13.Bölüm

1.9K 90 26
                                    

İyi okumalar...

Hastaya bakmak için arkamı döndüğümde onu gördüm...

Donakalmış dururken yanaklarımda ıslaklık hissettim. Bilincimi toparlayıp hastaya koşacaktım ki kolumdan tutulmamla durdum.

"Elif, neden ağlıyorsun?" tanıdık sesi duyduğumda başımı kaldırdım. Özgür, iyiydi buradaydı, başında kanlar yoktu... Şükürler olsun.

Kolumu kurtarıp boynuna doladım. Kafamı omzuna gömdüğümde bir daha olmayacakmış gibi kokusunu içine çektim.

Onu kaybetmekten neden bu kadar çok korkmuştum...

"Özgür." diyerek yine ağlamaya başladığımda saçımı okşuyordu. Bir süre sonra beni omuzlarımdan tutup uzaklaştırdı.

"Elif, bu halin ne, ne oldu?" dedi kaşları çatık. Yine aklıma o görüntü geldi. Özgür'ün o durumda olabilme ihtimaliyle kalbim acıdı.

Gözümden bir damla daha yaş akınca sildim.

"Telefonun kapalıydı, kaç kez aradım. Sonra ambulans geldi." burnumu çekip devam ettim.

"İçinden sana benzeyen bir adam çıktı, yüzü gözü kan içindeydi." dediğimde hıçkırık koptu ağzımdan.

Tebessüm edip yine kendine çekti beni. Yüzümü göğsüne gömdüğümde huzur duydum, yanımdaydı...

"Topla kendini, ehliyet sınavın var. Eğer kalırsan sana bir daha ders vermem ona göre. O güzel gözlerin de dolmasın, bak yanındayım hiçbirşeyim yok." deyip başımın üzerine öpücük kondurdu.

Ayrılıp elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.

"Tamam hadi gidelim geç kalmayalım, orada bir yerde yıkarım yüzümü."

"Birincisi yüzünü şimdi yıkayacaksın, o burun temizlenecek. İkincisi zaten geç kaldık o yüzden rahat olabilirsin."

"Nasıl geç kaldım? Ama saat dah-" kolumu kaldırıp saate bakmamla beş dakika geç kaldığımızı farkettim."

"Bu yüzden gidip yüzünü yıkıyoruz." dedi ve elimden tutup hastaneye soktu.

Acilden geçtiğimizde o adamı gördüm tekrar. Gözlerim dolunca yanımdaki adama baktım. Eli elimdeydi. Yanımdaydı.

Lavabodan çıktığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Özgür yine elimi tutunca aşağı indik.

Ehliyet sınavının olacağı yere geldiğimizde diğer kursların arabası vardı ama bizim kursun yoktu. Arabadan inince Özgür yine yanıma geldi. Telefonunu çıkarıp bir yerlere bastıktan sonra kulağına dayadı.

"Cihan, bu sınav bitti mi koçum?"

---

"Tamam o son kişi olmayacak işte. Elifte sınav olacak birazdan."

---

"Konuş Cihan, konuşma demiyorum."

---

"Tamamdır eyvallah." deyip telefonunu cebine sokunca bana döndü gülümseyerek.

"Birazdan sen başlayacaksın."

"Fazla geç kaldık değil mi?"

"Ne önemi var? Girecek misin gireceksin, boşver gerisini." dedi omzunu silkip ellerini cebine soktu.

"Bu rahatlığın bir gün başımıza bir iş açacak."

"Açmaz."

"Görürüz."

İYİ Kİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin