4.Bölüm

3K 126 4
                                    

İyi okumalar...

Deniz ve Arda Özgür'ü geri çektiğinde direkt yanına koştum. Özgür'ü bir kenara oturttuklarında , Alper de yanlarına giderek Emir'in elinden bıçağı alıp yere attılar ve uzaklaştırdılar burdan.

Kızlara baktığımda İpek şoktaymış gibi bankta oturuyordu, İnci Emir'i dövüyordu, Açelya ise gülerek bize bakıyordu.

"Açelya ambulansı arasana!"

Özgür'ün yanına vardığımda bıçağın geldiği yere baktım. Çok az derinliği vardı. Yere atılan bıçağı alıp kazağımdan karın bölgemden bir parça yırtıp kopardım.

"Ne yapıyorsun kızım ört şu karnını!"

Örteceğim ben seni Özgür örteceğim, Özgür'ü takmayıp kazak parçasını alıp ilk etrafındaki kanları temizledim bir yüzüyle.

"Kapat şu montunun önünü!" dedi dişlerinin arasından. Onu ilk defa öyle gördüğümde biraz korktum ve kapattım montumu.

Kazağın diğer yüzüyle de yarasına bastırdım, kan akmaması için.

"Açelya nerede kaldı şu ambulans?!"

"Ne celalleniyorsun Elif, eniştemin boğazında yok ya kesik, gelirler şimdi."

Derin bir nefes verdim başımı öne eğip. İflah olmazdı bu kız. Özgür'e baktığımda tebessümle bana bakıyordu.

"İyisin değil mi?" dediğimde sadece başını salladı.

Ateşi var mı diye ölçmek için elimi boynuna koydum. Çok az vardı.

"Özgür şuraya tutar mısın?" dedim yarasını göstererek. Kazak parçasını o bastırmaya başladığında deri ceketini çıkarmaya başladım.

"Güzelim, daha düğünümüze çok var ama." dedi sırıtarak, ama acı çektiği her halinden belli oluyordu.

"Kapar mısın çeneni müstakbel kocacığım." dedim bu sefer ben dişlerim arasından tıslayarak.

Yarasının izin verdiğince kahkaha attı. Sırıtıyordu!

"Ulan, normal zamanda kahkaha atmazsın, şimdi yaralandın ya at kahkahanı." ceketini çıkarıp attım yere.

"Açelya! Nerde kaldı şu ambulans!? Denizler nerede!?"

"Şimdi Elifçim şöyle, ambulansı pek bilmiyorum, Denizler büyük ihtimal Emir'i dövüyor."

Bu kadar rahat konuşmasına sinir olup ellerimi saçlarıma daldırdım. Delireceğim şimdi. Özgür'e baktığımda sırıtması gitmiş tebessüm ediyordu bana bakarak.

"Bakma şöyle." deyip kafamı başka yere çevirdim sanırım sesim titremişti.

"Sen hep sinirli olsana, uslu bir kız olduğunda çok sakin oluyorsun, sıkıcı oluyor."

Ne? Ben sıkıcı mıydım yani? Hah inanmam.

"Sen bana sıkıcısın mı demek istiyorsun?"

"Ben öyle birşey mi dedim?" deyip kaşlarını çattı tekrar.

"Demedin mi?"

"Dedim mi?" deyip yine güldü. Benim de sinirim uçunca bende gülmüştüm.

Ambulansın ışıklarını gördüğümde Özgür'ün yanına çöktüm. Kolunu omzuma koyup kaldırmaya çalıştım. Zaten fazla yaralı olmadığı için kalktı.

Ambulans gelip önümüzde durduğunda, sağlık personelleri Özgür'ü içeri oturtup pansuman yapmaya başladılar.

Ben tırnaklarımı kemirerek ona bakıyordum canı acıyor mu diye. O ise önündeki kadın hariç heryere bakıyordu, rahatsızdı sanırım durumundan.

İYİ Kİ Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang