2.Bölüm

3.9K 145 28
                                    

"A-anne."

"Ne bu Elif! Ne diyeceğim ben millete, ya biri gördüyse adın çıkar kızım adın! Seni oraya biz koca bul diye mi gönderdik!? Ne bu fotoğraf Elif!?"

Yapmıştı yapacağını, umarım diğer kişilere de atmamıştır o fotoğrafı o zaman biterim. Ne diyeceğim şimdi anneme. Takıntılı aşığım mı? Hah Elif kendini kandırma. Evlenmemek için öyle dediğimi düşünürler.

Ben ağlarken annem hala sinirli bir şekilde bakıyordu bana. Babam da öğrenirdi o zaman ne yapacağım? Babam bunu görürse biter, bana inancı ölür. Çok üzülür.

Telefonuma mesaj geldiğinde açıp baktım bildirim panelinde ise yazan şu :

"Artık hayatında yokum Elif. İstediğin oldu. Bu da beni üzmenin bedeli olsun."

Hayatımdan gitmiş miydi? Şuan sevinmem gerekiyordu ama ben mutfakta annemin karşısında ağlıyordum. Ne diyecektim şimdi o olduğunu söylesem bile yoktu.

"Bendim o Merve teyze. Özür dileriz saklı şeyler yapıyoruz ama, İstanbuldan gelince dayanamadım. Hatam büyük ne deseniz haklısınız." diyen Özgür'e baktığımda başı öne eğikti.

Ne? Neden yapıyordu bunu? Şuan beynim durmuş sadece Özgür ve anneme bakıyordum. Özgür bile isteye hayatını benimle geçirmeye ihtimal vermişti. Bilirdi o. Mahalleye en hakim kişi. Evlenmek zorunda olduğumuzu bilirdi...

"Elif, doğru mu bu kızım?" diye sordu annem ne diyecektim?

Özgür'e baktığımda kafasını onaylamak anlamında aşağı yukarı salladı.

"E-evet." dedim zorlukla şuan bu evet nikahtaki söyleyeceğim evetten farksızdı. Özgür ve ben evlenecek miydik? Hayır hayır.

"Kızım niye söylemedin daha önce? Özgür bu mahalleden sevilen sayılan, huyu güzel biri, kızmazdık ki."

Aah anne ah bi bilsen neler olduğunu böyle söyler miydin acaba hala. Özgür'e tekrar baktığımda gözü bir yere odaklanmış düşünüyordu...

Annemin telefon sesi duyulduğunda sıçradım.

"Baban arıyor Elif herşeyi söyleyeceğim eğer fotoğraf ona da gitmişse, o da sevinir zaten Özgür'le beraber olduğunuz için ama söylemediğin için kızar mı bilmem."

Ben konuşamazken başımı tamam anlamında salladım, tekrar ve tekrar Özgür'e baktım. Hala anlamıyordum neden böyle birşey yaptığını. Tamam arkadaşız ama diğerleri gibi samimi değilim ki onunla. Bir kere şakalaştığımız yok.

"Efendim Yağız."
-
"Şeymiş o ya Özgür'müş bizim, gençler işte, korkmuşlar söylemeye."
-
"Bilmiyorum Yağız gelince konuşuruz hadi Allah'a emanet ol üç tane ekmek al."dedikten sonra telefonunu kapattı ve bize baktı.

"Fazla kızmadı, gelince sende huyuna git, zaten kızmaz sana ama ne yapar bilmem. Siz de bir daha orada burda sarılmayın ben içeri geçiyorum."

Şimdi Özgür ile yalnız kalmıştık. Gözyaşlarımı silip karşısına geçtim.

"Neden yaptın?" dediğimde gözlerime baktı ama cevap vermedi.

"Özgür neden kendini yaktın, olacakları biliyorsun babam katıdır."

"O itle mi evlenseydin Elif!"

"S-sen nereden tanıyorsun?"

"Tanımıyorum. Seni öyle tedirgin evden çıkarken gördüm. Takip ettim, o şerefsiz zorla sarılmıştı sana. Onu sevmediğini anladım."

Saçlarımı geriye atıp nefes aldım, pencereye yaklaşıp camı açtım ve kafamı dışarı çıkardım nefes almak için.

Ne düşüneceğim ne yapacağım aklım fikrim almıyordu. Özgür benim için neden böyle birşey yapar, bu kadar büyük birşey, aşık mı bana? Olamaz. Olsaydı belli ederdi ki.

İYİ Kİ Where stories live. Discover now