8.Bölüm

2.7K 95 4
                                    

İyi okumalar...

Gözlerimi açtığımda yanımda Özgür vardı, kaşı patlamıştı. Tekli koltukta yayılmış kafasını başlığa yatırmış, uyuyordu. Benim yüzümden işe de gidememişti bugün.

En son... Tuğçe ile Özgür sarılıyorlardı. Aralarında birşey mi vardı? Ya Ali? Tuğçe anlamış mıydı ki kendisini sevdiğini.

Ben? Bayılmıştım da neden? Yanlarına gitmek istediğimde başım dönmüştü büyük ihtimal o yüzden düşmüştüm.

Tekrardan Özgür'e baktım. Ne zamandır uyuyor ki ya da ben ne zamandır burdaydım? Seslice ofladım.

"Elif, uyandın mı?!" deyip hemen yanıma yaklaştı, endişeli gözlerle baktı.

"Ne diye dışarı çıkıyorsun? Ben geleceğim demedim mi sana?"

"Ama gelmedin." dedim kısık sesimle.

"Gelecektim Elif." dedi. Sesi kızgın çıkmıştı.

"Özgür, Ali ile Tuğçe n'oldu?" dediğimde kaşlarını çattı.

"Ya hani demiştim ya sana Ali kızı seviyor diye o kız Tuğçeydi. En son da siz sarılıyordununuz ve Ali sana yumruk attı. E o zaman Tuğçe anlamıştır kendisini sevdiğini."

"Bilmiyorum, ama Tuğçe korkmuştu Ali bana vurduğunda. Zaten ben seni görünce kavga edemedim seni getirdik içeri. Olay büyüdü mü Bilmiyorum. "dedi.

"Sen nerden tanıyorsun Tuğçe'yi?" dedim merakla. İçimde kıskançlık olmadığını farkettim. Sanırım kabullenmiştim. Yani bu sahte birşeydi. Herkes istediği insanlarla konuşabilir, anlaşabilirdi.

"Lisede çok yakın arkadaştık ama sevgili olmadık, aramızda öyle birşey geçmemişti zaten. Şimdi birbirimizi görünce de sevindik." diye açıkladı. Bu kadar açıklama yapmasına gerek yoktu aslında.

"Özgür, Aliyi çağırsana işi yoksa, bilmek istiyorum Tuğçe öğrendi mi." dedim.

Özgür kaşlarını çatıp sıkıntılı bir şekilde odadan çıktı. Bir süre sonra Ali girdi içeri. İkisi de sinirliydi.

"Tuğçe öğrendi mi?" dedim merakla.

"Hayır, yakın arkadaş olduğumuzu o kadar kabullenmiş ki onu kıskanabileceğimi düşünmedi bile..." dedi, başı öne eğik. Bayaa üzgündü.

"Özgür, senden de özür dilerim. Öyle görünce tutamadım kendimi. Elif anlatmıştır üç yıldır seviyorum onu. Daha ben öyle sarılamazken başka birinin sarılması sinirimi bozdu." dedi.

Özgür'ün de ifadesi yumuşamış, çatık kaşları düzelmişti.

"Önemli değil kardeşim, ben olsam daha fenasını yapardım emin ol." deyip gülümsedi.

"Aramızda arkadaşlıktan başka birşey yok hatta kardeş diyebilirim. Tüm lise beraberdik. Kız kardeşim gibidir. İstersen ben de konuşayım Tuğçe ile, anlamasını kolaylaştırırım." dedi.

"Olabilir." dedi Ali düşünceliydi.

"Eliif nasıl oldun?" diyerek Tuğçe girdi odaya. Ali'ye baktığımda aynıydı. Fazla kafasına takıyordu, üzülüyordu. Çok seviyordu sanırım...

Özgür'e baktığımda bir Ali'ye bakıp yine bize döndü.

"İyiyim Tuğçe teşekkür ederim." dedim bende gülümseyerek.

"Ya özür dilerim ben. Bir yanlış anlaşılma olmuş, Özgür benim liseden arkadaşım, abim gibidir. Ali de Özgür'ün seni aldattığını düşünmüş galiba ondan vurmuştur. İkinizden de özür dilerim." dedi mahçup bir şekilde.

İYİ Kİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin