attı, neredeyse kusacak gibi olmuştu. Kızarmış burnunu çekerek "Anne," diye sordu. "sence ben... çirkin miyim?"

Bayan Farrow bir süre afallamış bir ifadeyle kızına baktıktan sonra gülümseyerek "Tabii ki değilsin." dedi. Ardından Emily'nin yanağına dokunarak ekledi, "Sen dünyadaki en güzel kızsın."

"Annem olduğun için öyle söylüyorsun." dedi Emily suratını asarak.

"Belki," dedi Bayan Farrow ve kolunu kızının omzuna doladıktan sonra devam etti, "Ama seni böyle yetiştirmediğimi biliyorsun."

"Nasıl?" diye sordu Emily.

"Unuttun mu?" diye sordu Bayan Farrow. Ardından elini Emily'nin kalbinin üzerine koyarak ekledi, "Dışarıdakinin değil, içeridekinin ne kadar güzel olduğu önemli," Emily yarım yamalak gülümserken annesi devam etti, "-ve sen, yeryüzündeki en güzel kalplerden birine sahipsin."

"Başkaları bunu görmüyor ama." diye mırıldandı Emily.

"Tatlım," dedi Bayan Farrow ve kızını kendine doğru çekerek iyice sarıldı. "bunu göremeyen insanlar senin ilgini hak etmiyor demektir. Senin değerini bilmiyorlarsa, senin onlara değer vermen gerekmez."

Emily iç geçirdi. Başını annesinin göğsüne yaslarken "Haklısın," diye mırıldandı.

***

"Bana öyle bakmayı kes!" diye tısladı Felix ve önündeki küçük teneke kutuya tekme atarak onu ilerideki çöp konteynırına yuvarladı. Gece bundan etkilenmemişti, sarı gözlerini kırpmadan Felix'e dik dik bakmaya devam etti.

Felix bir tur volta attıktan sonra Gece'nin tam önünde durdu ve yere çömelirken "Ne yapmamı bekliyorsun?" diye sordu. Gece gözlerini kıstı. Felix ellerine bakarak devam etti, "-öylece gidip, 'bir pislik gibi davrandığım için özür dilerim' mi diyeyim?"

Rüya BekçisiWhere stories live. Discover now