14.bölüm

1.9K 90 11
                                    

İyi okumalar...

Başka hastalara aradığımda hepsiyle ilgileniyorlardı. Saate baktığımda beş olmuştu. Yorulmuştum ve acıkmıştım. Kafeteryaya geçtiğimde tost ve kahve istedim. Masalara baktığımda Tuğçe telefonuyla oynuyordu.

Tepsimi alıp yanına oturdum. Yarım saat kadar konuştuktan sonra tekrar acile indik. Saate baktığımda altı olmuştu. Mesaimin başlamasına daha bir saat vardı. Oflayıp Hadise ile Kemal'in yanına gittim.

Hadisenin kafası Kemal'in göğsünde, Kemal'in başı Hadisenin başının üstündeydi. İkisinin eller ise Hadisenin karnının üzerindeydi. Gülümseyip onları uyandırmak istemediğim için Esra'nın yanına gittim.

"Nasıl hissediyorsun kendini?"

"Emir nerede, nasıl oldu?"

"Hmm ben gidip bakayım ona hemen gelirim." dedim ve danışmana doğru ilerledim.

"Emir diye bir asker. Gece gelmiş ameliyathaneye alınmış son durumu ne?" diye sorduğumda danışman bilgisayarına dönüp bir yerlere bastı.

"Normal odaya alınmış durumu iyi."

"Kolu hasarlıydı sanırım o ne olmuş?"

"Doktorlar düzeltmiş, kolunu kesmek zorunda kalmamışlar." dediğinde rahatladım.

Oda numarasını da öğrendiğimde Esra'nın yanına gittim.

"Normal odaya alınmış, gitmek ister misin?" dediğimde kararsız gözlerle baktı.

"Onu sevdiğimi bilmiyor."

"Sen görmek istiyor musun istemiyor musun?"

"İstiyorum." derken gözlerini kaçırdı.

"Hadi gidelim o zaman." dedim ve kalkmasına yardım ettim. Koluma girdiğinde asansöre doğru ilerledik.

Odanın önüne geldiğimizde derin nefes verdi. Kapıyı açıp ilerledik. Emir yatmış camdan dışarı bakıyordu. Bizim geldiğimizi duymuş olacak ki kafasına bize doğru çevirdi.

Bizi görünce yanımdaki kadına takıldı bakışları, endişeli bir şekilde doğrulmaya çalıştı ama acıyla yüzünü buruşturdu.

Esra'da atılacaktı ki koluyla durdurdum. İlerletip yatağın yanındaki koltuğa oturttum.

"Esra iyi misin?" dediğinde gözlerini kızın vücudunda gezdirdi.

"İyiyim, sen nasılsın bir yerin acıyor mu?" dediğinde gözleri dolmuştu.

"İyiyim ben doldurma o gözlerini hemen. Basit bir ameliyat oldum omzumdan. Neden önüme atladın kızım? Salak mısın ya kolun yerine kafana denk gelseydi." dediğinde parçalar birleşti.

Esra Emir'e cidden yanıktı.

"Niye hakaret ediyorsun gerizekalı. Ölseydin o zaman kafama kurşun yerdim ben." demişti gözleri dolarak ve sesi titreyerek. Emir'e baktım.

Baya şaşırmıştı. Sesimi çıkarmadan izliyordum onları.

"Bak Esra beni bir daha korumayacaksın. Önüme atlayıp kahramanlık yapmak falan yok."

"Sen öyle san salak." diye homurdanmıştı Esra, güldüm.

"Ne bu ısrar Esra? Neden beni koruyup duruyorsun bu iki oldu, yüreğim ağzıma geldi. Neden yanımdasın bu kadar?" diye yükseldi Emir.

"Seviyorum seni be seviyorum beyinsiz. Hala soruyorsun. Neden savaşmaya devam etmek yerine seni koruduğumu sanıyorsun, canımdan çok seviyorum seni." dediğinde gülümseyip elimi yumruk yapıp ağzıma kapattım. Kıkırdamamak için zor tutuyordum kendimi.

İYİ Kİ Kde žijí příběhy. Začni objevovat