9.Bölüm

2.5K 93 19
                                    

İyi okumalar...

Özgürden
Elif ile anlaşma yaptığımızdan beri içimden hep onun yanında olmak, onu korumak geliyor.

Sahte de olsa evlilik yapacağız diye mi acaba sonuçta eşler birbirlerini korur.

Elif hasta olduğunda ona kızmıştım. Çocuk gibi dediklerimi yapmıyordu, inatlaşıp duruyordu.

O gün de parkta yere oturmasını istemediğimde oturmuştu. En son çözümü kucağıma almakla buldum. Kucağıma aldığımda kokusu ciğerlerime doldu, nefesi tenime değdi, gözleri gözlerime...

Kendime hakim olup kaşlarımı çatık tuttum. Bu her zaman böyle olacaktı. Ne hissettiğimi, duygularımı kimseye belli edemezdim. Elif olsa bile.

Çok azıcık belli ettiğimde bile ümitlendi. İstemsizce onu kolumun altına alıp kendime çekiyor ve saçından öpüyordum. Rol mü yapıyordum peki? Hayır. Sorunumda bu. Arkadaşların yanında bile onu kendime çekmek istiyordum. Onu korumak istiyordum peki bu aşk mıydı? Bilmiyorum...

Elifi annemlere bıraktığımda yanağımdan öpmüştü. Sonra da utanmıştı. Bana kapılmamalıydı. Onu üzerdim. Onu belki de sevmeyecektim ileride. O da beni sevmemeliydi.

Bizim evden çıktıklarında bile yüzüme bakmıyordu o gün. Gözlerinde göreceklerimden korkuyordu belki. Onu kendimden uzaklaştırıp bunun bir oyun olduğunu hatırlatmalıydım. Eğer beni seviyorsa üzülecekti ama çabuk geçerdi.

Eve gittikten sonra beni arayıp nasıl olduğumu sormuştu. Elif, bizim Elif. Hiçbir zaman aramayan Elif. Biraz daha ihtimal verdim o zaman beni sevdiğine. Parka çağırmıştı.

O günün sonunda ona demiştim bunun bir oyun olduğunu. O da haklı olarak Denizlerin yanında ona dokunmamamı istedi. Gülümsüyordu ama gözlerindeki üzüntüyü az da olsa gördüm. Özür dilerim kızım...

O akşamdan sonra kendimi tutup ona fazla yaklaşmamaya çalıştım ama nafile. Ona aşık mıyım gerçekten bilmiyorum. Belki de sadece hoşlantı...

Söz alışverişinde de dengesiz yürüyordu. Ona belinden destek verdiğimde kaskatı kesilmişti. Sorun gıdıklanması değil heyecanlanmasıydı. Onu biliyordum ama o bunu bilmiyordu...

Ona dokunurken kendimi iyi hissediyordum, bileklik ve yüzük aldığında da mutlu etmişti beni. Sonra sırtını bana yaslamıştı... Kendini benim yanımda güvende hissediyordu, biliyordum. Ve bu şey beni mutlu ediyordu.

Sonra korkuyla kazağımı açıp belime baktı. Beni merak etmişti... O zaman beni sevip sevmediğini anlamamıştım, büyük ihtimalde sevmiyordur. Mesleği bu çünkü herkesin sağlığını kontrol eder.

Ona o akşam parkta dediğim şeyle bana arkadaşça davranmaya başladı, Arda'ya nasılsa bana da o şekil. Sadece biraz daha samimi çünkü biz oyun oynuyorduk...

Sözde onu gördüğümde kalbim hızlandı. Neden hızlandı. Elif'e aşık olmuş olamam. Biz sadece oyun oynuyorduk. Eğer aşık olduysam da inkar edecektim her zaman ve öyle öyle vazgeçecektim. Ama eğer vazgeçemezsem de zamanı geldiğinde ona herşeyi anlatıp bize bir şans vermesini isteyecektim. Umarım inkar edip vazgeçerim. O sevmiyordur zaten...

Kapıda elimdeki çiçek ve çikolatayı ona verip yine kendimi tutamadım ve yanağını öptüm, güzel kokusunu duydum. Rol yapıyorduk... O da yanağımdan öpünce içeri geçtik.

Yağız Amca 'verdim gitti' dediğinde öyle bir bakmıştı ki. Bu ne sinsi bir bakış ne zafer bakışıydı. Oyundu bu öyle bakması gerekiyordu. Ama o mutluydu, bende mutluydum. Oyunu başardığımız için mi, yoksa...

İYİ Kİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin